Omuzda farklı rahatsızlıklar gelişebilir. Bunlar arasında en yaygın görülenler ise yumuşak doku iltihapları ve sıvı birikimleridir. Bu grupta bursit, tendinit, tenosinovit, kapsül iltihabı ve donuk omuz gibi durumlar yer alır. Peki, bu tür sorunlar ortaya çıktığında hızlı ve etkili bir tedavi mümkün mü? Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kesmezacar, son dönemde omuz hastalıklarına yönelik uygulanan tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
YANLIŞ HAREKETLERE DİKKAT!
Prof. Dr. Kesmezacar, “Omuz sorunlarının temelinde genellikle eklemin taşıma kapasitesini aşan yükler ve hatalı pozisyonlarda yapılan tekrarlayıcı hareketler yer alıyor. Vücut mekaniğini iyi tanımak, omuz çevresindeki kasları doğru egzersizlerle güçlendirmek, günlük yaşamda omuza zarar verebilecek duruşlardan uzak durmak ve yorgun omuza yük bindirmemek, omuz sağlığını korumada büyük önem taşır” dedi.
Travmalar sonucunda omuzda kırık ve çıkıkların görülebileceğini ifade eden Prof. Dr. Kesmezacar, “Bunun yanı sıra omuz bölgesinde tümörler ve enfeksiyonlar da gelişebilir. Bu rahatsızlıkların ortaya çıkmasında genetik yatkınlık kadar, omzun hatalı kullanımı, aşırı zorlanması ve yanlış hareket alışkanlıkları da etkili olur” diye belirtti.
GECE AĞRILARI UYKUYU BÖLEBİLİR
Ağrının özellikle hareket sırasında arttığını, bazı hastalarda dinlenme esnasında bile devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Kesmezacar, şu ifadeleri kullandı:
“Gece ağrıları sık görülür ve uyku düzenini bozarak kişinin yeterince dinlenmesini engelleyebilir. Hareket kısıtlılığı nedeniyle kişi günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorlanabilir. Bazı durumlarda omuzda güçsüzlük hissi oluşur ve hasta kolunu tam olarak kaldıramaz. Uzun süren omuz hastalıkları ilerledikçe kas zayıflığı gelişebilir, bu da işlev kaybını artırır. Tüm bu sorunlar hem yaşam kalitesini hem de kişinin sosyal ve profesyonel hayatını ciddi şekilde kısıtlayabilir.”
İLERİ VAKALARDA AMELİYAT GEREKEBİLİR
Her omuz rahatsızlığının farklı nedenlerle ortaya çıkabileceğini ve farklı düzeylerde ağrıya yol açabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kesmezacar, “Enjeksiyon tedavileri bazı hastalarda geçici rahatlama sağlasa da, ileri derece kireçlenme, tendon yırtığı, sık tekrarlayan çıkıklar veya ciddi hareket kısıtlılıklarında kalıcı çözüm genellikle cerrahidir. Sürekli enjeksiyonla ameliyatın ertelenmesi, omuzdaki hasarın ilerlemesine ve cerrahi başarı oranının düşmesine neden olabilir” uyarısında bulundu.
PRP VE KÖK HÜCRE YÖNTEMLERİ UMUT VADEDİYOR
PRP (Platelet Rich Plasma) ve kök hücre enjeksiyonlarının, hasarlı dokuların onarımını destekleyerek uzun vadede iyileşmeyi amaçladığını belirten Prof. Dr. Kesmezacar, “PRP tedavisinde, kişinin kendi kanından elde edilen, yüksek oranda trombosit içeren plazma yeniden vücuda enjekte edilir. Bu sayede hücre yenilenmesi desteklenir ve doğal iyileşme süreci hızlanır” dedi.
ULTRASONLA NOKTA ATIŞI TEDAVİ
Omuz ağrılarında enjeksiyon tedavisinin pek çok farklı rahatsızlığın tedavisinde etkili bir yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Kesmezacar, “En sık tercih edilen yöntemlerin başında enjeksiyon gelir. Bunun dışında sinir blokajları ve doku yenilenmesini hedefleyen hücresel tedaviler de uygulanabilir. Ancak omuz gibi karmaşık anatomik bölgelerde enjeksiyonun doğru noktaya yapılması çok önemlidir. Bu nedenle ultrason eşliğinde uygulama, hem tedavi başarısını artırır hem de yanlış enjeksiyon riskini ortadan kaldırır” şeklinde konuştu.
