Son zamanlarda MHP'ye saldırmayı marifet sayan, İP'in başına geçtiği günden bu yana sosyal medyada 200 bin takipçi barajını dahi geçemeyen İP Başkanı Müsavat Dervişoğlu, anketlerde baraj altı görünen partisini diri tutmak geçmişini inkar ettikçe rezil olmayı sürdürüyor.
Bugün kanka olarak birlikte demeçler verdiği, gelecekte de muhtemel ittifak ortağı Ümit Özdağ'ın, 2018'de CHP, Saadet, HDP ve İYİ Partinin ortak anayasa metni hazırladığı, çalışmanın koordinatörlüğünü CHP’li akademisyen İbrahim Kaboğlu üstlendiği iddiası unutulmamışken, MHP'ye saldırılarını sürdürmesi üzerine Türkgün Gazetesi Başyazarı Yıldıray Çiçek, geçmişten örnekler vererek ‘cambaz’ diye seslendiği Dervişoğlu'nin siyasetini yerle bir eden yazı kaleme aldı.
4600 TERÖRİSTİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ OPERASYONA KARŞI ÇIKTILAR
Müsavat Dervişoğlu'nun, İP Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'yken, 4.600 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiği Zeytin Dalı Operasyonu’na karşı çıkma nedeni!
“Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti tamamen karşıdır"
tezkereye hayır diyen kılıçdaroğlu'nu destekleyen ifadeler
İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, 4 Kasım 2021'de, bir basın mensubunun, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun tezkereye ‘hayır’ deyip sonra Kandil’i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor” sorusu üzerine şu yanıtı vermişti:
“Kapsamlı bir çelişki görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye’nin kuzeyi başka bir yer”
Not: O dönemde Irak ve Suriye tezkeresine CHP ve HDP birlikte “hayır” oyu vermişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP, açıkça terör örgütü PKK/YPG’yi Türk devletinin operasyonlarından korumaya çalışmıştı.
HDP YASALDIR, ÇÖZÜMÜN ADRESİ MECLİS'TİR DİYORDU
Yine Müsavat Dervişoğlu, “HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse, meşru bir organla çözebiliriz” açıklaması yapan Kemal Kılıçdaroğlu'na şu sözlerle destek vermiş:
“HDP yasal, meşrudur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm süreci için Meclis’i işaret etmesini destekliyorum”
Dün söylediklerini bugün yutan, Başyazarımız Yıldıray Çiçek'in ifadeleriyle ‘Cambaz’ siyasetin öncüsü haline gelen Dervişoğlu, PKK'nın pazarlıksız silah bırakmasını içine sindiremiyormuş!
Yıldıray Çiçek'in, Müsavat Dervişoğlu'nun cambaz siyaseti üzerine kaleme aldığı yazıyla sizleri baş başa bırakıyoruz…
Sizden âlâ cambaz mı var?
Davranışlardaki çelişkileri, tuhaflıkları ve reflekslerin nasıl engellendiğini açıklamak için sohbetlerde sıkça anlatılan meşhur bir hikâye vardır:
Baba ile oğlu uyuyormuş. Yan odadan gelen tıkırtılar üzerine baba, oğluna, “Git bak bakalım,” demiş. Oğlu gitmiş, ancak ses seda çıkmayınca baba seslenmiş:
“Oğlum, ne oldu?”
“Baba, bir hırsız tuttum.”
“Tut kolundan, getir.”
“Gelmiyor.”
“Bırak, gitsin.”
“Gitmiyor.”
“Sen gel, oğlum.”
“Gelemiyorum.”
“Niye gelemiyorsun?”
“Ben onu bırakıyorum, ama o beni bırakmıyor.”
Bu hikâye; sosyal ilişkilerde, kişi diyaloglarında, kurum yönetimlerinde ve siyaset dünyasında sıkça karşılaştığımız çelişkileri, tuhaflıkları ve davranış bozukluklarını anlamak için güçlü ve anlamlı bir örnektir. Pek çok alanda bu tür absürt durumlara tanık olabiliriz. Türkiye’nin ana gündemi ise malum: “Terörsüz Türkiye” hedefi.
Türk siyaseti, doğal olarak bu gündem doğrultusunda eylemlerini ve söylemlerini şekillendiriyor.
Peki, bu hikâyeyi neden anlattım?
Türk siyasetinde proje olarak ortaya çıkan ve varlıklarını siyasi ve kişisel menfaatler peşinde koşarak birilerinin gölgesinde sürdüren İYİ Parti’nin, dün olduğu gibi bugün de çelişkili davranışlarını görünce bu hikâyeyi hatırlatma ihtiyacı hissettim.
