Son yıllarda modada sadeleşme ve bilinçli tüketim eğilimleri öne çıkarken, bu anlayışı en iyi yansıtan trendlerden biri de hiç kuşkusuz “Quiet Luxury” yani “Sessiz Lüks” tarzı oldu. Özellikle pandemi sonrası dönemde artan sade yaşam isteğiyle birlikte, logolu ve abartılı kıyafetlerin yerini daha sade, kaliteli ama mütevazı parçalar almaya başladı.
“Quiet Luxury” tarzı, lüksü bağırmadan yaşayanların tercihi olarak tanımlanıyor. Bu stil; gösterişli markalardan çok kumaş kalitesine, dikiş detaylarına ve zamansız silüetlere odaklanıyor. Modanın öncüsü olarak gösterilen Gwyneth Paltrow, Sofia Richie, Kendall Jenner ve hatta Succession dizisindeki karakterler bu trendin ikonik temsilcileri arasında.
Z ve Y kuşağının tercihi
Bu moda anlayışında temel prensip: az ama öz giyinmek. Dışarıdan bakıldığında sade görünen bir kaşmir kazak ya da kusursuz kesimli bir ceket, aslında binlerce liralık bir yatırım olabilir. Amaç, kaliteyi göstermek değil hissettirmek. Bu nedenle “Quiet Luxury”, statü sembolü olarak logo değil, ustalıkla dikilmiş bir kalıp ya da üstün kumaş seçimini ön plana çıkarıyor.
Türkiye’de de yavaş yavaş yükselen bu trend, özellikle kurumsal giyimde ve şehirli modern kadınlar arasında ilgi görmeye başladı. Z jenerasyonu ve Y kuşağı da artık sürdürülebilirlik ve şıklığı bir arada sunan bu tarzı tercih ediyor.
Sessiz lüks akımı, sadece kıyafetlerde değil; çanta, ayakkabı ve aksesuar tercihlerinde de sade formlar, doğal tonlar ve uzun ömürlü ürünlerle kendini gösteriyor. Kısacası Quiet Luxury; yüksek kaliteyi, minimal bir estetikle birleştirerek zamansız bir şıklık sunuyor.
