Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Türkiye’nin hukuk gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uçum, hem yeni anayasa ihtiyacının hem de hukuk uygulamalarına dair tartışmaların genel gündemde hukuku sürekli öne çıkardığını belirtti.
“Hukukun Merkezde Olması Kaçınılmaz”
Uçum, hukukun her zaman gündemde olmasının olağan bir durum olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Önemli olan gerek yeni anayasa gerekse genel mevzuata ilişkin reform yaklaşımını somutlayacak adımlarla hukuk gündeminin ilerlemesini sağlamaktır. Herkesin hukuk gündemini pozitif yönde ilerletmek için yapacağı bir katkı mutlaka olur ve her katkı kıymetlidir.”
“Yargıya Saldırılar Sonuç Vermeyecek”
Uçum, bazı siyasi kesimlerin pozitif hukuk düzenini ve yargısal süreçleri hedef alan bir dil kullandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Ceza soruşturmalarını yapan savcıların, yargılama yapan hakimlerin hedef gösterilmesi yargı aktörlerine karşı bir savaş açma görüntüsü veriyor. Elbette tüm bu saldırganlık, hukuk düzeninin işlemesine, yargısal süreçlerin ilerlemesine asla engel olamaz. Ayrıca hukuk düzenine ve yargıya saldıranların bundan siyasi ve sosyal menfaat elde etmeleri mümkün değil.”
“Hukuk Düzenini Tanımayan Gayri Meşru Duruma Düşer”
Uçum, bir hukuk düzenini tanımayanların o düzenin haklarından da feragat etmiş sayılacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bir hukuk düzenini tanımayan, değişim ve gelişim taleplerini ileri sürme imkanını da kullanmaktan kaçınmış hale girer. Bu yol ve dil çok sorunlu gözüküyor. Böyle yapanlar farkına varmadan Türkiye’ye yönelik daimi kaos stratejilerinin aracı olurlar. Hukuk düzeni ve yargıya yönelik saldırganlıktan vazgeçilmesi, eleştiri hakkının sınırları içine çekilmesi en doğru yol olur.”
“Olması Gereken Hukuk Her Zaman Gündemde”
Hukuk düzeninin değişim dinamiğine değinen Uçum, pozitif hukuk düzeninde normatif kesinliğin görece olduğunu vurguladı.
“Yürürlükteki hukuk bir norm sistemi olsa da mutlak bir normatif kesinliğe sahip değildir. Olan hukuk tanımı aynı zamanda olması gereken hukuka da bir göndermedir. Olması gereken hukukun daimi varlığı, yürürlükteki kuralların değişim ihtimalini hep gündemde tutar. Bu yaklaşım toplumsal gerçekliğe de uygundur.”
“Statik Karaktere Rağmen Dinamik Değişim”
Uçum, toplumsal gerçekliğin yeni hukuk normlarına sürekli ihtiyaç doğurduğunu ifade ederek, “İnsanlığın hukuk birikimi olan ve tartışılması asla kabul edilemeyecek ilkesel normlar açısından bile gelecekte nasıl etkiler olacağı bilinemez. Bu nedenle hiçbir hukuk düzeninin geleceği de kapsayacak şekilde mutlak normatif kesinliği olamaz” dedi.
“Olması Gereken Hukuk Perspektifi Belirleyici Olacak”
Uçum, milli devletler açısından devamlılık ilkesinin istisna oluşturduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu gerçeğin farkında olarak demokratik siyaset yapmak herkese kazandırır. Elbette Terörsüz Türkiye’ye geçişin hukuku ve ardından gündeme gelecek reform hukuku konuları, olması gereken hukuk perspektifiyle ele alınacaktır. Olması gereken hukuka aykırı taleplerin kabul görmeyeceği açıktır.”
