Bazı sabahlar uyanıp aynaya baktığınızda yüzünüzde beliren o hafif çizgilerin bir gün önce orada olmadığını fark ettiğiniz olur. “Gece boyunca ne yaşandı da bu iz çıktı?” diye düşünürken, aslında cevabın hiç de uzak olmadığını söyleyen uzmanlar var: Uyuma şeklimiz. Yastığa nasıl yaslandığımız, düşündüğümüzden çok daha fazla iz bırakıyor ve zamanla kalıcı kırışıklıklara dönüşebiliyor.
Her ne kadar uyku boyunca defalarca döndüğümüzü sansak da çoğu insanın yıllar içinde oturmuş bir uyku alışkanlığı bulunuyor. Özellikle yana ya da yüzüstü uyuyanlarda, yüzün aynı noktadan baskıya maruz kalması cildin gece gece katlanmasına ve giderek belirginleşen çizgilerin oluşmasına zemin hazırlıyor.
Uyku Pozisyonu Cildi Neden Bu Kadar Etkiliyor?
Uykuda beden dinlenirken, cilt de yastığın uyguladığı basınca karşı koymaya çalışıyor. Yan veya yüzüstü yatıldığında yüz, sert yastık yüzeyiyle temas ediyor ve bu tekrar eden baskı cildin doğal çizgilerine yeni katlanmalar ekliyor. İşte bu izlere “mekanik kırışıklık” deniyor.
Mimik kırışıklarından farklı olarak bu çizgilerin sebebi yaş değil, alışkanlıkla gelen fiziksel baskı.
Yapılan çalışmalar, yıllarca aynı tarafa yatmayı tercih edenlerde özellikle ağız çevresi, yanak bölgesi ve göz kenarında daha belirgin uyku çizgileri ortaya çıktığını gösteriyor.
En Az Kırışıklık Hangi Pozisyonda Oluşuyor?
Uzmanlar bu soruya oldukça net yanıt veriyor: Sırt üstü uyumak, yüzde baskı olmadığından kırışıklık oluşumunu en aza indiren pozisyon.
Bu şekilde uyunduğunda cilt havayla temas ediyor, yüz sıkışmıyor ve kan dolaşımı çok daha dengeli ilerliyor.

Yan yatanlarda kırışıklıkların bir tarafta daha belirgin olması şaşırtıcı değil; her gece aynı yana uygulanan küçük ama sürekli baskı cildi katlıyor. Yüzüstü uyku ise cildin en çok sıkıştığı ve kırışıklık riskinin en yüksek olduğu pozisyon olarak değerlendiriliyor.
Uyku Kırışıklıklarını Azaltmak İçin Ne Yapılabilir?
- Sırt üstü uykuya geçiş denemeleri: Yavaş yavaş pozisyon eğitimi yaparak alışmak mümkün. Destekleyici yastıklar süreci kolaylaştırabiliyor.
- İpek veya saten yastık kılıfı kullanmak: Sürtünmeyi azaltarak cildin daha az katlanmasını sağlar.
- Yüksek yastıktan uzak durmak: Yüzün daha fazla bükülmesine sebep olabildiği için daha alçak, ergonomik yastıklar öneriliyor.
- Cildin nemini korumak: Kuru cilt daha kolay katlandığından gece bakım rutini kırışıklıkların iz bırakmasını engellemeye yardımcı olur.
Uzmanlar, “Bütün gece aynı pozisyonda sabit durun diye bir kural yok, ancak yüzün yastığa gömüldüğü alışkanlık değiştirildiğinde ciltteki fark zamanla kendini gösterir,” diyerek alışkanlıkların önemini vurguluyor.
Mimik Kırışıklarıyla Karıştırmayın: Bu Tamamen Mekanik
Uyku sırasında oluşan çizgiler mimik hareketlerinden değil, cildin dış baskıyla katlanmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle mimik kaslarını gevşeten botoks türü işlemler bu çizgilere çok fazla etki etmiyor; asıl belirleyici olan uyku alışkanlıkları.
Her gece nasıl uyuduğumuzun yüzümüzde yıllar sonra bile iz bırakabileceğini bilmek, küçük uyku değişikliklerinin büyük bir fark yaratabileceğini gösteriyor.