Türkgün | Başyazı | Atatürk’ü önce sen anla, tanı, bil

Atatürk’ü önce sen anla, tanı, bil

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Merhum Kamer Genç’in mezarı başında elinde alkol kadehiyle poz vererek toplumun dinî ve manevî değerlerinden ne denli kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne seren Özgür Özel’in, CHP Genel Başkanlığı makamında bulunması; Türkiye’de siyasetin niteliği açısından gerçekten çok büyük ve ciddi bir handikaptır.

Çünkü Özgür Özel’in sergilediği tutum ve davranışlar, Türk milletinin ne millî hassasiyetlerine ne de manevî değerlerine karşı bir saygı şuuru taşıdığını göstermektedir. Bu tablo, yalnızca kişisel bir zaaf değil; aynı zamanda temsil ettiği makamın tarihî ve ideolojik ağırlığını kavrayamama hâlidir.

“Tam bağımsızlık” ilkesini devlet adamlığının ve askerî liderliğinin her safhasında bir karakter meselesi hâline getirmiş Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını temsil eden bir partinin başında bulunmanın ne anlama geldiğini dahi idrak edemediği açıktır.

Yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla anılan CHP’ye uluslararası çevrelerin destek vermemesine öfkelenerek İngiltere ve ABD’ye sitem eden; adeta yardım istercesine yakaran ve kendi ülkesinin hükümetini yabancı başkentlere şikâyet eden bir tutum sergilemesi, Atatürk’ün “tam bağımsızlık” anlayışıyla taban tabana zıttır. Bu yaklaşım, siyasi bir eleştirinin ötesinde, Atatürk’ün fikir mirasına açık bir aykırılık, hatta bir inkâr niteliği taşımaktadır.

Özgür Özel herhalde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.” Sözünde “Özgür’lük” ifadesini anlaşılan o ki ismine yapılan bir gönderme sanmaktadır. Sürekli alkol kullanan biri için gerçekten hazin bir durumdur. Bunu özel yaşamına karışma olarak değil, sağlığı açısından değerlendiriyorum. Bu yüzden Özgür Özel’in hafıza, şuur ve olayları kavrama halinde ciddi problemler olduğu çok nettir.

Özgür Özel’in İngiltere’ye şu yalvarışları CHP’nin kuruluş felsefesini yerle bir etmişti:

“İngiliz İşçi Partisi’nin bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlayamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un büyükşehir belediye başkanını alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. O zaman bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti?”

Özgür Özel, bugün bir kez daha Avrupa karşısındaki ezik ve tutarsız ilişkileriyle gündemdedir.

Brüksel’de Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ile görüşememesine adeta isyan eden Özgür Özel, kamuoyu önünde adeta yalvarırcasına şu ifadeleri kullanmıştır:

CHP Genel Başkanı, “António Costa kişisel olarak saygı duyduğum ve hayranlık duyduğum birisi. Bugün çiftçilerle dayanışması elbette önemli; ancak böylesine önemli bir gündemde sadece açılış konuşmasını yapıp ayrılması ve bizim kendisiyle baş başa beş dakika bile görüşme imkânı bulamamamız kabul edilebilir değil.” demiştir.

Bu sözler, Özgür Özel’in yaşadığı hayal kırıklığını ve diplomatik acziyetini açıkça ortaya koymuştur. Ancak bu çıkış kamuoyunda zafiyet olarak algılanınca, bu kez sanki bu ifadeleri hiç kendisi söylememiş gibi bambaşka bir söyleme yönelmiştir.

Ardından, “Bak Erdoğan, benim Avrupa’da randevu isteyip de alamadığım bir kişi yok. Bunu ispat edersen, yarın istifa ederim.”
sözleriyle yaşadığı acziyeti örtmeye çalışmıştır.

Özgür Özel’e tavsiyem, Atatürk’ün mücadele hayatını tekrar tekrar okumasıdır. “Herkes Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi ve onun Genel Başkanı ile konuşurken haddini bilecek” diyerek şekil yapmak yerine, CHP’nin Atatürk’ün mirası olduğunu öncelikle kendisi idrak etmelidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...