Türkgün | Başyazı | Bahis, hakem hataları ve Türk sporunun geleceği

Bahis, hakem hataları ve Türk sporunun geleceği

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 22. Dönem Sertifika Töreni’nde, çürüme ve ahlaksızlık konusuna dikkat çekerek şunları ifade etmişti:
"Bahis iddialarıyla Türk futboluna, hatta Türk sporuna gölge düşürenlerin; sermaye piyasasında milletimizin alın terini dolandıranların; yattığı yerden çok kazanmanın, kalktığı yerden çok aşırmanın amacında olanların neden olduğu ahlak krizi, hepimizin üzerine kafa yorması gereken bir konu değil midir?"

Gerçekten de, üzerinde kafa yorulması, derinlemesine düşünülmesi ve bu gidişatın önüne geçilmesi gereken konular bunlardır. Haftalardır Türk sporuna gölge düşüren bahis iddialarını ve buna bağlı şike tartışmalarını konuşuyoruz. Büyük kulüplerden küçük kulüplere; hakemlerden sporculara, spor yorumcularından işadamlarına kadar neredeyse herkes bu bahis ve şike tartışmasının içinde. Gözaltına alınanlar, tutuklananlar ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar da bulunmaktadır.

Ortaya dökülen iddialara bakıyorsunuz; izlediğiniz maçlar adeta organik değil, hep “hormonlu” gibi. Bahisler oynanıyor ama sade vatandaş tarafından değil; sahada takımı oynatanlar, spor kulüp başkanları, yöneticiler, futbolcular ve spor camiasındaki yorumcular bu işin içinde. Bahis konusu sadece galibiyet, beraberlik veya yenilgiyle sınırlı değil; sarı ve kırmızı kartlar, toplam korner sayısı, toplam ofsayt sayısı, toplam faul sayısı veya hangi takımın daha fazla faul yaptığı, maçta penaltı kararı verilip verilmeyeceği, oyuncu değişiklikleri ve maç içindeki diğer kurallar da bahis kapsamına giriyor.

Sahada oynayanlar ve sahaya yönlendirme yapanlar bu işin içindeyse, Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünü sahada yaşatmak mümkün olur mu?

Türk sporu resmen kirletilmiştir. Bundan sonra, müdahalesiz ve doğal olan her sonuç dahi, saha içindeki her hareketlilik bile şaibeli olarak görülecektir. Türkiye’deki maçlarda hakem kalitesizliği, son yılların en büyük tartışması hâline gelmiştir. Bu durum, her maça doğrudan etki ediyor ve tansiyonu yükseltiyor. Hiçbir spor kulübü diğerine psikolojik baskı yapmaya kalkmamalıdır; zira hakem hatalarından ne faydalanmayan ne de zararını görmeyen kulüp neredeyse yoktur. Kim bu durumu inkâr ederse, ikiyüzlülük yapmış olur. Bahis tartışmaları ortada dururken, bir de artan hakem hataları işin içine girince Türk sporunun seyir zevki ciddi şekilde azalmaktadır.

Bahislerden kaynaklanan şaibe havasını ortadan kaldırmanın yolu, suçlulara hak ettikleri cezaların verilmesi ve gelecekte benzer durumların yaşanmamasını sağlayacak yaptırımların uygulanmasıdır. Bu kolay para kazanma hırsının zarar vermediği alan neredeyse kalmamıştır; Türk sporu da bunun lekesini almıştır.

Sonuç olarak, Türk sporu son yıllarda birliğin, kardeşliğin ve sağlıklı rekabetin çizgisinden çıkarılarak ayrışma, çatışma ve kaos ortamına sürüklenmişken, her anlamda bir “Temiz Eller” operasyonu artık şarttır.

Türk sporu her türlü şaibeden arınarak toplumu birleştiren hale getirilmelidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...