Afrika, sahip olduğu zenginlikler ile tarih boyunca dünya üzerindeki en önemli bölgeler arasında dikkat çekerken yine geçen süreç zarfında sömürgeci bir anlayışla kıta ile ilişkiler kuran ülkeler bölgenin sadece zenginliklerini sömürmekle kalmamış, Afrika ülkelerinin yönetim anlayışları ve toplumsal yapıları üzerinde olumsuzluklar oluşturan politikalar yürütme çabası göstermişlerdir.

İçerisinde bulunduğumuz 21.yüzyılın şartları altında birbirleri ile her anlamda olduğu gibi özellikle de ekonomik ve ticari anlamda mücadele yürüten küresel güç olduğu iddiası bulunan çevreler mücadelelerini sadece birbirlerinin bölgelerinde kısıtlı tutmayarak kendilerinden çok uzak coğrafyalara taşıma gayretlerini artırmışlardır. Günümüzde ABD-Çin mücadelesinde en kritik bölgelerden birisi olarak Afrika kıtası öne çıkmaktadır.

Yeşil enerji politikalarının daha etkin hale gelmesiyle birlikte bakır ve kobalt minerallerine olan talebin yükselmesi; Zambiya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasında kalan Bakır Kuşak bölgesinin küresel çapta tanınırlığını artırmıştır. Sınırlı nakliye seçeneklerine sahip cevherlerin Bakır Kuşak’ın dışına taşınmasında zorluk çekilmesi ve Güney Afrika'daki Hint Okyanusu limanı Durban'a giden geleneksel rotanın güvensizleşmesi; Angola’da yer alan ve Lobito Limanı’ndan iç kesimlere, özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zambiya ve diğer iç bölge ülkelerine uzanan bununla beraber Durban'a olan mesafeyi yarıya indiren Lobito Koridoru’nu ön plana çıkarmıştır. 2023 yılında ABD ve AB, Angola, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Zambiya ile koridorun geliştirilmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzalarken geçtiğimiz hafta G7'nin Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı (PGI) tarafından Lusaka'da düzenlenen bir forumda ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu (DFC),koridor için yeni bir finansman desteğini duyurmuştur. ABD, Bakır Kuşak'ı Lobito Koridoru vasıtasıyla Atlantik Okyanusu'na bağlayarak bu yolla da küresel değer zincirinde pay sahibi olmayı hedeflemektedir. Buna mukabil olarak Çin ise Bakır Kuşağı Hint Okyanusuna bağlayan bir rotayı hedeflemektedir. Bu kapsamda geçtiğimiz gün Çin'in Zambiya Büyükelçisi Du Xiaohui ülkenin Ulaştırma Bakanı Frank Tayali'ye Tanzanya-Zambiya demiryolunun yenilenmesi adına geliştirilen bir planı sunmuştur. Çin, 1970’lerde inşa ettiği fakat şu an hizmet dışı olan, Bakır Kuşağı'nı Tanzanya'nın Dar es Salaam Limanı'na bağlayan Tazara demiryolunun yenilenmesi için 1 milyar dolardan fazla harcamayı teklif etmektedir. Tanzanya ve Zambiya hükümetleri, demiryolu imtiyazını Çin devletine ait bir şirket olan China Civil Engineering Construction Corp'a devretmeyi kabul etmiştir.

Hem ABD hem Çin hem de küresel diğer çevreler Afrika ülkeleri ile ilişkilerini tek taraflı kazanç ve çıkar üzerine kurmuşlardır. Tarihte sömürgeci bir anlayışla ilişkiler kuran çevreler bugün çağın haiz şartları altında yeni kılıflar bularak bu anlayışlarını sürdürmeye devam etmektedir.

Bu anlamda Türkiye diğer çevrelerden pozitif yönlü ayrışırken Afrika ile olan münasebetlerimiz karşılıklı kazanç, birlikte kalkınma ve insanı temel alan bir yaklaşımla gelişmeye devam etmektedir. Afrika ile sürekli gelişmeye devam eden ekonomik, siyasi ve insani iş birliğimiz kapsamında bahsettiğimiz sahalar üzerinde Türkiye’nin ve Türk firmalarının etkinliğini artırması hem Afrika ülkeleri hem de ülkemiz adına yeni kazanımları beraberinde getirirken bölge ülkelerinin de diğer çevrelere nazaran Türkiye’nin etkinliğinden memnuniyet duyacağı Türkiye-Afrika ilişkileri çerçevesinden bakıldığında açıkça görülebilmektedir.