Sayın Bahçeli’nin ikaz ve uyarılarının dikkate alınmaması durumunda hangi bedellerin ödendiğini daha önce defalarca gördük. Bütün seçim çevrelerinde aday çıkarma sevdasına kapılanlar, her yeri kazanmalarının kesinlikle mümkün olmadığını unuttular.

Cumhur ittifakının mahalli seçim ayağının olmayacağının kesinleşmesi ile birlikte siyasi dengeler bir anda değişti. Her siyasi parti hesabını yeni baştan yapıyor. Bu yeni durumun seçim sonuçlarına nasıl yansıyacağı hayati önem kazanmıştır.

SİSTEMİN EKSİKLERİ VAR

Sayın Devlet Bahçeli ittifakın mahalli seçimlerde de devam etmesi gerektiğini söylerken, bunu parti beklentilerine değil, ülkenin içinde bulunduğu duruma ve yakın gelecekte yaşanabilecek gelişmelere dayandırmıştı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tarihimizde ilk defa uygulanıyor. Eksikleri var ve tam olarak hayata geçip yerleşmesi zaman alacaktır. İhtiyaç duyulan bu zaman içinde sistemin tartışılmaması, sulandırılmaması ve rayından çıkarılmaması gerekiyor. Ülkemizin içinde bulunduğu kritik durum da dikkate alınırsa bu zamanın ne kadar önemli ve hassas olduğu daha iyi anlaşılır. Sistemin doğru şekilde ve yeni tartışmalara meydan vermeden yoluna devam etmesi şarttır.

   MHP SAĞLAM VE KARARLI DURDU

Sayın Bahçeli ittifak içinde olmasına rağmen, sistemin hassasiyeti dolayısı ile seçilen Cumhurbaşkanından ve kuracağı hükümetten hiçbir talepte bulunmamıştır. Rahat ve verimli çalışabilmesi, hızlı karar alabilmesi ve doğrudan sorunların çözümüne yönelmesi için zemin hazırlamış ve destek vermiştir.Ekonomideki ciddi ve sarsıcı olumsuzluk bugün bir krize dönüşüp başka noktalara taşınmamışsa, bunun en önemli sebebi MHP’nin bu sağlam duruşu, Sayın Devlet Bahçeli’nin dikkati ve desteğidir. Aynı şeyi, dış politikadaki baskıların aşılması, terörle mücadelede belli bir noktaya gelinmesi ve son derece olumlu sonuçlar alınması için de söyleyebiliriz. MHP’nin bu desteği, Cumhur ittifakının arkasında sağlam ve kararlı duruşu olmasaydı, CHP ve etrafındaki yıkım ekibinin çabası ile birlikte, yeni sistemin ve bununla birlikte ülkenin nerelere savrulabileceğini akıl ve vicdan sahibi herkes tahmin edebilecektir.

  BÜYÜKŞEHİR VE KAYYUMDAKİ YERLER

İttifakın mahalli seçimlerde devam etmesini gerektiren bir başka önemli sebep de Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyükşehir belediyelerinin, yıkım için ittifak eden CHP, İP ve HDP’nin eline geçme ihtimalinin ortadan kaldırılmasıydı. Cumhur ittifakının ulaştığı oy potansiyeli ile bütün büyükşehir belediyelerinin tamamının kazanılmasının mümkün olduğunu, 24 Haziran seçim sonuçları net olarak gösteriyor. Bölücülerin elinden alınıp kayyuma devredilen 102 belediyenin de, benzer şekilde Cumhur ittifakını oluşturan partilere geçmesi hem ülkenin selameti, hem o illere gidecek hizmetin devamlılığı ve en önemlisi ihanete geçit verilmemesi açısından büyük öneme sahipti. Büyükşehir belediyelerin ve şu anda kayyum bulunan yerlerin yıkım blokunun eline geçmesi, siyasi istikrarı olumsuz etkileyeceği gibi, sistemin yeniden tartışmaya açılması gibi son derece vahim bir sonucu da doğurabilecektir.

  MHP’NİN HASSASİYETLERİ KAŞINDI

MHP’nin bu hassasiyeti ne yazık ki, AKP tarafından anlaşılamadı ve karşılık bulmadı. Küçük siyasi hesaplar öne geçti. Bütün seçim çevrelerinde aday çıkarma sevdasına kapılanlar, her yeri kazanmalarının kesinlikle mümkün olmadığını unuttular. Bunda, en başından itibaren Cumhur ittifakından rahatsız olanların fitne çıkarma çabalarının payı olduğu bir gerçektir. Ancak, AKP yönetiminin de iyi niyetli olduğunu söylemek zordur. Sayın Bahçeli’nin mahalli seçimlerde işbirliği için ürettiği formüller, ortaya koyduğu samimiyet ve gayret ne yazık ki, karşılık bulmamıştır. Önce oyalama yoluna gidilmiş, sonra da başka bahanelerle MHP’nin hassasiyetleri kaşınıp, iyi niyet suiistimal edilmiştir. Andımızla ilgili söylenenlerin, şartlı salıverme teklifine yöneltilen eleştirilerin iyi niyetle izahı mümkün değildir. MHP’ye kendi yolunu çizmekten başka bir çare bırakılmamıştır.

  GÖRÜNEN DAĞIN DİBİ YAKIN OLUR

Gelinen nokta, fitne takımını, başından itibaren bu ittifakı bozmak için sinsi bir çaba olan yanaşma ve yalaka güruhunu çok sevindirmiş olsa da, bunun siyasette bir bedeli olacağı muhakkaktır. Sayın Bahçeli’nin ikaz ve uyarılarının dikkate alınmaması durumunda hangi bedellerin ödendiğini daha önce defalarca gördük. Ama anlaşılan yetmemiş ve bir defa daha test edilmek isteniyor. Görünen dağın dibi yakın olurmuş. Yaşayıp göreceğiz. İttifakın mahalli seçimlerde devam etmemesinin bedelini ödeyecek taraf MHP olmayacaktır. Hatta, siyasi olarak en büyük faydayı sağlayan partinin MHP olması kuvvetle muhtemeldir. Çok daha rahat biçimde her seçim çevresinde en iyi, en kuvvetli adaylarla seçime girmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. Nitekim, aday olma ihtimali olan isimler daha şimdiden büyük yankı uyandırmış ve bütün rakip partileri düşündürmeye başlamıştır. MHP’nin siyasi olarak çok daha karlı çıkacağında şüphe yok.Umarız ve dileriz, sistemin geleceği ve ülkenin selameti açısından da bir sorun yaşanmaz. Küçük hesaplar, büyük riskler doğurmuştur.