EMANET EHLİNE GERİ VERİLECEK

DEPREMLERDEN en çok etkilenen illerden biri olan Hatay'ın il kongresinde konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Lider Devlet Bahçeli'nin Hatay dâhil, depremlerden etkilenen 11 ilde ve ilçelerinde belediyelerin Cumhur İttifakı tarafından kazanılmasının önemine değindiğini hatırlatarak, "31 Mart 2024’te emanet ehline geri verilecek, belediyeler birer birer Cumhur İttifakı adaylarının eline teslim edilecektir" diye ifade etti.

DÖNEKLERDEN HAYIR GELMEZ

CHP ve yancısı İP'in ülkemize hayr getirmeyeceğinin anlaşıldığını ifade eden Yalçın, "İP, şimdilerde zillet cephesindeki ortağını hizaya getirmek için satış ve ihanet dansları sergileme hevesindedir. Dün davasına ihanet edenlerin çıkar birlikteliği ederek kurdukları İP, bütün çıplaklığı ve ayıplarıyla milletin huzurundadır. Milletimiz “İYİ” bilmektedir ki davasına ihanet eden, millete de ihanet eder. Davasını satan, milleti de satar. Devşirme, bukalemun ve döneklerden millete hayır gelmez" diye konuştu.

YENİ BİR ANAYASA LAZIM

Anayasa tartışmaları hakkında CHP’nin ve yancılarının durduğu yeri eleştiren Yalçın, "CHP sözcülerinin hem “Anayasa’ya uymuyorlar.” gerekçesiyle Anayasa değişikliğine peşinen karşı çıkması, hem de Anayasa marifetiyle seçilen Cumhurbaşkanı ve hükümetinin meşruiyetini tartışmaya kalkması yaman bir çelişkidir. Eğer iktidar meşru değilse Anayasa da meşru değildir. O hâlde her iki şekilde de ülkeye yeni bir Anayasa lazımdır. CHP’nin bir numaralı yancısı İP için ise Anayasa meselesi bir lükstür" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Hatay İl Kongresi yoğun bir katılımla gerçekeştirildi.

Divan Başkanı Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın ile Divan üyeleri Milletvekili Lütfi Kaşıkçı ve (THE) Av. Mehmet Bilgili'nin görev aldığı kongrede Mehmet Fevzi Altay yeniden MHP Hatay İl Başkanı seçildi.

MHP İl Kongrelerinin Hatay ile birlikte 60'incisinin tamamlandığını belirten MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, partisinin Hatay il kongresinde ülke gündemiyle ilgili önemli mesajlar verdi.

Hatay'ın; Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu bölgelerde en çok hasara ve zarara uğrayan illerimizden biri olduğunu söyleyen Yalçın kongre salonunda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Depremin meydana geldiği 6 Şubat’tan itibaren devletimiz ve milletimiz, yaraların sarılması için bütün kurum ve kuruluşlarıyla seferber olmuştur.

Partimiz de felaketin ilk saatlerinden itibaren bütün varlığı ve teşkilatlarıyla depremzede vatandaşlarımızın yanında yer almıştır.

Depremlerden etkilenen bölgelerin yeniden ayağa kalkması, partimizin birinci önceliği olmuştur.

Anadolu coğrafyasında barışın, hoşgörünün ve bin yıllık bir arada yaşama kültürünün sembolü olmuş Hatay’ın eski görkemli günlerine kavuşması için milletçe el birliği etmekteyiz.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, Hatay dâhil, depremlerden etkilenen 11 ilde ve ilçelerinde belediyelerin Cumhur İttifakı tarafından kazanılmasının önemine çeşitli vesilelerle değinmiştir.

Devletimizce, teşkilatlarımız ve mensuplarımızca götürülen hizmetlerin aksamaması, siyasi rant ve bozgunculuk peşindeki parti ve çevrelerin istismarının engellenmesi için bu elzemdir.

MHP’nin Yerel Seçimlerde hedefi; elbette sadece Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde değil, bütün vatan sathında başarılı olmaktır.

Bu hedefe ulaşmak için azimle, istekle, şevkle çalışacağınıza inancımız tamdır.

Zira MHP, bütün varlığıyla millet vicdanının eseridir.

MHP, fikir ve inanç hürriyetinin, barış içinde ve bir arada yaşama kararlılığının, laikliğin, modern demokrasinin, insan haklarının en büyük güvencesidir.

Partimizin ülkü ve ilkeleri; yabancı kaynaklardan değil, milletin köklü değerlerinden ilham alınarak şekillenmiştir.

MHP’yi meydana getiren milliyetçi/muhafazakâr kitlelerin vatan ve millet sevgisine, imana vicdana, hak ve hukuka riayet ilkesine dayanan demokrasi anlayışı da tamamen yerlidir.

