CHP’li belediye başkanları tespih taneleri gibi birbiri ardına adaylık açıklaması yaptı.

İmamoğlu, Soyer ve Yavaş…

İstanbul, İzmir ve Ankara’nın CHP’li belediye başkanları bir kez daha adaylık için niyetlerinin olduğunu geçtiğimiz günlerde gösterdi.

***

İfade etmek gerekir ki, hangi partiden olursa olsun mevcut belediye başkanlarının tekrar aday olmayı istemeleri en doğal hakkıdır.

Hizmetle mükellef oldukları illere tek bir çivi çakmamış olmaları dahi bu hakkı onların elinden almaya maalesef engel olmamaktadır.

Onlar hayal eder, partileri aday gösterirse tekrar seçilmek için er meydanına çıkarlar, buradan sonra artık karar milletindir.

***

Nitekim bu üç belediye başkanı da tekrar seçilme isteklerini dile getirmektedir.

Hiçbiri “yahu ben 5 yıl görev yaptım, tek bir vaadimi bile yerine getirmedim, bu hâlde vatandaştan nasıl oy isterim” diye düşünmemektedir.

Bu düşüncesizlik içinde olmaları da doğal hakları, çünkü kendi tercihleridir.

***

Yani asla nasıl adaylıklarını açıklarlar düşüncesinde değilim.

Benim takıldığım nokta, adaylıklarını açıklarken sarf ettikleri sözler…

Özellikle de Mansur Yavaş’ın kullandığı “rozetsiz başkanlık” ifadesi…

***

Yasal olarak “bağımsız belediye başkanı” ifadesi varken…

Yasal olmasa da “herkesin belediye başkanı” tabiri varken…

Mansur Yavaş niçin “rozetsiz başkanlık” söylemini tercih etmiş olabilir ki?

***

Bu sorunun cevabı için lafı hiç eğip bükmenin, uzatmanın manası yoktur.

Herkesin bildiği üzere kendisi CHP-İP-HDP iş birliğinin meyvesi olarak belediye başkanı seçilmiştir.

Parmak hesabıyla bu üç partinin oylarını toplamakta, birinin eksikliğinde kazanamayacağını görmektedir ve aklınca yerel seçimler öncesi yeni bir denklem kurmaktadır.

***

Bu denkleme göre Mansur Yavaş yine CHP’nin adayı olacaktır, böylece CHP’nin desteği ceptedir.

“Her yerde kendi adayımızı çıkaracağız” açıklamasının mürekkebi kurumadan “Ankara’da ittifak adayını destekleriz” diyen İP’in oyunun da nerede olduğu açıktır.

Geriye kalan HDP’nin desteğidir.

***

Bu nedenle de “bağımsız belediye başkanlığı”, “herkesin belediye başkanlığı” gibi ifadeler yerine “rozetsiz başkanlık” deyişi özenle seçilmiştir.

Çünkü yakaya takılmamak üzere sandığa kaldırılan rozetler parti rozetleri değil, Türk bayrağı rozetidir.

Mansur Yavaş’ın HDP’nin desteğini almak için girdiği kılık utanç vesikasıdır.

***

Bu utanç vesikası aynı zamanda fıkralara konu olan durumlar gibidir:

Temel ve Fadime uzun yıllar nikâhsız yaşamaktadır.

Bir gün Fadime:

-Temel bu iş böyle olmuyor, evlenelim artık, der.

Temel gayet sakin:

-Bizi bu saatten sonra kim alır Fadime’m, der.

***

Mansur Efendi’nin HDP’nin desteğini almak için kılıktan kılığa girmesine gerek yoktur.

Tüm Ankara onun HDP ile yaşadığı gayrimeşru durumu bilmektedir.

Ankaralı uzun bir süredir yerel seçimler için kurulacak sandığı, bu çürümüş zihniyetten Ankara’yı kurtarmak için fırsat olarak beklemektedir, bu saatten sonra bu kararı değiştirecek bir formül yoktur…