Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu yıl 9’uncusu düzenlenen TRT World Forum kapsamında gerçekleştirilen “Stratejik Özerkliğin İnşası: Türkiye ve Küresel Savunma Paradigması” başlıklı oturumda konuştu.
İstanbul’da “Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere” temasıyla başlayan forumda, iki gün boyunca uluslararası meseleler masaya yatırılıyor. Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı etkinlikte, Yılmaz da Türkiye’nin küresel savunma vizyonuna ilişkin önemli mesajlar verdi.
“Küresel ölçekte yapıcı bir yol yaratmak istiyoruz”
Yılmaz, Türkiye’nin uluslararası sistemde güç ve istikrar merkezi haline geldiğini belirterek, savunma ve diplomasi alanında çok boyutlu bir strateji izlediklerini vurguladı.
“Türkiye şu anda bir güç halinde ve küresel bir şekilde de mimari bir yapı oluşturuyor. Şu anda bağımsız politika vizyonlarımızla birlikte yapıcı bir yol yaratmak istiyoruz. Sadece bölgelerde stabiliteyi sürdürmek istemiyoruz; aynı zamanda küresel bir güvenlik anlayışını da görmek istiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin savunma felsefesinin net şekilde ortaya konduğunu belirten Yılmaz, güç olmadan adaletin sürdürülemeyeceğini ifade etti.
“Savunma ürünlerinde yüzde 80 yerlilik oranına ulaştık”
Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayisinde büyük ilerleme kaydettiğini hatırlatan Yılmaz, yerli üretimin önemine dikkat çekti.
“Son yıllarda Türkiye bu felsefeyi politikalara dönüştürdü. Savunma ürünlerinde yüzde 20’den yüzde 80’e bir artış gözlemledik. 250 binden fazla şirket, binlerce genç profesyonel ve uzmanla ilerledik. Türkiye’nin savunma gücü kısa sürede 10 milyar doların üzerine çıktı.”
“Yerli sistemlerimiz stratejik bağımsızlığımızı temsil ediyor”
Yılmaz, Türkiye’nin yerli üretim savunma sistemlerinin ulusal egemenliğin bir sembolü haline geldiğini vurguladı.
“Savunma sektörü sadece güvenlik için değil, bağımsızlık politikaları için de kritik öneme sahip. Yerli platformlarımız; Bayraktar, Hürjet, Atak, TCG Anadolu, Atmaca ve Göktuğan gibi sistemlerle yalnızca teknolojik başarılarımızı değil, stratejik bağımsızlığımızı da temsil ediyor.”
“Türkiye, bölgesel güvenliğin teminatı haline geldi”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin terörle mücadelede elde ettiği başarıların yanı sıra, bölgesel istikrara katkı sağlayan politikalar yürüttüğünü belirtti.
“FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi sürekli tehditlerden kurtularak bölgesel güvenliği sağladık. Türkiye, gelişmiş savunma mekanizmalarıyla diplomatik seviyede de yeni bir katmana geçiyor. Rusya-Ukrayna arasındaki süreçte, Karadeniz girişimleriyle istikrarın sağlanmasına katkıda bulunduk.”
“Gazze’de ateşkesi korumak için elimizden geleni yapıyoruz”
Gazze’deki insani krize de değinen Yılmaz, Türkiye’nin barışın ve ateşkesin korunması için yoğun çaba gösterdiğini belirtti.
“Maalesef Netanyahu yönetimi mevcut kırılgan ateşkesi bozma çabası içinde. Uluslararası topluluk geç kaldı. Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz, ateşkesi güçlendirmek ve insani yardımı sağlamak için çalışıyoruz.”
Yılmaz, savunma kapasitesi ile diplomatik vizyonun birleşmesinin Türkiye’yi küresel ölçekte daha etkili hale getireceğini ifade etti.
“Adil bir düzen için iş birliği şart”
Konuşmasının sonunda Yılmaz, çok kutuplu yeni dünya düzeninde uluslararası dayanışmanın önemini vurguladı:
“Türkiye olarak tek başımıza daha adil bir dünya oluşturamayız. Müttefiklere ihtiyacımız var, daha çok uluslararası diyaloğa, iş birliğine, katılımcılara ve partnerlere ihtiyacımız var bu yeni düzeni kurmak için. Bu tek bir merkezi güçten gelen bir düzen olmayacak, iş birliği ile ilerlememiz gerekiyor.”