MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin 3. maddesi üzerinde konuştu.

MHP'li Kaşlı'nın açıklaması şu şekilde;

Öncelikle, Hakkâri 1. Dağ ve Komando Tugay Komutanlığımıza bağlı geçici üs bölgemize sızma girişiminde bulunan PKK’lı hainlerin saldırısı sonucu şehit düşen 12 kahramanımıza yüce Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Yaralı kahraman yiğitlerimize yüce Allah’tan acil şifalar diliyor, öfkemizin ve acımızın kinimiz kadar büyük olduğunu belirtiyorum. Hiç şüphe yok ki şehitlerimizin kanları yerde kalmayacak, katillerin kökleri kazanıncaya kadar mücadelemiz sürecektir.

Ülkemiz, bulunduğu jeopolitik konumu itibarıyla üç kıtayı birbirine bağlayan, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, tarıma elverişli topraklarıyla tarihin her döneminde çok çetin mücadelelere ve çok kanlı savaşlara sahne olmuştur. Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimin yaşandığı, dünyadaki yeryüzü cenneti olan bu topraklarda kalabilmenin ilk önceliği askerî ve ekonomik olarak güçlü bir devlet olabilmektir. Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın ilk, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 7’nci bütçesinin sonuna yaklaşırken edindiğimiz tecrübeyle, özellikle vurgulamak isterim ki önceki dönemlerde de bütçelerin büyük bir bölümünü savunma, güvenlik ve enerji ithalatına ayıran ülkemiz, artık bu alanlarda özellikle Cumhur İttifakıyla birlikte yakaladığı başarıyla bütçenin büyük bölümünü vatandaşımızın refahı ve ülkemizin kalkınması adına Akkuyu Nükleer Santrali ve yerli otomobilimiz Togg gibi büyük yatırımlara ayırmaktadır.

Ülkemizin 15 Temmuz 2016 yılında yaşadığı hain darbe girişimini, kadim devlet geleneği ve Türk milletinin iradesiyle bertaraf ederken 16 Nisan 2017 referandumuyla cumhuriyet tarihimizin en köklü siyasi reformuna imza atmış. Özellikle liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ön almasıyla Cumhur İttifakı vücut bulmuş, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi hayata geçirilmiştir. O süreçte gerçekleştirilen birlik ve beraberlik ruhundan doğan Cumhur İttifakı, Türkiye'yi siyasi bakımdan daha güçlü, tehdit ve tehlikelere karşı etkin politikalar üretilebilen bir konuma taşımış, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bu anlamda istikrarın ve bağımsızlığının teminatı olmuştur.


Nitekim, Mehmetçik’imizin yıllardır “Giremez.” dedikleri Gabar Dağı’nda bugün günlük 35 bin varil petrol ve Karadeniz'de ise günlük 7 milyon metreküp doğal gaz üretilmektedir. Türkiye, ortaya koyduğu bu iradeyle savunma ve güvenlik alanında olduğu gibi enerji tedarikinde de yakın gelecekte bağımsız hâle gelecek. İnovasyon, teknoloji, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat gibi tüm büyüme alanlarında daha da güçlenecektir.

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda stratejik ve siyasi atılımları tek tek gerçekleştirirken Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden önce kurulan ve her birinin ortalama ömrü bir yıl üç ay olan 65 hükûmetten sonra yakaladığımız güçlü istikrarın en önemli göstergesi ise Türk Savunma Sanayisinde atılan büyük adımlardır. Türk savunma sanayisi, ekosistemi son yıllarda yakaladığı nitelikli büyümeyle 2022 yılında cirosu 12 milyar doları aşarak bir rekor kırmış; dışa bağımlılığımız yüzde 80’ler seviyesinden yüzde 20’lere gerilemiş; sektörde faaliyette olan yaklaşık 3 bin firma ve 80 binden fazla çalışanıyla savunma sanayisi ülke sanayimizin taşıyıcı gücü hâline gelmiştir.

