CHP'de beklenen gün geldi çattı. Tarihi mahkeme bugün görülecek. Kamuoyu “Mutlak butlan” kararının çıkmasına kesin gözüyle bakıyor. Öyle ki, Özgür Özel ve parti yöneticileri de alacakları tavrı buna göre şekillendirdi.
Bir anlamda, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun 13 yıllık genel başkanlığı şaibeyle mi bitirildi" sorusunun cevabını da bulacağı mahkeme yarın görülecek.
21 Eylül’de Olağanüstü Kurultaya da gidecek olan partide Özgür Özel tek aday olarak yarışacak. Devletin polisiyle İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan gerilimi de hesaba katan partililerin, olası bir polis müdahalesine karşı hazırlık içinde olduğu, biber gazına karşı maske ve limon, dinlenmek için kampet tarzı yataklar ve başta makarna olmak üzere gıda malzemeleri alındığı bildiriliyor.
PARTİDEN ATMAK DEĞİL, BAŞ TACI YAPMAK İSTERİZ
Kemal Kılıçdaroğlu ile 10 gün kadar önce görüştüğünü, aralarında bir gerginlik ya da husumet olmadığını belirten Özgür Özel, yaptığı açıklamada bir kez daha Kılıçdaroğlu'nu ‘Partiden atmakla’ tehdit etti:
Partiye kayyım veya mutlak butlandan sonra gelen kişi bizim görevlerimizi devralmaya gelecek. Kemal Bey'in partiden atılması meselesi provokatif bir soru. Biz partiden atmak değil, baş tacı yapmak isteriz. Ben böyle bir karar çıkmayacağını ve Kemal Bey'in böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum"
Öte yandan Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava başvurusunda bulunan CHP'li davacılar önemli açıklamalarda bulundu.
DAVAYI AÇANLAR KONUŞTU: İMAMOĞLU İLE CHP'NİN KİMYASI BOZULDU
Lütfü Savaş, Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan, Levent Çelik ve Kamile Önal'dan oluşan CHP'li davacılar, kendi öz iradeleri ile gördükleri yanlış ve yolsuzluklar nedeniyle CHP'nin şaibeden arınması için davayı açtıklarını söylediler ve eklediler:
"İmamoğlu para ile CHP'nin kimyasını bozdu. Bu dava CHP'nin davasıdır. Kimse karışmasın, adalet tecelli etsin. Çıkacak olan kararla CHP'yi şaibesiz olanlar yönetsin."
Lütfü Savaş:
Genel Başkanımız Özgür Özel, şaibeli kurultayın şaibeli genel başkanı olarak anılıyordu. Ben de bir Cumhuriyet Halk Partili olarak partimin adı kirlenmesin, şaibeden kurtulsun ne var ne yok ortaya çıksın diye dava açtım. Hasta olanın doktora başvurduğu gibi ben de hukuka başvurdum.
Yılmaz Özkanat:
En tepeden en aşağıya herkes, her şeyi biliyor. Yanlışlar ve yolsuzluklar oldu. Ben de iyi bir CHP'li olarak parti şaibeden arınsın, bu tartışmadan kurtulsun diye dava açtım. Bu süreçte hiçbir partinin dava açmamız için telkini, tavsiyesi ya da yönlendirmesi olmadı. Bu dava bizim, CHP'nin iç meselesidir. Ben ve diğer arkadaşlarım bildiklerimi savcılığa ilettik. Çıkacak olan kararla CHP'yi şaibesiz olanlar yönetsin.
Hatip Karaaslan:
Ben SHP'den bu yana CHP'liyim. 38. Kurultay'dan hemen sonra şaibe kavgası başladı. Aslında ilk olarak İstanbul Kongresi'nde şaibeyi gördük. Delegeler, 'Alan aldım, veren verdim.' demeye başladı.Kendi gözümle de gördüm. Bize de para teklif ettiler. İmamoğlu siyasi kariyeri için CHP'yi basamak yaptı ve partinin kimyasını bozdu. 6-7 ay aramızda kavga ettik. Genel Merkez'e sesimizi duyuramadık. Bir yol alamadık. Parayla irade satın alındı. İmamoğlu ve ekibinin partimizi bitirmemesi için kayıtsız kalamadık ve davayı açtık.