“Ben sadece biraz çekingenim” diye düşünüyorsanız, belki de durum düşündüğünüzden daha derindir. Sürekli “uyumlu” olmaya çalışan, kendi isteklerini bastıran, hep başkalarının onayını arayan biriyseniz… Bu sadece karakter yapınız olmayabilir.

Uzmanlara göre çekingen kişilik bozukluğu, bireyin ilişki kurma isteğini bastıran, reddedilme korkusunu büyüten ve yaşamı sessiz bir yalnızlığa dönüştüren bir rahatsızlık. “Hayır” diyemeyen, hep geri planda kalan, görünmez olmayı seçen insanlar aslında içten içe büyük bir kaygı ile mücadele ediyor olabilir.
Nedir Bu Bozukluk?
Çekingen (Kaçınmacı) Kişilik Bozukluğu, kişinin hem sosyal hem duygusal yaşamında derin bir geri çekilme halidir.
Bu kişiler:
- İnsanlarla bağ kurmak ister ama “ya reddedilirsem?” korkusuyla adım atamaz.
- Eleştirilmekten çekinir, küçük bir olumsuz yorum bile günlerce aklından çıkmaz.
- Kendini sık sık başkalarıyla kıyaslar, yetersiz hissettiğinde tamamen içine kapanır.
- Sosyal ortamlarda var olmayı değil, görünmemeyi seçer.
Bu nedenle de dışarıdan bakıldığında “uyumlu, sessiz, mütevazı” biri olarak görülür ama aslında bu uyum, içsel bir savunma biçimidir.

Neden “Fazla Uyumlu” Hissediyoruz?
1. Reddedilme korkusu
En belirgin neden, “beğenilmemekten” duyulan derin korkudur. Eleştirilmemek için kişi sürekli onay arar, tartışmalardan kaçar ve kendini geri çeker.
2. Yetersizlik duygusu
“Ben yeterince iyi değilim” düşüncesi, kişinin kendine güvenini zedeler. Başarısız olmamak için denememeyi tercih eder.
3. Sosyal stres hassasiyeti
Toplum önünde konuşmak, yeni biriyle tanışmak ya da dikkat çekmek bu kişilerde yoğun kaygı yaratır.
4. Aşırı uyum davranışı
Eleştirilmemek için herkesle iyi geçinmeye çalışan, “fazla kibar”, “fazla anlayışlı” kişiler aslında içten içe tükenmiş hisseder.
Kimlerde Daha Sık Görülür?
- Toplumun yaklaşık %2’sinde görülür.
- Kadın ve erkeklerde benzer oranlardadır.
- Çocuklukta reddedilme, alay edilme ya da sosyal dışlanma deneyimleri yaşayanlarda risk artar.
Belirtiler
Kendinizde bu durumu fark edebilirsiniz:
- Sosyal ortamlarda görünmek istememek, konuşmaktan kaçınmak
- “Ya beni beğenmezler” düşüncesiyle yeni ilişkilere mesafeli durmak
- Topluluk önünde yoğun utanç ya da panik yaşamak
- Küçük eleştirileri bile kişisel almak
- Kendini başkalarından aşağı görmek
- Herkesle iyi geçinmeye çalışırken kendini unutturmak
Nedenleri
Tek bir nedeni yok; genetik yatkınlık, çocukluk travmaları ve kişilik özellikleri iç içe geçmiştir.
- Aşırı eleştirilen ya da reddedilen çocukluk deneyimleri
- Sürekli başkalarıyla kıyaslanmak
- Aile içinde duygusal destek eksikliği
Bu koşullar, bireyi yetişkinlikte “görünmez olmayı” güvenli bir sığınak olarak benimsemeye iter.

Tanı ve Tedavi
Çekingen kişilik bozukluğu “utangaçlık”tan çok daha fazlasıdır. Tanı koymak için bir uzmanın değerlendirmesi gerekir.
Tedavide en etkili yöntem Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT)’dir. Bu terapiyle kişi:
- Kendi olumsuz düşüncelerini fark etmeyi,
- Sosyal ortamlarda kontrollü şekilde var olmayı,
- Özsaygısını yeniden inşa etmeyi öğrenir.
Gerekirse antidepresanlar ya da anksiyete ilaçları da süreci destekler. En önemlisi ise, kişinin “kendine şefkat” göstermeyi öğrenmesidir.
Yaşamdan Bir Gerçek
“Ben kimseye yük olmak istemem” diyen o sessiz cümle, aslında çoğu zaman içsel bir yalnızlığın yansımasıdır. Kaçınmacı kişilik bozukluğu yaşayan bireyler, anlaşılmak ister ama anlatmaktan korkar. Bu yüzden de “fazla uyumlu” görünürler. Ama bu uyum, bazen ruhun çığlığıdır.
Kaçınmacı kişilik bozukluğu, sessiz bir mücadeledir. Kişi uyumlu görünür ama içinde sürekli bir “reddedilme korkusu” taşır. Fark etmek, ilk iyileşme adımıdır.