Özgür Özel’in CHP genel başkanlığına aday olduğu günlerdi.

Partisinin Diyarbakır il kongresinde yaptığı konuşmada “Sen seçersin ben görevden atarım. Böyle bir demokrasiyi, kayyum demokrasisini, demokrasiye vurulan kayyum hançerini reddediyoruz” dedi.

Genel başkan olduğunda kayyumlara karşı nasıl bir bakış açısına sahip olacağını o zamanlar bu sözlerle duyurdu.

***

Özgür Özel CHP’ye genel başkan oldu.

Elbette adaylıktan makama geçiş kayyumlara bakış açısında bir değişime neden olmadı.

Göreve gelmeleri halinde kayyum atanması gereken işlere imza atacağı muhtemel DEM’lilerle kent uzlaşısı adı altında ittifak kurarak seçimlere girmesi kayyumlara karşı duruşunu sürdüreceğinin en önemli deliliydi.

***

Ve Özgür Özel’in ortakları, seçimlerin ardından kuruldukları belediye başkalıklarından “bize kayyum atayın” ricasında bulunmaya başladı.

Diyarbakır belediyesinin eş başkanları, Özgür Özel’in demokrasiye vurulan hançer olarak nitelendirdiği kayyumlardan hesap soracaklarını söyledi.

Bu hesap soruşu kayyum yönetiminde zamanında kaldırılan Kürtçe tabelaları belediyeye yeniden asarak başlayacaklarını ve ayrıca hesap sormaya Kürtçe tabela asan işletmelere vergi indirimi uygulayarak devam edeceklerini açıkladı.

***

DEM’liler elde ettikleri belediyeler aracılığıyla kamusal alanda ikinci bir dili yaygınlaştıracaklarını ilan ederek etnik fitneleri nasıl körükleyeceklerine dair ipuçlarını vermeye başladı.

Bu duruma bakıldığında PKK’nın siyasi uzantısı DEM açısından yadırganacak bir durum olmadı.

Kandil’den talimat alanlardan bu davranışların haricinde bir şey zaten beklenemezdi, onlar varlık sebepleri neyse onu yerini getireceklerini gösterdi.

***

Tuhaf olan ise Özgür Özel’in takındığı tavırdı.

Ne geçmişteki açıklamalarına paralel olarak ittifak ortaklarını destekleyen bir açıklama yaptı ne de bugün partisinin sergilediği belediyelere “T.C.’yi geri getirdik” tiyatrosunun gereği bölücü emellerin karşısında durdu.

Hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin misali sessizlik sarmalına büründü.

***

Belediyelere T.C. asmakla övünenlerin, Kürtçe tabela üzerinden devlete başkaldırdığını duyuranlara bir çift söz söylemeleri gerekmez miydi?

Ya da demokrasinin sırtındaki hançer olarak gördükleri kayyumlardan hesap sorulmasını destekleyen bir açıklamada bulunmaları icap etmez miydi? 

Nereden bakarsanız bakın, CHP’ye özel bu sessizlik hiç ama hiç yakışmadı…