Türkgün | Başyazı | 14 yaşındaki altın karakter: Ömer Çoban

14 yaşındaki altın karakter: Ömer Çoban

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Hep sosyal çürümeden, toplumun bozulmasından söz ediyoruz. Peki, bu toplumda hiç mi sosyal ahlakı, dayanışmayı, fedakârlığı yansıtan insanlar yok? Elbette var; her yerde bunları yaşatan binlerce kişi bulunuyor. Fakat algı sunumlarında kötülük, haber değeri taşıdığı ve daha çok ilgi gördüğü için ön planda hep olumsuzluklar yer alıyor.

Toplumda kötülüğün artması elbette inkâr edilemez bir gerçek; ancak bu tür haberlerin reyting sağlaması, öte yandan medyanın zafiyetini de ortaya koyuyor. Cinayetler, kavgalar, hırsızlıklar, yolsuzluk ve rüşvet olayları, sahtekârlıklar... O kadar çok gözümüze ve ruhumuza işliyor ki, “Bu toplumda yaşanır mı?” kaygısını herkesin zihninde doğal olarak tetikliyor.

Bizim gibi yazarlar da bu kaygıyı gördüğü için, kötülüklerin önlenebilmesi adına ahlaki bir eğitim sisteminin temellendirilmesi gerektiğini, suçları azaltacak caydırıcı cezaların hukuk sisteminde yer almasının önemini sık sık vurguluyoruz. Ancak bu vurguyu yaparken, yaşanan olayları örnek göstermek zorunda kaldığımız için, istemeden de olsa kötülüğün “reytingine” katkıda bulunuyoruz.

İşte bunun farkında olduğum için, bir gün iç yazımda “Kötülükler Karşısında İyilik Yatırımı” başlıklı bir yazı kaleme aldım. O yazıda şöyle demiştim:
“Evet, kötülük toplumda daha çok görünür olduğu için baskınmış gibi görünebilir. Ancak bu ülkede iyiliği hayat felsefesi hâline getirmiş milyonlarca insan var. İyilik, sinmiş ve sessiz bir alışkanlık gibi kalmamalı. Artık biraz gürültü çıkarmalı, daha çok cesaretle ortaya konulmalı. Kötülük, bu cesaretin karşısında kendine yer bulamamalı.”

Bu düşünceyle, iyilik yapanları cesaretlendirmek amacıyla toplumda örnek teşkil eden sembol isimlerden de örnekler vermiştim.

Kötülük toplumda bu kadar baskın haldeyken, iyilikleri de göze, ruha ve şuurumuza etki etmesi için adeta görünür kılmalıyız.

Batman’dan gelen ve yüreklerimizi ısıtan haber, sosyal ahlak açısından çok önemli değil mi? Çöpün yanında bulduğu, içinde yaklaşık 1 milyon 600 bin lira değerinde altın bulunan çantayı polise teslim eden 14 yaşındaki Ömer Çoban, suça sürüklenen çocuk tartışmalarının yapıldığı bir dönemde adeta “altın karakter” olarak karşımıza çıkmadı mı?

Ömer Çoban’a annesi ve babası öyle bir ahlak kazandırmış ki, haramı helali biliyor ve bu davranışıyla herkese örnek oluyor. Oysa kimi aileler çocuklarını adeta “suç işlesin” diye sokaklara bırakıyor. İşte bu, basit bir fark değil; birçok insanın, hatta bir toplumun geleceğini etkileyen bir durum.

Geçimini hayvancılıkla sağlayan dayısının yoğurtlarını satarak ailesine destek olan 15 yaşındaki Ömer Çoban, kendi ihtiyacı olduğu halde, kötülüğe başvurmayıp böyle bir ahlaki davranış sergiliyorsa, onun bu iyiliği mutlaka ödüllendirilmeli ve topluma örnek gösterilmelidir.

Batman Valisi Ekrem Canalp tablet, futbol topu ve Galatasaray forması hediye ederek; altınların sahibi bir bisiklet alarak; iş insanı Dinçer Azaphan ise Ömer Çoban’ı İstanbul’a Galatasaray maçına davet ederek bu ahlaki davranışı ödüllendirdi. Böylece güzel bir başlangıç yapılmış oldu. Ancak bunun devamı da mutlaka başkalarından gelmelidir. Hz. Ali ne güzel söylemiş: Yaptığın sana geri dönecektir. O yüzden sadece iyilik yap…

İyilik ödüllendirilmeli, kötülük cezalandırılmalıdır. İşte o zaman adalet tam anlamıyla sağlanır, toplumda huzur ve güven hakim olur.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...