Kur’an-ı Kerim’de vaktinde kılınamayan namazlarla ilgili açık bir hüküm bulunmasa da, Hz. Peygamber (s.a.v.) kendi vaktinde kılamadığı namazları kazaya bırakmış ve sahabelerine de bunu tavsiye etmiştir. Kazaya kalan namazlar, Müslümanlar için eksikliklerini gidermeye ve Allah’a yaklaşmaya vesile olur. Peki, kazaya kalan namazlar cemaatle kılınabilir mi? İşte detaylar…
Kazaya Kalan Namaz Cemaatle Kılınabilir mi?
Kazaya kalan namaz, farz namazları için geçerlidir ve sünnet namazları için kaza söz konusu değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na göre, imamla birlikte aynı vaktin namazı kılınıyorsa kazaya kalan namazlar cemaatle de kılınabilir.
Tarihsel bir örnek olarak, Hendek Savaşı sırasında Resûlullah (s.a.s.), dört vakit namazı zamanında kılamamış, daha sonra şartlar uygun olunca bu namazları sahabesiyle cemaat halinde kıldırmıştır. Abdullah b. Mesud’un rivayetinde şöyle geçer:
"Müşrikler, Hendek Savaşı’nda Resûlullah’ı namaz kılmaktan alıkoydular. Gece ilerleyince Bilâl ezan okudu ve kâmet getirdi; Hz. Peygamber öğle namazını kıldırdı, ardından Bilâl kâmet getirdi ve ikindi namazını, sonra akşam ve yatsıyı kıldırdı." (Tirmizî, Salât, 20; Nesâî, Mevâkît, 55)
Kazaya Kalan Namaz Önce mi Sonra mı Kılınır?
Eğer kazaya kalan namaz sayısı altıyı geçmiyorsa yani kişi “sahib-i tertip” ise, önce kazaya bırakılan namaz kılınır, ardından o vaktin namazı eda edilir. Altı veya daha fazla kazaya namaz varsa, kişi isterse kazayı vakit namazından önce veya sonra kılabilir. (Haddâd, el-Cevhera, 1/67; Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/64-65)
