Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, 2002 yılında emeğin milli gelirden aldığı payın yüzde 24,8 olduğunu belirterek,
“2016’da bu oran yüzde 30’a yükseldi. 2022’de pandeminin etkisiyle yüzde 23,4’e düşmüş. Geçen yıl 32,9 olmuş. 2025’in ilk yarısında 35,9 ile tarihimizin en yüksek noktasına ulaştı. Şu anda milli gelirden emeğin aldığı pay tarihin en yüksek noktasında. Dolayısıyla ciddi bir toparlanma var. Bu da gelir dağılımında nispi bir düzelmeyi gösteriyor.”
dedi.
Son dönemlerdeki tüm politikalarda enflasyonu düşürme çabasını merkeze aldıklarını vurgulayan Yılmaz, “Bir taraftan enflasyonu düşürürken diğer taraftan büyümeyi, istihdamı sürdürmeyi ve sosyal dengeleri gözetiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağı çektiklerini söyleyen Yılmaz, 2023 yılında yüzde 65 olan enflasyonun 2024’te yüzde 44’e düştüğünü, bu yıl sonunda ise yüzde 30 civarında öngördüklerini belirtti. Yılmaz, 2026’da enflasyonun yüzde 20’nin altına, 2027’de ise tek haneli rakamlara düşürülmesinin hedeflendiğini açıkladı.
Deprem harcamalarına rağmen mali disiplinden taviz vermediklerini kaydeden Yılmaz,
“Son üç yılda 90 milyar dolar deprem harcaması yaptığımız halde mali disiplini koruyoruz. Bu yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 3,6 civarında olacak. Deprem etkisini hariç tuttuğumuzda bu oran yüzde 3’ün altında kalıyor.”
dedi.
Gıda fiyatlarındaki artışa da değinen Yılmaz, “Gıdada hem kuraklığı hem donu aynı yılda yaşadık. Buna bir de fırsatçılık maalesef ilave oluyor. Ancak enflasyon genel olarak aşağı inmeye devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Küresel ekonomide yaşanan zorluklara rağmen Türkiye’nin güçlü bir performans sergilediğini belirten Yılmaz, “Pandemiden bugüne dünya ekonomisi sadece yüzde 15 büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 30 büyüdü. Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle pandemi döneminde tezgah dağılmadı, tarım ve sanayi korundu.” diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye’nin siyasi istikrarı ve öngörülebilir politikalarıyla küresel belirsizlik ortamında olumlu bir şekilde öne çıktığını da ifade etti.
Enflasyonun düşürülmesinin kalıcı sosyal refah açısından önemine değinen Yılmaz, “Enflasyonu tam olarak düşürmediğiniz sürece insanlar gelirlerinin eridiğini hissediyor. Enflasyon düştüğünde yapılan artışlar kalıcı refah oluşturuyor.” dedi.
‘Türkiye 2025’te Yüksek Gelirli Ülkeler Ligine Adım Atıyor’
Reel ekonomide güçlü bir tablo bulunduğunu belirten Yılmaz, “Geçen yıl yüzde 3,3 büyüdük, bu yıl da aynı oranı bekliyoruz. Türkiye ekonomisi 22 yılda 238 milyar dolardan 1,5 trilyon doların üzerine çıktı.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, Dünya Bankası sınıflandırmasına göre Türkiye’nin 2025’te yüksek gelirli ülkeler ligine adım atacağını belirterek, “AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye orta gelirli ülkeler arasındaydı. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligine geçiyoruz.” dedi.
Kadın ve genç istihdamının önemine de dikkat çeken Yılmaz, kadınların iş gücüne katılım oranının son 20 yılda önemli ölçüde arttığını, esnek çalışma modelleriyle bu oranın daha da yükseltilmesini hedeflediklerini söyledi.
Tarımın stratejik önemine vurgu yapan Yılmaz, 2026 yılı tarım bütçesinde 888 milyar lira kaynak ayrıldığını belirterek, “Yalnızca sulamaya 190 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sulama olunca verimlilik artıyor, üç kat daha fazla ürün alma imkanı oluyor.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, gıda fiyatlarını dengelemek amacıyla Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başkanlığında kurulan Gıda Komitesi’nin periyodik olarak toplandığını, soğuk zincir sisteminin kurulmasıyla gıda fiyatlarında düşüş beklediklerini de sözlerine ekledi.
