ABD Kandilli terörist başlarının yakalamasını istiyormuş ve bu kanlı katillerin kimliklerini ya da yerlerini tespit edecek bilgiler karşılığında para ödülü verecekmiş. Biz de inandık. Aklımızla alay etmenin ancak bu kadarı olabilir. Kimi kandırıyorsunuz?

PKK başta olmak üzere, bugün Türkiye, bölgeye ve hatta dünyaya tehdit oluşturan ne kadar terör örgütü varsa, bunların büyük bölümü doğrudan ABD’nin korumasında ve yönlendirmesindedir. Kontrolünde olmayanların da varlıklarına ve devam etmelerine göz yumuyordur. PKK’ya yol veren de, PYD’ye sahip çıkan da, El Kaide’yi kurduran da, DEAŞ’ı piyasaya süren de, FETÖ’ye darbe yaptırıp sonra da bizzat ülkesinde barındıran da ABD’dir. Bu terör örgütleri üzerinden kirli ve kanlı düzenini sürdürüyor. Bu terör örgütlerini kullanıp dünyaya ayar vermeye çalışıyor. Bu kadar kesin, bu kadar nettir.

PKK’YA HELİKOPTERLE

PKK, ABD’nin koruması, kollaması, silah ve teçhizatı olmasaydı, bu kadar zaman ayakta kalabilir miydi? Bu terör örgütüne ABD helikopterlerinin silah, mühimmat ve gıda yardımı yaptığını söyleyen Genelkurmay Başkanlarımız olmadı mı? Defalarca suçüstü yakalanmadılar mı? Türkiye’nin özellikle sınır ötesi operasyonlarında PKK elebaşlarını önceden bilgilendirip kaçmalarını sağlayanların ipinin ABD’nin elinde olduğunu, dünyada bilmeyen var mı? ABD isteseydi bu kanlı örgütün liderleri şimdiye kadar saklanabilirler miydi? PKK’yı 1997’den itibaren terör örgütü olarak kabul eden ABD, bunun gereğini yapmak için bugüne kadar kılını kıpırdatmış mıdır?

PYD PKK AYNI ŞEY

PYD’nin PKK uzantısı olduğu ve terör ürettiği ABD istihbaratı tarafından defalarca rapor edilmiştir. Türkiye her seviyede ikazlar yapmış ve PYD’nin PKK ile aynı şey olduğunu belgeleriyle ortaya koymuştur. Buna rağmen bırakın PYD’nin terör örgütü sayılmasını, bu kanlı katillere binlerce TIR, binlerce uçak dolusu silah yardımı yapılmıştır. Bu da yetmemiş bu örgütün elemanları eğitilmiş, birlikte görüntü verilmiş ve açıkça işbirliğine gidilmiştir. Daha iki gün önce PYD ile ABD askerlerinin ortak devriye attıklarının görüntüleri bütün dünya televizyonlarında yayınlanmıştır.

DEAŞ ABD MAMULÜ

DEAŞ’da PKK-PYD’den farklı değildir ve bizzat ABD mamulüdür. Nitekim ABD bölgedeki kanlı emellerini DEAŞ’ı bahane ederek hayata geçirmiştir. Ve bu örgütle mücadele etmek de yine Türkiye’ye düşmüştür. ABD, Türkiye’nin ortak müdahale tekliflerini dahi ciddiye almamış ve hep ipe un sermiştir. Şu tesadüfe bakınız ki, DEAŞ birden bire ortadan kaybolmuştur. Akıl ve izan sahibi herkes, bu kanlı yapının şimdilik geriye çekildiğini, gereğinde yeniden sahaya sürüleceğini biliyor ve söylüyor. Nitekim, Türkiye’nin PKK’ya da PYD’ye de sınırlarında müsaade etmeyeceğini kararlılıkla ortaya koymasından sonra DEAŞ’ın yeniden piyasaya çıkabileceği haberlere yansımıştır.

SÖZLERİNİ TUTMADILAR

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarını kendi imkanlarımızla ve ABD’ye rağmen yaptık. Fırat’ın batısını PKK’dan temizledik, ama ABD’yi hala aşamadık. Menbiç bize verilen sözlere rağmen terör yatağı olmaya devam ediyor. Menbiç’te bizimle ortak devriyeye çıkıyorlar, PKK uzantısı PYD’yi sınırımızın dibinde korumaya ve onlarla görüntü vermeye devam ediyorlar. Gözümüzün içine baka baka aynı anda hem Türkiye’yi idare ediyor, hem de PKK/ YPG’yi kullanıyor ve koruyorlar. İkiyüzlülüğün ancak bu kadarı olabilir.

SAMİMİYETSİZLİK

Bir diğer terör örgütü FETÖ için de aynı samimiyetsizliği görüyoruz. Türkiye’de darbe yapmaya kalkışmış 250 kişiyi katletmiş bir terörist yapı, bütün unsurlarıyla ABD’nin kontrolündedir. Elebaşı bizzat ABD’de barındırılmakta, beslenip korunmaktadır. Bir ajan rahip için ortalığı ayağa kaldıran, en ağır düşmanlığı yapmakta ve her türlü tehdidi savurmakta bir an bile tereddüt etmeyen ABD, Türkiye’nin birliğini ve varlığını hedef almış teröristlere sonuna kadar sahip çıkabiliyor. Bizim bu ABD’ye güvenmemiz, inanmamız ve terör elebaşları için koyduğu para ödülünü ciddiye almamız beklenemez. ABD bize verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiş, her zaman oyalamış ve zaman kazanmaya çalışmıştır. Eğer zerre kadar bir samimiyet olsaydı, o teröristbaşları için para ödülü koymak yerine, yakalanır ve Türkiye’ye teslim edilirdi. Biz biliyoruz ki, bu katil sürüsü ABD’nin emrinde ve kontrolündedir ve istenirse, anında zincirlerinden tutup getirebilirler. Usame bin Ladin’i nasıl takip edip, ortadan kaldırdıklarını unutmadık.

GÖLGE ETMEYİN YETER

Şu tesadüfe bakınız ki, bütün bunlar tam da İran’a ambargonun başlamasıyla aynı zamana denk geliyor. Yeni bir oyun oynanmaktadır. PKK ile YPG’nin birbirinden ayrılacağı, YPG’nin Suriye örgütü haline getirileceği, sonra da YPG’nin diğer gruplar içinde eritilerek tedavülden kaldırılacağı iddiaları ayyuka çıkmıştır. PKK’lı terör başlarına ödül koymak da bu oyunun bir parçasıdır. ABD’nin Türkiye’yi meşgul ederek kanlı planlarını gerçekleştirmek, Suriye’nin kuzeyinde terör devleti tesis etmek için her yol ve yönteme müracaat ediyor. Her zamankinden daha çok dikkatli olmak ve bu oyuna gelmemek zorundayız. Bizim, bu saatten sonra ABD’den terörle mücadelede beklediğimiz tek şey olabilir: Gölge etme, başka ihsan istemeyiz.