“Terörsüz Türkiye” hedefine yönelik her türlü iftira, çirkef yaklaşım ve yalan, ilk önce bunların bünyesinden çıkıyor. Ancak siyasi sicillerine baktığımızda, neye karşı oldukları yahut neyi savundukları belirsiz…
Geçmişte terörle mücadeleye karşı çıktılar mı? Evet, çıktılar.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarına, “Teröre karşı durun, Türkiye partisi olun” demeden, sırf siyasi ve kişisel menfaatleri için defalarca ittifak ve iş birliği yaptılar mı? Evet, yaptılar.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP/DEM ile birlikte millete tuzak olacak anayasa taslaklarını hazırladılar mı? Evet, hazırladılar.
Şimdi de PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesine karşı çıkıyorlar; bu süreci yalan ve iftiralarıyla kirletmeye çalışıyorlar.
Bir parti hem Türk devletinin terörle mücadelesine hem de terör örgütünün silah bırakmasına ve kendini feshetmesine karşı çıkıyorsa, burada çok büyük bir tuhaflık yok mu?
Manzara, tam da yazımızın başındaki hikâye gibi değil mi? Buradan, terör örgütü PKK’nın hem korunması hem de teröre devam etmesi gerektiğini savunan bir anlayış çıkmıyor mu?
Mesela, bu konuda çok çarpıcı örnekler var. 4.600 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiği Zeytin Dalı Operasyonu’na, “Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti tamamen karşıdır” sözleriyle Türkiye’de ilk karşı çıkan parti, bugün PKK’nın pazarlıksız silah bırakmasına ve kendini feshetmesine şiddetle karşı çıkıyorsa, burada bir çelişki yok mu? Peki, soruyorum size…
Müsavat Dervişoğlu ve ekibi ne istiyor?
Türkiye’de ve bölgede terörün sürmesini mi arzuluyor?
Netanyahu, Gazze’de terörün devamını istiyor, siz Türkiye’de… Ondan ne farkınız var?
Üstelik bu çelişkiler içinde bu hedefin peşindesiniz…
O günlerde bir basın mensubu, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun tezkereye ‘hayır’ deyip sonra Kandil’i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor” dediğinde, Müsavat Dervişoğlu, “Kapsamlı bir çelişki görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye’nin kuzeyi başka bir yer” şeklinde tuhaf bir yanıt vermişti.
Oysa o dönemde Irak ve Suriye tezkeresine CHP ve HDP birlikte “hayır” oyu vermişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP, açıkça terör örgütü PKK/YPG’yi Türk devletinin operasyonlarından korumaya çalışmıştı.
Peki, o gün Kılıçdaroğlu’nun çelişkisini ve bu ihanetini görmezden gelen Dervişoğlu, bugün neden “Terörsüz Türkiye” hedefine, terör örgütünü kullananlardan daha fazla tepki gösteriyor?
Bu işte büyük bir tuhaflık yok mu?
Her şey, baba-oğul ve hırsız arasındaki diyaloğu andırmıyor mu? Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan ve “İrademizi Öcalan belirler” diyen HDP/DEM ile ittifak ve iş birliği yaparken aklınıza getirmediğiniz Öcalan’ı, “PKK’nın anlam yoksunluğu ve aşırı tekrarı, ömrünü tamamlamasına ve feshini gerekli kılmasına yol açmıştır. Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine yanıt verememektedir. Bu koşullarda silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum. Devlet ve toplumla bütünleşme adına kongrenizi toplayın, karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dediğinde ve bunun için somut adım attığında neden hatırlıyorsunuz?
“Terör devam etsin, ama biz siyasi ve kişisel menfaatlerimize bakalım” diye mi düşünüyorsunuz?
Türk milletine yaklaşık yarım asırdır acı çektiren terörün son bulması için atılan adımları desteklemek yerine, neden ısrarla terör örgütünün silah bırakmasına ve kendisini feshetmesine karşı çıkıyorlar?
Resmen, “Teröre devam eden PKK’ya ve terör örgütüne yardım-yataklık eden DEM’e ihtiyacımız var” diyorlar.
2019 yerel seçimlerinde, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve 2024 yerel seçimlerinde ittifak yaptıkları HDP/DEM’in terör bağını hiç sorgulamamış olanlar, bugün ne yapmaya çalışıyor, anlamayan var mı?
Müsavat Bey, anlamayanlar için bir anlatır mısınız?
Ne yapmaya çalışıyorsunuz?
Emperyalizmin ürettiği “Kürt sorunu” kavramı için, “HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse, meşru bir organla çözebiliriz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na, “HDP yasal, meşrudur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm süreci için Meclis’i işaret etmesini destekliyorum” diye destek veren Müsavat Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı çıkan sen misin, yoksa dublörün mü?
Haliniz cidden şarkı sözlerindeki gibi: “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça…”
Şimdi “Bu silah bırakma değil, cambaza bak oyunudur!” diyen Müsavat Dervişoğlu, senin HDP-PKK konusundaki siyasi geçmişine bakarsak, profesyonel bir cambazlık mı göreceğiz?
Sen, PKK’nın elinde silah varken, terör yaparken HDP ile ittifak yapmış biri olarak karar ver, ne istiyorsun?