Türk toplumu için evrensel ahlakın ve ilkelerin neler olduğu apaçık ortadayken siyasilerden bazılarının dezenformasyon, mezenformasyon ya da malenformasyondan medet umması, onların gözleri kararmış, kulakları işitmez olmuş, vicdanları kararmış, akılları tutulmuş olmasının bir sonucudur. Yaptıklarının ve yapacaklarının ne kendine ne de insanlığa hayrı olmayacaktır. Siyasi yandaşlarının şakşaklarıyla her şeyin yolunda olduğunu ve doğru olduğuna inanıyorlar. Zannediyorlar ki siyasi ahlaksızlıklarını insanlar görmüyorlar!

Siyaset ahlak ve etik ilkeler içerisinde yapılırsa insanlığa yaralı olur. Eskiden Köroğlu "Silah çıktı mertlik bozuldu!” diyordu. Şimdilerde “konjonktürellik” çıktı ahlaki ilkeler bozuldu! Evrensel ahlak ilkeleri bu hayata mahkûm edildi, dünyevileştirildi, bireyselleştirildi. Kırmızı çizgiler ortadan kalktı. 

Yalan, dolana sarılan, dönme dolap gibi dönen, ilkesizliği ilke olarak içselleştiren siyasetin içindeki bazı insanlar, toplum tarafından kabul görmenin öncelikle etik ilkelere uygun ahlaki davranışlarla mümkün olabileceğini gözden kaçırdılar. Bu nedenledir ki yenilgi üzerine yenilgi almakta, küçüldükçe kaybolmaktadırlar.

Eğer var olmak, toplumsal düzende bir karşılık görmek, insanlık yararına çalışılmak isteniyorsa siyaset ve ahlakın/etiğin birbirinden ayrılmayan olmazsa olmaz bir olgu olduğu hiç akıldan çıkarılmamalıdır. 

Tarih boyunca biz Türklerin tarih sahnesinde her zaman varoluşumuzu, siyaset ve etik/ahlak ilişkisini en iyi şekilde ortaya koyarak başardığımızı söyleyebiliriz. 

İşte bu tür kaygılarla kaleme alınmış eserlerden biri olan Yusuf Has Hacib'in ‘Kutadgu-Bilig’ (Devlet Yönetme Bilgisi) eseri kendi ulusal kültür tarihimiz için siyaset ve ahlak ilişkisini ortaya koyması bakımından eşsiz bir hazinedir. ‘Kutadgu-Bilig’ tür olarak bir ‘siyaset-nâme’dir.  Yazılmasındaki başlıca amaç, 11. yüzyıl Türk aydınlarının ahlak, siyaset ve devlet yönetimi alanındaki geleneksel görüş ve anlayışlarını bir kitapta toplamak, bu geleneksel ahlak ve devlet anlayışını hükümdarlara, yönetenlere ve devlet adamlarına anlatmak, benimsetmek ve gelecek kuşaklara aktarmaktır.

Yusuf Has Hacib'e göre ahlâk ve siyaset sistemi başlıca dört ilkeye dayanmaktadır: ‘Bilig/bilgi, ‘kılgı/uygulama, ‘könilik/adalet ve ‘kut/egemenlik’. 

Yusuf Has Hacib’e göre yönetenlerde olması gereken erdemler şunlardır: Adalet/könilik, iyilik/edgülük, bilgelik/biliglig, akıllılık/ukuşlug, merhamet/bagırsak, sabır/serimlig, cömertlik/akı, seçkinlik/talu, soyluluk/tüzün. Ayrıca yedirme, içirme, giydirme, para dağıtma, iyi ad bırakma, halkı güven refah-sevinç içinde yaşatma. 

Bin yıl önce yaşayan Yusuf Has Hacib’in, hükümdarlara, devlet adamlarına ve yöneticilere bıraktığı mesaj şu olsa gerektir: "Bilgiye ve akla değer ver; yaptığın iyiliklere karşılık bekleme; kanun, düzen ve adaletten yana adil ol; gelenek ve göreneklere bağlı kal; ahlaki kurallardan şaşma". 

Yusuf Has Hacib'in üzerinde ısrarla durduğu bir konu var: Bilgi. İnsanı hayvandan ayıran bilgi; karanlık gecede bir meşale gibi bize ışık tutan bilgi; erdemin temeli olan bilgi.

Yusuf Has Hacib'in ahlâk sisteminde bilgi, akıl ve uygulama birbirleriyle âdeta perçinlenmiştir. Kutadgu-Bilig’i okuduktan sonra bir yandan ‘bilig/bilgi’ ve ‘ukuş/akıl’ diğer yandan ‘kılgı/uygulama’ ve ‘konilik/adalet’ karşımıza hem teorik ve hem de pratik ahlâk sisteminin ana düşünceleri halinde çıkmaktadırlar. 

Kutadgu-Bilig'de yönetenlerin sahip olması gereken insani ve ahlaki nitelikler şu şekilde özetlenebilir: Yiğitlik ve cesaret, bilgelik ve akıllılık, erdemlilik, dürüstlük, ihtiyatlılık,  zalim olmamak, adil olmak. Tün bunları hayatında içselleştirmek yani uygulamalarda da bunu göstermek.

Ayrıca Yusuf Has Hacib şöyle diyor: "Adının ün ve şöhret kazanmasını isteyen hükümdar, şu beş şeyi kendinden uzak tutmalıdır: Biri acelecilik, ikincisi cimrilik, üçüncüsü öfke, dördüncüsü inatçılık, beşincisi yalancılıktır". Yine Yusuf Has Hacib'e göre, yönetenlerin halk tarafından sevilmesi ve saygı görmesi için, güler yüzlü, tatlı sözlü ve yumuşak huylu olmaları önemlidir. 

İşte bu inanç, tutum ve davranışlarla Türkler dünya tarihinin en parlak sayfalarında yerini almıştır.

Sevgili okurlarım, günümüze gelindiğinde söyleyin bakalım kim “bilge” kim “şarlatan”?. Kim ahlak timsali topluma model olmakta, Türkiye’nin önünü açmakta, mutluluk refahı için çalışmakta? Kim küresel güçlerin bir aparatı gibi hareket etmekte, konjonktürel davranmakta, nefsinin esiri olmaktadır? İşte bu soruların cevabı parlak geleceğimizin anahtarı olacaktır. Karar sizin! Kararınızı verin ve “bilge” olanın yolunda yürüyün. Bu yol sizi kızılelmaya götürecektir.