Türkgün | Sağlık | Kadınların üçte biri aynı sorunu yaşıyor! Adet kisti gerçeği

Kadınların üçte biri aynı sorunu yaşıyor! Adet kisti gerçeği

Her ay yaşanan o tanıdık kasık sancısı bazen sadece regl değil, vücudun daha dikkatli dinlenmesi gereken bir uyarısı olabilir. Detaylar haberimizde...

Her ay yaşanan o tanıdık kasık sancısı bazen sadece regl değil, vücudun daha dikkatli dinlenmesi gereken bir uyarısı olabilir. Detaylar haberimizde...

MUHABİR: Deniz Şirin

Adet dönemine birkaç gün kala kasıkta hissedilen batmalar, karında açıklanamayan bir şişkinlik ya da içten gelen o doluluk hissi… Pek çok kadın bu belirtileri “regl yaklaşıyor” diyerek önemsemeden geçiyor. Ancak her zaman mesele basit bir adet sancısı olmayabiliyor. Bazen o hafif gibi görünen ağrı, yumurtalık üzerinde sessizce büyüyen bir adet kistinin ilk işareti olabiliyor.

Asıl zor olan da tam burada başlıyor. Çünkü yumurtalık kistlerinin büyük bölümü uzun süre hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Bir kontrol sırasında tesadüfen fark edildiğinde ise kadınların zihninde aynı soru beliriyor: Bu kist tehlikeli mi?”

Her 3 kadından 1’i mi? Rakamlar ne söylüyor?

Sosyal medyada sıkça dolaşan “her 3 kadından 1’inde adet kisti var” söylemi kulağa ürkütücü gelse de, tıbbi kaynaklar bu ifadeyi biraz daha temkinli ele alıyor. Genel veriler, yumurtalık kistleriyle karşılaşma oranının çoğunlukla %10 ile %30 arasında değiştiğini gösteriyor. Yani daha doğru bir ifadeyle, pek çok kadın hayatının bir döneminde bu durumla karşılaşabiliyor.

“Adet kisti” denince ne anlaşılmalı?

Günlük dilde adet kisti denildiğinde, çoğu zaman yumurtlamanın doğal sürecinde ortaya çıkan fonksiyonel yumurtalık kistleri kastediliyor. En sık rastlanan iki tür var. İlki, yumurtanın içinden çıktığı kesenin sıvı ile dolarak büyümesiyle oluşan foliküler kistler. Diğeri ise yumurtlama sonrası ortaya çıkan ve sıvı biriktiren korpus luteum kistleri.

Bu kistler genellikle bir hastalık olarak değil, adet döngüsünün geçici bir parçası gibi davranıyor. Çoğu zaman herhangi bir tedaviye gerek kalmadan, birkaç ay içinde kendiliğinden küçülme eğilimi gösteriyor.

Belirti vermeyebilir… ama beden bazen sinyal gönderir

Bazı kistler yıllarca sessiz kalabilirken, bazıları küçük ama dikkat çekici işaretlerle kendini belli edebiliyor. En sık dile getirilen yakınmalar arasında; kasığın tek tarafında hissedilen ağrı, karında doluluk ya da şişkinlik, adet düzensizliği, normalden daha ağrılı regl dönemleri ve ilişki sırasında hissedilen baskı yer alıyor.

Burada altı çizilmesi gereken nokta şu: Her kasık ağrısı kist anlamına gelmez. Ancak sürekli tekrar eden, giderek artan ve günlük yaşamı zorlaştıran ağrılar “nasıl olsa regl” denilerek geçiştirilmemeli. Düzenli jinekolojik muayene ve gerektiğinde yapılan ultrason kontrolleri, kistin yapısını ve risk durumunu netleştirmede en güvenilir yol olarak öne çıkıyor.

Ne zaman acil? Bu belirtiler alarm sayılıyor

Nadir de olsa bazı kistler patlayabiliyor ya da yumurtalığın kendi etrafında dönmesine neden olabiliyor. Bu durumlar hafife alınacak tablolar değil. Ani başlayan şiddetli kasık ya da karın ağrısı, buna eşlik eden mide bulantısı, kusma, ateş, baş dönmesi, bayılacak gibi olma hissi ya da soğuk terleme gibi belirtiler varsa, zaman kaybetmeden tıbbi yardım almak hayati önem taşıyor.

Tedavide en sık tercih edilen yol: Takip

Fonksiyonel kistlerin büyük bölümü birkaç hafta ya da birkaç ay içinde kendiliğinden küçülüyor. Bu nedenle hekimlerin ilk yaklaşımı çoğu zaman “izleyelim” oluyor. Belirli aralıklarla yapılan ultrason kontrolleriyle kistin seyrine bakılıyor.

İlaç konusu ise sıkça kafa karıştırıyor. Doğum kontrol haplarının mevcut kisti eritmesi beklenmiyor. Ancak bazı durumlarda yeni kist oluşumunu azaltmak amacıyla tercih edilebiliyor. Bilimsel çalışmalar da bu ilaçların fonksiyonel kistlerin daha hızlı kaybolmasını sağlamadığını ortaya koyuyor.

Kist büyümeye devam ediyorsa, görüntüsü fonksiyonel kistten farklıysa ya da şikayetler yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiliyorsa, bu kez cerrahi seçenekler gündeme gelebiliyor.

Adet kistleri çoğu zaman kendiliğinden gerileyen, iyi huylu oluşumlardır; ancak ani ve şiddetli ağrı gibi uyarı işaretleri ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...