Özgür Özel, yolsuzluk, rüşvet ve terör odaklı operasyonlara muhatap olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine sahip çıkmadığı gerekçesiyle daha önce İngiltere’ye ezik bir dille şöyle seslenmişti:
“Terk edilmişlik hissediyoruz. Bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti? Gerçekten kırgınız.”
Adeta yardım dilenircesine yapılan bu açıklamanın ardından şimdi de benzer bir hamleyi Almanya’da tekrarlıyor.
Almanya’ya gitmeden hemen önce yaptığı açıklamasında şunları demişti:
“Önce 13 bin 600, sonra 806 bin, sonra 1 milyon 100 bin oy farkla seçiliyor. Son seçimi hazmedemiyorsun, alıp içeri atıyorsun. Bunu nasıl anlatacağız Almanca? Vallahi anlatacağız. Ben utanmayacağım, yapanlar utanacak. Sonra kimse bana ‘Türkiye’yi yurt dışına mı şikayet ediyorsun?’ demesin. Bu pisliği sahiplenecek hâlim yok ya! Buna mı susacağım!”
Kurduğu mantığın çarpıklığına ve Türkiye’yi yabancılara şikâyet etme iştahına bakar mısınız?
Çok oy almak, rüşveti, yolsuzluğu, görevi kötüye kullanmayı meşrulaştırır mı? Demokratik destekle gelen biri, artık dokunulmaz mı olur?
Eğer Özgür Özel’in mantığını esas alırsak, o zaman uzun süredir seçimlerden birinci çıkan, istikrarlı biçimde halkın desteğini alan AK Parti iktidarı da muhalefet üzerinde dilediği tasarrufu uygulayabilir demektir! Bu, hukuk devleti ilkesine olduğu kadar demokrasinin özüne de aykırı bir anlayıştır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Brüksel’de, AB Konseyi toplantısında yaptığı şu çağrı ise bu yaklaşımın dışa vurulmuş hâlidir:
“Avrupa, Türkiye’yi yönetenlere — kim olursa olsun — ancak demokrasi ve hukukla muhatap olacağını açıkça göstermelidir.”
Bu cümlenin satır araları oldukça net: “Bize destek verin, Erdoğan’a baskı yapın.”
Özgür Özel, muhalefet yapmak ile ülkeye karşı muhalif olmak arasındaki farkı karıştırıyor. Atatürk’ün kurduğu ve en önemli özelliği emperyalizme karşı duruş felsefesi olan CHP’yi, yabancı lobilere yem eden anlayış gerçekten pespayedir.
Özgür Özel, yardım dilendiğin Avrupalılar sana “Özgür, bize 1.5 milyarlık üç villayı nasıl 15 milyona aldınız? Bunun sırrı nedir?” diye sorsa, ne cevap vereceksin? Ya da “Ekrem İmamoğlu ile birlikte tutuklananların çoğunluğu itirafçı oldu; ne anlattılar?” sorusuna ne diyeceksin?
Yurt içinde Ekrem İmamoğlu’na olan aşırı teslimiyetin zaten çok dikkat çekiyordu. Şimdi bu teslimiyeti, Türkiye’yi şikâyet ederek yurt dışında mı gösteriyorsun?
Özgür Özel, gerçekten dediğin gibi utanmıyorsun!
Türkiye’yi Avrupa’ya şikâyet etmek ve onlardan yardım dilenmek için sürekli fırsat kolluyorsun?
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve CHP’nin kurucusu Atatürk, “Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnızca kurtuluş ve bağımsızlığımızı muhafaza etmekle yetinmiyoruz. Aynı zamanda Batı emperyalistlerinin kuvvetleri ve malum her türlü vasıtasıyla Türk milletini emperyalizme alet etmek istemelerine de engel oluyoruz. Bu suretle, bütün insanlığa hizmet ettiğimize inanıyoruz.” derken, Özgür Özel ise Batı’yı Türkiye’ye baskı aracı olarak kullanmaya çalışmaktadır.
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nu kurtarmak uğruna herkese paspas olmaya hazır bir duruş sergiliyor. Batı’ya “Terk edilmişlik hissediyoruz” diyecek kadar teslimiyet içinde olan birinin vermeyeceği taviz olmaz. Yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarına rağmen yüzü kızarmadan bu adımları atabilen biri, başka konularda neler yapmaz ki? CHP adına tam bir utanç manzarasıdır bu yaşananlar.