Milletimizin bekası, devletimizin kıyamete kadar temadisi için mücadele veren MHP; Türk demokrasisinin olgunlaşmasında büyük rol oynayan partilerin başında gelmektedir.

Bize rakip, hasım olan ve CHP’nin başını çektiği zillet cephesinin esin kaynağıysa kaderlerini bağladıkları Batılı merkezlerdir.

Özellikle CHP, bugünlerde değişim adı altında yaman bir değiş tokuş kavgasının anaforundadır.

Esasen CHP’de değişim değil, başkalaşım vardır.

CHP, kusurlarını şiddet ve kavga libasıyla örtmektedir.

CHP, her hüsranın ardından yeni bir çatışma iklimi üretme peşine düşmektedir.

Her hayal kırıklığının ardından daha hırçın, daha saldırgan ve daha antidemokrat olmaktadır.

Tabanının umutlarını böyle diri tutmaktadır.

CHP'yi ayakta tutan, şedit üslubu ve tarzıdır.

CHP’nin siyasi yakıtı; kavga, şiddet ve hırçınlıktır.

CHP, nefret kültüründen beslenmektedir.

CHP; kendi kitlesini karşıtlık havasıyla müteyakkız tutmakta, husumetle konsolide etmektedir.

CHP, siyasi enerjisini aşağılamadan ve saldırganlıktan, antidemokratik yöntemlerden almaktadır.

CHP; şiddet, çatışma, gerginlik ve kutuplaşmadan beslenmektedir.

CHP’nin, ülkede ve bölgede barış iklimine katkıda bulunmak gibi bir derdi yoktur. 

CHP’nin millete başka türlü görünecek mecali de, ufku da yoktur.

Anayasa tartışmaları hakkında CHP’nin ve yancılarının durduğu yer üzerinde de birkaç kelam etmeliyiz.

Demokrasilerde yürütme organını millet iradesi belirler.

Türkiye’de de yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı, seçimle iş başına gelmiştir.

Millî irade, sandıkta rengini belli etmiştir.

Cumhur İttifakı, parlamentoda çoğunluğu sağlamıştır.

Buna rağmen meşruiyet tartışması açan CHP; vesayet sistemine alışmış, bundan beslenmeyi siyasi gelenek hâline getirmiştir.

CHP; sandıktan çıkamadığı için, sandığa da halka da kızgındır.

Sözde halkçı bir parti, oylarıyla iktidarı belirleyen halka karşı husumet duymaktadır.

CHP’nin gayrimeşru ve illegal oluşumlarla iş tutması, halk iradesine buğzetmesindendir.

Anayasa değişikliği bir zaruret olmasına rağmen, CHP ve yancıları koro hâlinde darbe Anayasası’nın devamı yönünde tavır almıştır.

Oysa yamalı bohçaya dönen 1982 Anayasası, 21. yüzyılın icaplarına ve ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır.

Mevcut Anayasa Türkiye’yi taşıyamamaktadır.

Türkiye’nin vizyon ve misyonuna yaraşır yeni bir Anayasa, zaruridir.

Gelgelelim, muhalefet statükocudur.

Diğer taraftan CHP’nin Anayasa bağlamındaki olumsuz tutumu da milletle zıtlaşma, millî iradeyle inatlaşma huyundandır.

CHP sözcülerinin hem “Anayasa’ya uymuyorlar.” gerekçesiyle Anayasa değişikliğine peşinen karşı çıkması, hem de Anayasa marifetiyle seçilen Cumhurbaşkanı ve hükümetinin meşruiyetini tartışmaya kalkması yaman bir çelişkidir.

Eğer iktidar meşru değilse Anayasa da meşru değildir.

O hâlde her iki şekilde de ülkeye yeni bir Anayasa lazımdır.

CHP’nin bir numaralı yancısı İP için ise Anayasa meselesi bir lükstür.

İP, şimdilerde zillet cephesindeki ortağını hizaya getirmek için satış ve ihanet dansları sergileme hevesindedir.

Dün davasına ihanet edenlerin çıkar birlikteliği ederek kurdukları İP, bütün çıplaklığı ve ayıplarıyla milletin huzurundadır.

Milletimiz “İYİ” bilmektedir ki davasına ihanet eden, millete de ihanet eder.

Davasını satan, milleti de satar.

Devşirme, bukalemun ve döneklerden millete hayır gelmez.

Adım adım yaklaştığımız Yerel Seçimlerde millet, CHP ve İP başta olmak üzere bozguncular korosunun biletini yine kesecektir.

Belediyeleri rüşvetçiler pazarına, terörist yuvasına, rant değirmenine çevirenler; sandık marifetiyle öğütülecektir.

31 Mart 2024’te emanet ehline geri verilecek, belediyeler birer birer Cumhur İttifakı adaylarının eline teslim edilecektir."

Editör: Bilge Güler