Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, "İzmir Barosunun başkanlığını elinde tutan şahıs, kendisi gibilerin ihanete varan tutumlarını ifşa eden Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin adının geçtiği hadsiz laflar, kirli ağzından dökülmüştür. Temennim, onurlu meslek mensuplarının bu avukat cübbeli müsveddeyi çöpe atmalarıdır" diyerek sözlerini şöyle sürsürdü: "İzmir Barosunun başkanlığını elinde tutan şahıs, yeni dönemde aday olduğunu duyurmak için yaptığı toplantıda temsil etmesi gereken meslek mensupları yani avukatlar hakkında söyleyecek söz bulamayıp acayip sesler çıkartmış. Zaten ilk seçildiğinde de enkaz devraldık diyerek kendinden önceki baro başkanlarını ilk konuşmasında suçlama densizliğini de göstermiş, meslektaşlarını itham etmiştir. Kendisi gibilerin ihanete varan tutumlarını ifşa eden Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin adının geçtiği hadsiz laflar, kirli ağzından dökülmüştür. Görünen o ki, Avukat Özkan Yücel, meslek sorunları yerine ideolojik tutum sergileyip Türk milliyetçiliği ve liderine saldırarak yeniden seçilme umudunu taşımaktadır. Kendi beyanına bakıldığında bile, “cumhuriyetin değerleri” diyerek başladığı görev döneminde yönetimindeki İzmir Barosunun en önemli etkinliği LGBT himayeciliği olmuştur. Böyle bir başkana razı gelmek, hangi siyasi fikirde olursa olsun, İzmir Barosuna kayıtlı avukatlar açısından yeterli zuldür. Temennim, onurlu meslek mensuplarının bu avukat cübbeli müsveddeyi çöpe atmalarıdır. Bu densiz, TTB konusunda yaptığı açıklama ile kendisi gibilerin foyasını açığa vurmuş ve boyalarını silivermiş olan Liderimize karşı, iktidarla kurduğumuz ittifak ilişkisinden dolayı yakışıksız sözler söylemeye cüret etmiştir. Öncelikle, çıkartılan bu gürültü ve gürültücülerin ortak özellikleri Liderimiz Devlet Bahçeli’nin bunlarla ilgili düşüncelerinin doğruluğunu göstermektedir. Bir bozkurt yürümüş ve ardından kırk mahluk ürümeye başlamıştır. Başta Liderimiz olmak üzere Milliyetçi Hareketin bütün mensupları, milletin bekası söz konusu olunca şahsi ve siyasi beklentileri elinin tersiyle itmeyi bir onur ve milli vazife görürler. Böyle bir davranışı, terör örgütlerinin güdümünde patlamaya hazır bekleyen mayınlar anlayamaz. Ancak bu sefer mayın kendi ellerinde patlamış ve kendilerini imha etmişlerdir. Barolar ve diğer meslek kuruluşları, meslek mensuplarının ortak sorunları ile uğraşmak yerine Türkiye düşmanı siyasal faaliyetler için buralara çöreklenmiş görünmektedir. Yaptıkları yanlışlar açığa çıkarılınca, siyasallaştırıldıklarından dem vurmaktadır. Devlet Bahçeli adına yönelik bu kudurmuş saldırganlık, ortaya çıkartılan gerçeği ağırlığını taşımaya bu densizlerin bile takatinin kalmadığının delilidir. Bu ülkeye, kurumlarına ve değerlerine düşman olup gökkuşağının renklerine sarılıp ele geçirdikleri kamu gücünü, terörün emrinde kamu düzeninin tahribi için kullanmalarına imkan kalmamıştır. Mızrak en renklisinden de olsa özgürlük çuvalına sığmaz hale gelmiştir. Demokrasi perdesinin ardına saklanıp terör örgütleriyle ortaklık halinde bu kurumları paravan olarak kullanmaktadır. Bunu kulaklarında orak-çekiç, ağızlarında devlet ve millet düşmanlığı ile sergilemektedirler. Avukatlık mesleğinin onurlu mensuplarını, anayasamızda yer alan ülkesi ve milletiyle bölünmez Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkarak meslek teşekküllerine sahip çıkmaya davet ediyorum. Sizin sayenizde var olan bu kuruluşlar, siz sahip çıkmazsanız size ve geleceğimize zarar vermek için kullanılan cephe harekatının bir aracı haline gelmektedir. Kendi meslek kuruluşlarınızın yönetimini, meslek şerefine sahip meslektaşlarınıza teslim etme gerekliliği sağduyunuza, basiretinize ve özsaygınıza emanettir. Son söz olarak Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanına karşı densizlik yapan kişi kamu vicdanında ve hukuk nezdinde hak ettiği karşılığı alacaktır."