Türkgün | Sağlık | Terapistler de Depresyona Giriyor! İşte kendilerine uyguladığı 12 psikolojik destek yöntemi

Terapistler de Depresyona Giriyor! İşte kendilerine uyguladığı 12 psikolojik destek yöntemi

Kulağa tuhaf gelebilir ama doğru başkalarının yaralarını saran terapistler de bazen kendi karanlıklarına düşebiliyor. Her gün başkalarının acılarını dinlemek kolay değil; o yük bir noktada omuzlarına çöküyor. Peki onlar bu karanlıktan nasıl çıkıyor? İşte terapistlerin kendi iyileşme sırları…

Kulağa tuhaf gelebilir ama doğru başkalarının yaralarını saran terapistler de bazen kendi karanlıklarına düşebiliyor. Her gün başkalarının acılarını dinlemek kolay değil; o yük bir noktada omuzlarına çöküyor. Peki onlar bu karanlıktan nasıl çıkıyor? İşte terapistlerin kendi iyileşme sırları…

MUHABİR: Deniz Şirin

“Bir terapist asla depresyona girmez” diyenlere küçük bir hatırlatma: Onlar da insan. Onların da kötü günleri, kırılgan yanları ve içsel boşlukları var. Fakat fark ettirmeden, profesyonel bir zarafetin içinde saklıyorlar çoğu zaman. Yine de düştüklerinde, ayağa kalkmanın yollarını kendi deneyimlerinden öğreniyorlar. Çünkü iyileşmeyi meslek değil, yaşam biçimi haline getirmişlerdir.

1. Kendi Terapistlerine Gidiyorlar

Terapistler de terapiye gider! Çünkü duygusal yükü paylaşmadan taşımak imkansızdır. Kendi meslektaşlarına giderek hem profesyonel hem de duygusal bir ayna tutarlar kendilerine. “Benim de yardıma ihtiyacım var” diyebilmek, en büyük güç göstergesidir.

2. Günlük Rutinlerine Sıkı Sıkıya Sarılıyorlar

Bazen yalnızca kahve kokusu, bazen kısa bir sabah yürüyüşü... Küçük alışkanlıklar, depresyonun karanlığında tutunacak güçlü dallar gibidir. Düzenli uyku, basit bir sabah rutini bile terapi kadar etkili olabilir.

3. Yazının İyileştirici Gücüne Güveniyorlar

Terapistler için yazmak, sadece kelimelerle değil, duygularla nefes almak gibidir. Günü, hislerini, hatta korkularını kağıda dökerler. Çünkü içindekini yazmak, zihindeki düğümleri çözmenin en doğal yoludur.

4. Kendilerine Karşı Nazik Olmayı Öğreniyorlar

Mükemmel olmak zorunda değiller. “Her şeyi bilmeliyim, güçlü görünmeliyim” baskısını bir kenara bırakıp kendilerine “Ben de hata yapabilirim” demeyi hatırlatırlar. Öz-şefkat, iyileşmenin ilk adımıdır.

5. Meditasyon ve Farkındalıkla Anda Kalıyorlar

Zihin bazen geçmişte takılır, bazen geleceğe kaçar. Ama terapi pratiği onlara şunu öğretmiştir: Gerçek iyileşme “şu an”da olur. Bu yüzden meditasyon, nefes egzersizleri ve farkındalık onlar için sadece teknik değil, bir yaşam tarzıdır.

6. Doğayla Temas Kuruyorlar

Bir parkta yürüyüş, rüzgarın sesi, toprak kokusu… Doğa, insanın ruhunu yavaşlatır. Terapistler, doğanın sade ritminde kendilerini yeniden bulurlar. Bazen sadece gökyüzüne bakmak bile yeterlidir.

7. Güvendikleri İnsanlarla Dertleşiyorlar

Her şeyi içe atmak iyileştirmez, büyütür. Terapistler de güvendikleri birkaç dostla, meslektaşla ya da aile üyesiyle duygularını paylaşırlar. Konuşmak, yükü hafifletir; anlatmak, iyileştirir.

8. Sosyal Medyaya Mesafe Koyuyorlar

Sürekli başarı hikayeleri, mutlu anlar görmek, en sağlam zihni bile yorabilir. Terapistler, depresyon dönemlerinde ekran sürelerini azaltır, “gerçek hayatla” yeniden bağ kurar.

9. Ruhlarını Besleyen Kitaplara Sarılıyorlar

İyi bir kitap, bazen iyi bir terapi gibidir. Psikoloji, felsefe, edebiyat… Hangisi olursa olsun, kelimelerde kendilerini bulur, yeniden anlam kazanırlar.

10. Uykuya Gerçekten Değer Veriyorlar

“Biraz daha çalışayım” cümlesi, terapistler için bile tehlikelidir. Çünkü yorgun bir zihin sağlıklı düşünemez. Düzenli uyku, depresyonla mücadelede sessiz ama güçlü bir silahtır.

11. Vücutlarını İhmal Etmiyorlar

Zihin ve beden bir bütündür. Sağlıklı beslenme, sadece fiziksel değil, duygusal enerjiyi de destekler. Omega-3, tam tahıllar, bol su ve renkli sebzeler... Hepsi iyileşmenin görünmez kahramanlarıdır.

12. Kendilerine Zaman Veriyorlar

Hiçbir terapist “hemen geçmeli” demez  kendisine bile. Çünkü bilirler: iyileşmek, hızla değil, sabırla olur. Kendi ritimlerinde, kendi zamanlarında yeniden doğarlar.

Terapistler de üzülür, tükenir, düşer. Ama farkları, o karanlıkta ışığı bulmayı öğrenmiş olmalarıdır. Çünkü onların işi, sadece iyileştirmek değil; her defasında yeniden ayağa kalkmanın mümkün olduğunu hatırlatmaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...