Günlük hayatta “ya beceremezsem, ya eksik kalırsam” düşüncesi artık birçok kişinin omzunda görünmez bir ağırlık gibi duruyor. Uzmanlar, bu yoğun kaygının aslında bir adı olduğunu söylüyor: atelofobi, yani mükemmel olamama korkusu. Çoğu kişi bunu sadece “mükemmeliyetçilik” sanıyor ama işin aslı çok daha derin; bu korku zamanla bütün günün ritmini bile bozan ciddi bir psikolojik yük haline gelebiliyor.
Psikologlara göre özellikle genç yetişkinler ve yoğun tempoda çalışanlar, en küçük hatada bile panikleyen bir ruh haline bürünüyor. Kişi bir anda bir karar veremez hâle geliyor, sürekli “acaba yeterince iyi miyim?” sorusuyla kendi kendini yoruyor. Birçok kişi bu duyguyu öyle içselleştiriyor ki artık fark etmeden hayatının her alanını yönetir hale geliyor.
Belirtiler Sessizce Ortaya Çıkıyor
Uzmanlar, atelofobinin ilk adımlarının çoğu zaman kişinin kendisine bile belli etmeden başladığını söylüyor.
Bu süreçte:
- Eleştirilmekten çekinme,
- En ufak hatayı bile felaket gibi görme,
- Başarısız olmaktan korkup işleri erteleme,
- Sosyal ortamda gergin hissetme,
- Bir gün özgüvenin tavan, ertesi gün dipte olması gibi dalgalanmalar sıkça yaşanıyor.
Bu ruh hali uzun sürdüğünde vücut da tepki vermeye başlıyor: çarpıntı, mide düğümlenmesi, nefes darlığı, uykusuz geceler… Yani mesele sadece “hata yapmak istememek”ten çok daha fazlası.

Toplumsal Baskı ve Sosyal Medya Ateşi Körüklüyor
Uzmanlar, günümüz dünyasında her şeyin kusursuz görünmesi gerektiğine dair baskının giderek arttığını belirtiyor. Sosyal medyanın filtreli ve her an “mükemmeli” gösteren düzeni, insanların kendisini istemeden de olsa başkalarıyla kıyaslamasına yol açıyor. Bu da atelofobinin daha hızlı yayılmasına zemin hazırlıyor.
Peki Bu Korkunun Üstesinden Gelmek Mümkün mü?
Kesinlikle evet… Psikologlar, ilk adımın kendine küçük bir izin vermek olduğunu söylüyor:
“Hata yapmak insan olmanın bir parçasıdır.”
Bunun yanında:
- Gerçekçi hedefler koymak,
- Kendine karşı daha yumuşak ve anlayışlı olmak,
- Sosyal medya baskısından uzaklaşmak,
- Ve gerekirse profesyonel destek almak süreci büyük ölçüde hafifletiyor.
Kısacası, atelofobi kimseyi seçmiyor; ama doğru farkındalıkla, doğru destekle bu görünmez yükten kurtulmak fazlasıyla mümkün.