Etnik fitne ateşi yakmak için her fırsatı deneyenler, fırsat yaratmak için her şeyi malzeme olarak görenler, toplum içinde bu hedeflerini başarıya ulaştırmak için bir çıkış yolu arıyorlar. Bu manada yıllardır en büyük hedefleri Türk-Kürt çatışması çıkarmak olan emperyalist güçler ve içimizdeki uzantıları bir türlü başarılı olamadı. Bu ülkedeki kardeşlik şuurunun gücünden dolayı bundan sonra da başarılı olmaları mümkün değildir. Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten dünyanın hiçbir gücü ayıramaz.

          Türkiye üzerinde etnik fitne ateşi yakmak için PKK isminde bir terör örgütü kurdular. Kurulduğu günden bu yana sürekli ölüm üzerine terör eylemi gerçekleştirirler ve eylemlerini de sanki Kürtleri savunuyormuş, onların temsilcisiymiş gibi yaparlar. Bu etnik fitne üretimi olan PKK bile bir gün olsun Türk-Kürt kardeşliği üzerine gölge düşüremedi. Çünkü Türk milletinin feraseti, fazileti ve milli şuuru düşünülen ve hedeflenen karanlık oyunların farkındadır.

          Son yıllarda HD(P)KK merkezli, CHP destekli bir etnik fitne ateşi yakma seansları düzenlenmektedir.

Antalya’da Kürtlere ırkçı saldırı…

Ankara’da Kürtlere ırkçı saldırı…

Sakarya’da Kürtlere ırkçı saldırı…

Afyon’da Kürtlere ırkçı saldırı…

Bu ve benzeri başlıkları HD(P)KK açıyor, içini CHP’liler dolduruyor.

          En son açtıkları konu başlığı da “Konya’da Kürtlere Irkçı Saldırı” şeklinde olmuştur. Konya’da 11 yıldır husumetli olan iki ailenin kavgasında maalesef 7 Kürt kökenli vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

          Yaşanan hiçbir kavganın temelinde kişinin etnik kökeni, konuştuğu dil kavganın ana unsuru olmamıştır. Hepsi de sosyal ilişkinin bir yerde tıkanmasıyla yaşanan kavgalar olmuştur.

          Mesela geçtiğimiz yıl yaşanan bir olaydan örnek verip, Konya’da yaşanan katliamla ilgili olayın içeriğine geleceğim.

          Geçtiğimiz yıl Ankara/Etimesgut’ta Barış Çakan isimli Kürt kökenli bir genç öldürülmüştü. HD(P)KK ve CHP sözcüleri ve bunların medya organları anında “Ankara’da ırkçı saldırı. Kürtçe müzik dinlerken öldürüldü.” şeklinde etnik fitne çıkarmaya yönelik yalan haberleri servis etmişlerdi.

          Olayda müziği dinleyen başkasıydı, o yüksek sesle dinlenen müziğe karşı okunan ezana saygı gösterilmesi sebebiyle uyarıda bulunan ise öldürülen gencin arkadaşı. Kavga bu sebepten dolayı çıkmıştı.

          Kavga sırasında öldürülen Barış Çakan’ın babası Nihat Çakan bu olayı şöyle anlatmıştı: Bunlar dışarıdayken, aracın içerisindeki 3 kişi müzik dinliyormuş, o esnada da ezan okunuyormuş. Oğlumun arkadaşı, ‘Ezan okunuyor şunun sesini biraz kısın, ezan bitsin’ diyor. Karşı taraf da diyor ki ‘Sen bana İslamiyet’i mi öğreteceksin?’ Kavga ediyorlar, arkadaşı kaçıyor, bizim çocuk ellerinde kalıyor. 3 kişi birden buna saldırıyorlar. Olay bu.

Nerde burada “Kürtçe müzik dinlerken öldürüldü.” olayı?

          Ama HD(P)KK ve CHP sözcüleri, bunların medya organları haftalarca “Ankara’da ırkçı saldırı. Kürtçe müzik dinlerken öldürüldü.” yalanını propaganda olarak kullandı.

Gelelim Konya’da yaşanan ve sonu katliamla biten olaya…

          Konya’da 11 yıl önce başlayan ve bugüne kadar devam eden olayın bir Türk-Kürt kavgası değil, “kedi ve yavruları” meselesinden başladığını duyunca etnik fitne ateşi yakmak isteyenlerin ne kadar gözü dönmüş olduğunu anlayabilirsiniz.

          On yıl önce mahkeme kayıtlarına yansıyan ifadelerde öldürülen aileden olan Yaşar Dedeoğlu’nun “Komşum İ.A. kedilerimi yavruları ile birlikte götürmüştü. Ona ‘Nataşa kedilerimi getir’ dedim. Bu nedenle hakarete maruz kaldığını söyleyip şikâyetçi oldu” dediği ortaya çıkmıştı. Yani olayların ilk başlangıç noktasında, kedi meselesinden çıkan bir kavga, hakaret ve sürekli devam eden sözlü-fiziki dalaşma hali var.

          Etnik ırkçılıktan ziyade, kedileri alınıp götürülen komşunun ettiği hakaret ve küfürlerle bugünlere kadar uzanan komşu kavgası söz konusu iken olay nasıl “Irkçılık ve Kürt düşmanlığına” taşınmıştır?

          Meselenin içine HD(P)KK ve CHP girerse görüldüğü gibi etnik fitne ateşi böyle bir olaydan bile kendine medet ummaya çalışmaktadır.

