Türkiye geçtiğimiz pazar sandığa gitti, seçimini yaptı.

Önümüzdeki beş yılın yerel yöneticilerini belirledi.

Yaşadığı il, ilçe ve beldeye kimin daha iyi hizmet edeceğini düşünüyorsa ona oy verdi.

***

Bu yazıyı yazarken Anadolu Ajansı’nın internet sayfasında yer alan bilgilere göre ülkemizde yer alan 1328 belediyenin 505’ini AK Parti’nin, 421’ini CHP’nin, 186’sını MHP’nin, 82’sini DEM’in, 60’ını YRP’in, 29’unu İP’in, 21’ini BBP’nin ve 24’ünü ise diğerlerinin kazandığı bilgisi yer alıyordu.

Yapılan itirazların neticeye kavuşması sonucu kesin sonuçların açıklanmasıyla beraber yukarıdaki rakamlar elbette değişecekti.

Önümüzdeki günlerde değişmeyecek tek şey ise seçimler aracılığıyla Türk milletinin verdiği mesajdı.

***

Bu mesajın ekonomik boyutu vardı.

Ayrıca sosyal sıkıntıları içermekteydi.

Üzerinde düşünülmesi gereken çok boyutlu konuları bir arada barındırdığı da doğruydu.

***

Nitekim seçimin hemen ardından yapılan açıklamalarda sorunlara çözüm üretme noktasında gerekli adımların atılacağını duyurması ile özellikle Cumhur İttifakı milletin sandıkta verdiği mesajı doğru anladığını gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında “Milletin kararının, hiçbir baskıyla, dayatmayla, yönlendirmeyle karşılaşmadan sandıkta tebarüz etmesi, demokrasimiz için başlı başına büyük bir kazançtır. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. 31 Mart bizim için bir bitiş değil, aslında bir dönüm noktasıdır” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli ise yaptığı açıklamada “MHP demokratik mesajı almış, seçim sonuçlarının çok boyutlu değerlendirmesini yapmak üzere kolları sıvamıştır. Ekonomik şikayetlerin toplumsallaşıp siyasal alana sirayetiyle tepkisellik dozu bir hayli fazla olan sonuçlar ülke genelinde tezahür etmiştir” ifadelerini kullandı.

***

Cumhur İttifakı cephesinde durum buyken, Cumhur İttifakı karşıtlarının milletin sandık mesajını doğru yorumlayıp yorumlamadıkları konusu şüpheli kaldı.

Önümüzdeki günleri erken seçim yaygarası kopararak geçirirlerse bilin ki, milletin mesajı doğru algılanmadı.