Önüne gelen her şeye soruşturmadan mal bulmuş mağribi gibi sarılan Özgür Özel son günlerde iyiden iyiye kendini kaybetmiş açıklamalarla hem siyasi nezaketi yerle bir ediyor, hem de CHP Genel Başkanı olması nedeniyle toplum önünde görmesi gereken saygınlığı yerle bir ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamalarla Özgür Özel için, "Türkiye böyle bir siyasi üslubu, böyle bir çiğliği asla hak etmiyor. Öte yandan şunu da hepimiz çok iyi biliyoruz; zihin fukara olunca, akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış. Ortada bakın gerçekten üzülerek söylüyorum, zihni ile dili arasındaki bağı tamamen kopmuş, ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var" ifadelerini kullanmıştı.
Özgür Özel, sadece Cumhur İttifakı tarafından eleştiri almıyor. Kendi gazetecileri dahi muhalif kanallarda Özel'in tavrını ve siyasetini yerden yere vuruyor. Yılmaz Özdil de bunlardan biri. Özdir, Özgür Özel'in Akın Gürlek ile ilgili iddialarını ti'ye aldı, şunları söyledi:
MUHALİF MEDYA YALANCI ÇOBAN DURUMUNA DÜŞÜYOR
Özgür Özel çıkıyor televizyonlara ne diyor? Aziz İhsan Aktaş yurt dışına kaçtı. Adam ertesi gün televizyonlara çıkıyor buradayım diyor. Bak görün ben buradayım benim hakkımda yalan söylüyorlar diyor. Aziz İhsan Aktaş hakkında haber yapan bütün muhalif medya yalancı çoban durumuna düşüyor. Ertesi gün seçim otobüsüne çıkıyor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bu işi yapsın diye saray tarafından maaşa bağlandı diyor. Gizlice elde edilmiş gibi belgeyi gösteriyor. Muhalif medyaya da servis ediliyor. Muhalif medyada aynı anda belgeyi yayınlıyor. Halbu ki, ya o belge internette isteyen herkesin ulaşabileceği kamuya açık belge.
ÖZGÜR ÖZEL BİR DÜŞÜNÜP BEŞ KONUŞUYOR
Yani AKP başsavcıyı parayla satın alacak. Lüksemburg'dan para verecek, bu operasyonları yaptırıcak. Son bunu herkes görebilsin diye internete koyacak öyle mi? CHP seçmenine bunu söylüyorlar ya. Yani Aziz İhsan Aktaş meselesinde olduğu gibi birileri Özgür Özel'i yanlış bilgilerle besliyor. Muhalif medya belgeyi bangır bangır verdi sonra sustu. Sonra bize küfrettiriyorlar. CHP Genel başkanının 5 düşünüp 1 konuşması lazım, bu bir düşünüp beş konuşuyor.
AKIN GÜRLEK'TEN TAZMİNAT DAVASI
Peki sonuçta ne oldu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in dün partisinin Ümraniye mitinginde yaptığı konuşmada sarf ettiği sözler nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Dilekçede, davacı Akın Gürlek'in verdiği kararlardan memnun olmayanlar tarafından, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı veya Bakan Yardımcısı olduğu dönemde zaman zaman hedef haline getirildiği ancak ifa ettiği kamu görevi gereği, siyasi parti mensubu ve lideri gibi sürekli kamuoyu önüne çıkan, televizyon ekranlarında boy gösteren biri olmadığı gibi, günlük siyasi söylemlere açık bir statüde de bulunmadığı vurgulandı. Davalı Özgür Özel'in dün Ümraniye'de yaptığı miting konuşmasının aktarıldığı dilekçede, Özel'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde yürütülmekte olan soruşturma işlemleri için ağır eleştiriler yaptıktan sonra, cumhurbaşkanına hitaben "itine köpeğine sahip çık" diyerek soruşturmada görev alanlara hakaret ettiği kaydedildi.