2023 yılı ihracat hedefine ulaşan ülkemiz, 2024 yılında ise bu alanda hedefini 11 milyar dolar seviyesine yükselterek dışa bağımlılığı yüzde 15 seviyesine indirmeyi hedeflemektedir. Küresel pazarda SİHA, İHA gibi hava araçları, çok çeşitli kara araçları ve deniz platformları başta olmak üzere, yaklaşık 230’u bulan ürün çeşidini 170 ülkeye ihraç eden Türkiye, bölgesinde bir ihracat üssü hâline gelmiştir. Yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda uluslararası alanda kabul görmüş ürünlerin ve muadillerinin üretiminin yanında, tamamen bize özgün, Türk mühendislerinin tasarımı olan ve oyun değiştiren ürünlerin geliştirilmesiyle Türkiye, sınır güvenliğini tesis etmiş; 2016 yılında Suriye, Afrin, El Bab, ve Cerablus'ta gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekâtı’nı; 2018 yılında Suriye, Afrin ve Halep'te gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı Harekâtı ve 2019 yılında Kuzey Irak bölgesinde gerçekleştirdiğimiz Pençe serisi harekâtları ile yine aynı yıl Suriye'de gerçekleştirdiğimiz Barış Pınarı Harekâtı’nı; 2020 yılında Suriye'de gerçekleştirdiğimiz Bahar Kalkanı Harekâtlarını başarıyla icra etmiştir. Diğer taraftan, yerli ve millî mühimmatların üretilmesinin önemi Karabağ zaferinde idrak edilmiştir. Tam otuz yıldır Türk milletinin dilinde bir sevda türküsü olan Azerbaycanlı kardeşlerimizin öz toprağı Karabağ Türk askerinin lojistik desteği ve yerli millî silahlarımızın harekâta yön vermesiyle tam kırk dört günde Ermeni işgalinden kurtarılarak türkün zaferiyle sonuçlanmıştır. Tam da o günlerde tıpkı 1974 dokuz Kıbrıs harekâtında olduğu gibi NATO müttefiklerimizin dahi silah ambargolarına maruz kaldığımız düşünüldüğünde savunma sanayisinde yerli ve millî üretim kabiliyeti artırmanın hayati önemi net olarak idrak edilmiştir.

Türk asrının mimarı gücünü eskisinden itibaren “Güçlü devlet güçlü ordu” ilkesinden alan Türkiye, gök vatanımızın çelik pençesi, ismini bizzat liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin verdiği ilk uçuşu üç gün sonra yani 27 Aralıkta gerçekleşecek olan KAĞAN ile KIZILELMA ve TAYFUN’la geçtiğimiz günlerde seri üretim anlaşmaları imzalanan SİPER ve HİSAR göklerde, ALTAY ana muharebe tankıyla KORHAN, BARKAN’la karada, TCG ANADOLU, AKHİSAR, KOÇHİSAR ve BARBAROS’la mavi vatanda ve artık uzayda yakaladığımız başarıyla stratejik üstünlüğünü ispatlamıştır.

Cumhur İttifakı’yla kırk altı yıl sonra kapalı Maraş’ın açılması, seksen altı yıl sonra Ayasofya’nın ibadete açılması uluslararası alanda dostlarımıza güven düşmanlarımıza endişe ve korku vermiştir.

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin 1992 yılında idealize ettiği 2023 lideri ülke Türkiye dönemi artık önlenemez bir yükselişle başlamış, cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye sınır ülkelerle karşılaştırıldığında bölgesinde lider ülke konumuna gelmiştir. Devir artık Türk devridir; herkes hesabını buna göre yapmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi siyasetteki muazzam özgür ağırlığıyla, desteği ve iradesiyle 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde alnının akıyla çıkmıştır. Şimdiki hedefimiz ise 31 Mart 2024 yerel seçimleridir. Yine liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği “Yerel yönetimlere düşen zillet lekesini kazıyarak çıkarmak, Türk devrine, Türkiye Yüzyılı'na, uyanan tarih ve millî şuura müstesna bir hizmet olacaktır.” 31 Mart yerel seçimlerinde de milletine sevdalı Cumhur İttifakı’yla istikrarımızı sürdürecek inşallah, daha nice zaferleri ve hizmetleri milletimizle buluşturacağız. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak tüm gayemiz, gayretimiz ve uğraşımızla “Önce ülkem ve milletim.” diyen siyasi ahlak ve erdemin simgesi liderimizin önderliğinde mücadelemizi sürdürecek, her türlü terörün ve siyasi krizlerin önüne geçecek, Cumhur İttifakı’nı istikrarın teminatı yapacağız.