NTV ekranlarında yayınlanan Empati programına bu hafta genç oyuncu Mert Yazıcıoğlu konuk oldu. Ahmet Mümtaz Taylan’ın sorularına içtenlikle yanıt veren Yazıcıoğlu, hem özel hayatına dair çarpıcı detayları hem de kariyeriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
“Kızıl Goncalar’da Oynamak Büyük Bir Şanstı”
Yayınlandığı dönemde büyük ses getiren Kızıl Goncalar dizisi ile ilgili konuşan Mert Yazıcıoğlu, projede yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. “Bu kadar yetenekli oyuncunun bir araya gelmesi çok nadirdir. Oyuncu kadromuz gerçekten çok iyiydi. Bu her zaman olan bir şey değil, o yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum,” diyen Yazıcıoğlu, canlandırdığı karakter Cüneyt hakkında da duygusal bir yorum yaptı:
“Cüneyt teslim olmuş bir aşıktı. Ben ise ikna olana kadar mücadele eden biriyim. Aşkta mantığın devreye girmesini isterim.”

"Motora Binerken Ölmeyecek Gibi Hissediyordum"
Hayatı boyunca hız ve özgürlüğü sevdiğini dile getiren başarılı oyuncu, motosiklet sevgisini de şu sözlerle anlattı:
“Motor kullanırken, board yaparken ya da ata bindiğimde sadece o anı yaşıyorum. Başka hiçbir şey düşünmüyorum. Bu benim için bir çeşit terapi. Motorun üzerinde çok cesurum, sanki hiç ölmeyecekmişim gibi hissediyorum.”
Ancak bu cesaretin beraberinde bazı riskleri de getirdiğini söyleyen Yazıcıoğlu, Kızıl Goncalar görüşmesine motoruyla gittikten sonra aracı sattığını belirtti.
“Babamla Hiçbir Zaman Aynı Diziyi İzleyemedik”
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Gerçekleşmeyen hayalin nedir?” sorusuna ise Mert Yazıcıoğlu oldukça duygusal bir yanıt verdi. “Babam ben 18 yaşındayken hayatını kaybetti. En büyük hayalim, onunla birlikte bir dizimi ya da filmimi izleyebilmekti. Bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek ama hayal etmeye devam ediyorum,” diyerek izleyenleri duygulandırdı. Yazıcıoğlu, babasının yaşasaydı kendisiyle gurur duyacağını da sözlerine ekledi.
“Haciz Memurları Evimize Gelirdi”
Çocukluk dönemine dair içten itiraflarda bulunan genç oyuncu, maddi zorluklarla dolu bir geçmişe sahip olduğunu anlattı. “Ailemiz biraz para sıkıntısı çekerdi. Haciz memurları evimize gelirdi. Mikseri sakladığımı hatırlıyorum. Annemle babam sürekli çalışırdı. Liseden sonra babamı kaybettim ve hemen çalışma hayatına atıldım,” diyen Yazıcıoğlu, çocukluğunu sokakta geçirdiğini ve birden büyümek zorunda kaldığını söyledi.