ÖZGÜR ÖZEL'E AİT 7 AYRI DOKUNULMAZLIK DOSYASI VAR
Özgür Özel'in tek soruşturması bununla sınırlı değil. Özel'e ait Meclis'te 7 ayrı dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyona havale edildi. Haklarındaki dokunulmazlık dosyaları Karma Komisyon’a sevk edilen milletvekilleri şöyle: "CHP Genel Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, CHP Grup başkanvekilleri Ali Mahir Başarır ve Murat Emir, CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan, CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, TİP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, CHP Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ve CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat." Özgür Özel’e ait 7 ayrı dokunulmazlık dosyası bulunuyor.
İMAMOĞLU AİLESİ DERSİNE ÇALIŞMIŞ GİBİ
Geçtiğimiz haftanın en dikkat çeken haberlerinden bir diğeri işe İmamoğlu ailesinin ifadeye çağırılması ve Dilek İmamoğlu'nun pasaportunun iptal edilmesiydi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu, 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdi. Hasan İmamoğlu ve Selim İmamoğlu'nun ifadeleri ortaya çıktı.
Ekrem İmamoğlu ilk gözaltı süresinde verdiği ifadede tartışılan konulardan birisi, savcının sorularına verdiği “hatırlamıyorum” yanıtıydı. Hasan İmamoğlu da benzer yanıtlarla oğlu Ekrem İmamoğlu'nu aratmadı. İfade işlemi sırasında 'Nakit olarak yatırılan toplam 35 milyon 220 bin 151 lira değerindeki paranın kaynağı nedir?' sorusuna yanıt veren Hasan İmamoğlu, 'Paramın kaynağı ticaretten elde ettiğim gelirdir. Varlık Barışı Yasası kapsamında yatırılan paranın iş ve işlemlerini şirketin muhasebe birimi yürütmüştür. Üzerinden süre geçtiği için de hatırlamam mümkün değildir' ifadelerini kullandı.
KENDİ MAHALLESİNDEN SERT ELEŞTİRİLER
Ekrem İmamoğlu'nun oğlu Selim İmamoğlu'nun yurt dışında kurduğu şirkete gönderilen paraların aklama olup olmadığı da soruldu. Selim İmamoğlu, kendisine gelen paraların ailesinin kendi kazancı olduğunu ifade etti. Ancak İmamoğlu'nun cevaplarından çok, yine muhalif gazeteci Nevşin Mengü'nün yaptığı açıklamalar olay oldu. Mengü kendi kanalında şunları söyledi:
“Ekrem İmamoğlu'nun oğlu Selim İmamoğlu Hırvatistan'da bir şirket kurmuş. Şirket kursun diye annesinden, babasından ve dedesinden yüklü miktarda para aktarılmış. Savcılık da doğal olarak ‘Bu para nereden geliyor?’ diye soruyor. Çünkü yüklü paralar söz konusu. Tabii ki bir siyasetçinin oğlunun siyaset yaptığı ülkenin dışında şirket kurmaması gerekir. Etik mi? Etik değil elbette. Çünkü siyasetçi olmak, o ülkenin geleceğiyle ilgili söz söylemek demektir. Kendi aileni yurt dışında şirket kurdurup sermaye aktarıyorsan buna ‘Bu nasıl perhiz, bu nasıl lahana turşusu?’ denir.”
ALPARSLAN BAYRAKTAR'DAN CHP SIRALARINA FÜZE
TBMM'de devam eden bütçe görüşmelerinde renkli sahneler yaşanıyor. Haftanın son gönünden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi görüşüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, oturum başlamadan önce salona girerken tek tek komisyon üyesi milletvekilleriyle tokalaştı. Bu sırada CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay elindeki piknik tüpünü göstererek, “Sayın Bakanım, halkın mutfağında bu tüp maalesef boş.” diyerek çıkıştı. Bayraktar ise, “Evet, çünkü doğal gaz kullanıyorlar, gerek yok.” cevabını verdi. Bu diyalog kısa sürede sosyal medyada gündem oldu.
