Bazen öyle bir bitki vardır ki, yıllardır mutfak rafının bir köşesinde sessizce bekler ama bir anda herkes ondan bahsetmeye başlar. Son günlerde adı yeniden duyulan Meryem Ana dikeni tam da böyle bir dönüş yapıyor. İnsanlar, özellikle karaciğerde yarattığı o beklenmedik rahatlama hissini keşfettikçe, bitki adeta yeniden gündemin yıldızı oldu.
Karaciğerin gün içinde nasıl yorulduğunu hepimiz az çok hissederiz… Yağlı bir yemek sonrası oluşan ağırlık, stresin sindirime bile yansıdığı o gerginlik ve zaman zaman yaşanan şişkinlik… İşte Meryem Ana dikeninin ünü, tam da bu hislere hafiflik katmasından geliyor. Bitkinin içinde “silymarin” adı verilen güçlü bir bileşen bulunuyor. Uzmanlara göre bu madde, karaciğer hücrelerini korurken aynı zamanda onların kendini yenileme sürecini destekliyor. Bir nevi organın üzerine ince bir koruma örtüsü seriyor diyebiliriz.
Neden Tekrar Popüler Oldu?
Sosyal medyada “şişkinliğim azaldı”, “kendimi daha hafif hissediyorum”, “enerjim toparlandı” gibi yorumlar çoğalınca, Meryem Ana dikeni kısa sürede merak edilen doğal yöntemlerden biri haline geldi. Karaciğer yağlanması, detoks dengesi ve sindirim rahatlığı konularının da son dönemde daha sık konuşulması, bitkiye olan ilgiyi bir anda yükseltti.

Nasıl Kullanılıyor?
Bitkiyi çay olarak demleyen de var, öğütülmüş tohumunu yemeklere ekleyen de… Takviye formunda alanların sayısı da az değil. En pratik kullanım yöntemi, hafifçe ezilmiş tohumları sıcak suyla demlemek. Ancak kapsül ya da sıvı ekstre kullanılacaksa mutlaka uzman görüşü almak gerekiyor.
Kimler Daha Dikkatli Olmalı?
Hamileler, emziren anneler, düzenli ilaç kullananlar ya da kronik hastalığı olanlar, bu bitkiyi “doğal” diye rastgele tüketmemeli. Çünkü her doğal ürün herkes için aynı etkiyi göstermeyebilir.
Doğru şekilde kullanıldığında Meryem Ana dikeninin karaciğerde sağladığı o beklenmedik rahatlama, bitkiyi yeniden konuşulur hale getirmiş durumda.