Bir çocuğun annesine duyduğu güven, çoğu zaman hiçbir kelimeye ihtiyaç duymayan küçücük anlarda ortaya çıkar… Dizine başını koyup sakinleşmesi, göz göze geldiğinizde tüm dünyasının durması ya da uykudan ürkekçe uyandığında yalnız olmadığını bilmesi gibi. Ancak son yıllarda, fark etmeden değişen yaşam koşulları bu değerli bağı sessizce zorlamaya başladı.
Peki güvenli bağlanmayı ne bozuyor? Uzmanların son dönemde altını çizdiği beş yeni etken, çocukların anneleriyle kurduğu duygusal köprüyü düşündüğümüzden çok daha fazla etkiliyor.
1. Hep Koşturan, Hiç Duramayan Anne Gerçeği
Günler artık eskisi gibi akmıyor; işler çoğaldı, sorumluluklar arttı, zaman daraldı. Birçok anne, çocuğuna olan sevgisinde en ufak bir eksik olmasa bile, gün boyu “koşuşturma hali” nedeniyle duygusal temasın azaldığını fark etmiyor.
Oysa çocuk için en değerli şey, annenin gerçekten yanında olduğunu hissettiren o küçük temas anları…
2. Telefonların Gölgesinde Kalan Bağ
Ekranlar sadece çocukları meşgul etmiyor; yetişkinlerin dikkatini de sessizce çalıyor. Anne telefona daldığında göz teması azalıyor, çocuk kendini geri çekmeye başlıyor ve içten içe “Ben yeterince önemli değil miyim?” diye düşünmeye başlıyor.
Bugünün en görünmeyen bağı zedeleyen etkeni: dijital dikkat dağılması.

3. Bir Gün Sakin, Bir Gün Gergin Olma HAli
Ebeveynliğin en zor taraflarından biri de duyguların her gün aynı yerde durmaması… Ama çocuk açısından bakıldığında tutarsızlık büyük bir belirsizlik yaratıyor.
Hangi duyguyla karşılaşacağını tahmin edemeyen çocuk, kendini güvende hissetmekte zorlanabiliyor.
4. Fiziksel Değil, Duygusal İhmalin Fark Edilmeden Artması
Karnı doyan, üstü başı temiz olan bir çocuk her zaman güvende büyümüyor. Bazen anne tüm iyi niyetiyle fiziksel ihtiyaçları karşılarken, çocuğun “duyulma ve görülme” isteği fark edilmeden arka planda kalabiliyor.
Oysa bir çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey: yanına sığındığında hissedilen koşulsuz kabul.
5. Evdeki Sessiz Gerginlik
Gergin bir hava, tartışmalar ya da konuşulmayan sorunlar… Evin duygusu değiştiğinde çocuk bunu hemen fark eder. Anne kaygılı ya da üzgün olduğunda, çocuk bu duyguları üzerine alır.
Bunun sonucunda da anneye koşarak gidilmesi gereken o güvenli liman, çocuğun gözünde bir süreliğine puslu bir hâl alabilir.
Peki bu bağ nasıl güçlenir?
- Günde birkaç dakikalık bile olsa “sadece çocuğa ait” özel anlar yaratmak
- Telefonlardan uzak durarak göz teması kurmak
- Tepkileri daha öngörülebilir hâle getirmek
- Çocuğun duygularını tanımasına yardımcı olmak
- Evin enerjisini yumuşatan küçük ritüeller oluşturmak
- Küçük değişiklikler, bir çocuğun dünyasında büyük kapılar açabiliyor.
Modern hayat bağlanmayı zorlayabiliyor; fakat bilinçli birkaç dokunuşla anne çocuk arasındaki o güçlü, şeffaf ve güven veren bağ yeniden derinleşebiliyor.