Trump’ın ikinci dönemi, adeta “yarım akıllı küresel mafya” üslubuyla başladı ve aynı tonda ilerliyor. Sürekli tehditler savuruyor; birinin toprağına, diğerinin geçiş kanallarına el koyacağını açıkça ilan ediyor. Kimini yer altı, kimini yer üstü kaynaklarını “Bana vereceksiniz” diyerek haraç misali talep ediyor.
Ukrayna gibi zayıf gördüğü devletlerin liderlerini ise dünyanın gözü önünde tehdit edip aşağılamaktan çekinmiyor.
Öte yandan, ABD’nin çıkarları uğruna Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesini isterken, yine aynı çıkarlar uğruna İsrail’in Gazze’deki vahşetini sürdürmesine destek veriyor. Ne söylediği sözlerine, ne yaptığı eylemlerine uyuyor. Dünya, geçmişte pek çok ABD başkanını başına bela ettiği gibi, şimdi de Trump’ı yeniden başına bela etmiş durumda.
“Yarım akıllı küresel mafya” gibi davranan Trump’ın dünya devletlerine verdiği son ölçüsüz mesaj, imzaladığı bir kararnameyle Savunma Bakanlığı’nın adını “Savaş Bakanlığı” olarak değiştirmesi oldu. Mafya usulü çalışırken bakanlığa “Savaş” adını vererek korku atmosferi yaratıyor.
Dünyaya “özgürlük, barış, demokrasi” getirdiği iddiasında bulunarak kaos, çatışma ve savaş çıkarmaktan, milyonlarca insanı öldürmekten zevk alan ABD, şimdi de “Savaş Bakanlığı” oluşturarak bu yıkıcı ve tehditkâr yaklaşımını resmîleştiriyor ve kendi güç saplantısını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Trump’ı adeta bir kukla gibi yöneten ABD derin devlet düzeni, açıkça şunu söylüyor: Bizim menfaatlerimize uymayan ve taleplerimizi karşılamayan herkes hedefimizde olacaktır.
Bu düzen eskiden de vardı; ancak şimdi Trump’ın “yarım akıllı küresel mafya” üslubunu kullanarak hedeflerini çoğaltıyorlar. Trump, bu işleri hem bir eğlence olarak görüyor hem de egosunu tatmin etmenin bir aracı hâline getiriyor.
Dünya düzeninde etkili bir güç olan ABD, “Savaş Bakanlığı” kurarak dünya devletlerine yeni bir boyutta gözdağı veriyorsa, bu dünyada savaşların sona ermesi mümkün mü? ABD’nin attığı her adım kaos, istikrarsızlık, savaş, kan, ölüm ve gözyaşı getiriyor. Gazze’deki tutumu, insanlık değerlerinden ne kadar uzak olduklarının en bariz delili. Bunu geçmişte Irak ve birçok başka ülke üzerinde de göstermişlerdi.
Bu yüzden dünya devletleri, ABD’nin dünyayı kaosa sürüklemeye çalışan bu adımlarına karşı dikkatli ve dayanışma içinde olmalıdır. ABD’nin huyu, zayıf gördüğüne çökme üzerine kuruludur. Güçlü duruş sergileyen devletlere karşı genellikle yoklama usulü ilerler ve geri adım atar.
Rusya-Ukrayna savaşında denge ararken, kimsesiz ve sahipsiz Gazze konusunda ise vahşeti durdurmamaktadır. Dünya devletlerinden biraz tepki yükselse bile, sadece rol yapan açıklamalarla İsrail’e yol vermektedir.
ABD’nin en güçlü kartı, ikiyüzlü davranışları ve pervasızca menfaat kovalamasıdır. Dünya devletlerinin en büyük sınavı, ABD’de bulunan bu kanlı güç odaklarının varlığıdır. Onun yüzünden ölen milyonlarca insan, işte bu sınavın sonucudur.
İşte bakın: “Savaş Bakanlığı” kurdular. Elbette yine insanlığı öldürme peşindeler…