          HD(P)KK ve CHP bozuk plak gibi sürekli “Cumhur ittifakının yarattığı bu atmosfer ırkçı saldırıların nedeni” açıklaması yapmaktadır. Bu propagandanın sebebi de kapatılma atmosferinde olan HDP’yi oyuna sokma, onu muhatap yapma amacı taşımaktadır. Buradaki sinsi tezgâh ise HD(P)KK’yı Kürtlerin siyasi temsilcisi gibi gösterme gayretidir. Çözüm sürecinde AKP iktidarı bu gaflete düşmüş ve böyle bir muhataplık oluşturmuştu. Son 6 yılda ortaya konan mücadele bunun yanlışlığını görme delili olmuştur. CHP zaten PKK’yı direkt bağrına basıyor. CHP yancısı Meral Akşener ise “HDP Kürtlerin siyasal temsilcisi” diyerek en güncel gaflete ve ihanete imza atmıştı.

          Sabahtan akşama kadar Türkiye’de sonu ölümle biten birçok adli olay, kavgalar, çatışmalar yaşanmaktadır. Hiçbir olayda etnik bir arayış yaşanmazken, HD(P)KK ve CHP niçin her olaya yalan-iftira katarak etnik fitne ateşi yakmaya çalışmaktadır?

          Oysa HD(P)KK’nın kuruluş temelinde Kürtlere olan düşmanlık da vardır. Köy baskınlarında öldürdükleri Kürt kökenli vatandaşlarımız bunun en bariz örneği değil mi?

“Kürtler kadar aşağılık bir topluluk yok, en ufak hatalarında kafalarını ezeceksin, yoksa laf dinletemezsin”

“Kürt erkeği karıdan yüz kat daha karıdır. Bunlar büyük, tarihi suçlamalardır. Basit suçlama yapmam”

“HEP’e destek vermeyen Kürdün tavuğuna kadar öldürün”

          “Otoritemizi kabul etmeyenlerin evdeki faresine kadar başını ezin, göçertin. O topraklarda tarafsız kimse olmaz, ya bizdendir ya da düşman” açıklamaları yapan ve talimatları veren teröristbaşı Öcalan’ı önder kabul eden HDP’nin bırak Kürtlere yönelik bir hassasiyetini acaba şerefi, namusu var mıdır?

Böyle bir zihniyetin Konya’da ölen Kürtle ne işi olur?

Adana’da, Ankara’da, Antalya’da ölen Kürtle ne işi olur?

          HD(P)KK için Kürt, teröre destek verecek, etnik fitne ateşine benzin dökecek Kürt’se makbul ve değerlidir. HD(P)KK için etnik kökenin de önemi yoktur. Yeter ki, Türk milletinin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozacak olsun, her türlü etnik kökenin kemiğini yalar…

          ABD’ye gidip Beyaz Saray önlerinde kemik bekleyen HDP’liler, Amerika’dan tonlarca silahı alıp Türk’e, Kürt’e, Arap’a sıkan PKK adına avcı köpekliğini niçin yapıyor? Bunu Türk milletinin etnik kökeni ne olursa olsun tüm evlatları düşünmelidir.

          HD(P)KK’nın ülkemiz üzerinde etnik fitne ateşi yakma arayışları da yine kemik bekledikleri emperyalist kapılarına sadakat adınadır.

          On binlerce kişiyi öldüren terör örgütü PKK’ya sırtını dayadığını söyleyen HDP’nin Konya’da ölen 7 can için üzüntüsü olmaz. Olsa olsa etnik fitne ateşine malzeme oldukları için sevinçleri olur.

          HD(P)KK ve CHP ikilisi bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da her yaşanan olay içine etnik fitne ateşi atacaktır.

          Daha önce değişik illerde denediklerini en son Konya’da da denediler. Başarılı olamadılar. Türk milletinin kardeşlik feraseti fitnenin çocuklarına yine geçit vermedi. O zaman tekrar tekrar ifade edelim. Türk-Kürt kardeştir. Bu kardeşliği bozmaya çalışan kalleştir.

          Türk-Kürt kardeşliğini koruma noktasında çok hassas, etnik bölücülere karşı tavizsiz olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “İki aile arasında yaklaşık 10 yıldır süren bir husumeti Türk-Kürt ihtilafıyla tavzih etmeye çalışan odaklar milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemek için alçakça devreye girmişlerdir. HDP’nin, Türk Tabipleri Birliği’nin, hatta CHP’nin, hiç alakası olmadığı halde bu kanlı olayı ırkçı saldırı olarak afişe etmeye kalkışması korkunç bir provokasyon olarak karşımıza çıkmıştır. Ormanlarımız yanarken kardeşlik bağlarımızı da tutuşturmak için etnik kundakçılık yapanlar husumet cephesinde eşgüdüm halinde buluşmuşlardır. HDP’nin bir eş genel başkanı tarafından ileri sürülen, “Kürt halkına sistematik katliam politikası izleniyor” iddia ve ifadesi alenen halkı kin ve düşmanlığa kışkırtan şerefsiz bir bühtan olarak öne çıkmıştır. Her kelimesinde suçun unsurlarını barındıran bu onursuz açıklama karşısında Cumhuriyet Savcılarının derhal harekete geçmesi adalet ve ahlakın itibarı gereğidir ve bizim de akut bir beklentimizdir.” Tespitleri ve çağrısı önemlidir. Türk-Kürt kardeşliğini korumak ve yaşatmak isteyen herkes bu tespitlerden ve çağrıdan gereken anlamı çıkarmalıdır.