Türkgün | Başyazı | “Birinci vazifen” ikiyüzlülük mü?

“Birinci vazifen” ikiyüzlülük mü?

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Dün, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile açıkça iki kez seçim ittifakı yapan Müsavat Dervişoğlu’nun bugün ne yapmaya çalıştığını anlayan var mı?

“Terörsüz Türkiye” sürecine karşı çıkarken de tutarsız ve çelişkili davranışlar sergilemeyi ihmal etmiyor.

PKK’nın hâlâ elinde silah varken, terör eylemleri sürerken, bu örgütün siyasi uzantılarıyla ittifak yapmaktan çekinmeyen Müsavat Dervişoğlu, şimdi ise PKK’nın silah bırakması, kendini feshetmesi ve DEM’in Türkiye partisi olma yoluna girmesi gibi adımlara şiddetle karşı çıkıyor.

Gerçi bir yönüyle haklı...

Siyasi olarak tutunacak bir dalı kalmayınca, ne yapsın?

Yarın DEM, Türkiye partisi olma yolundan vazgeçse, PKK yeniden teröre dört elle sarılsa, geçmişte olduğu gibi teröre yardım ve yataklığa devam etse—emin olun, Müsavat Dervişoğlu yine CHP’nin yanında, DEM’li ittifaklarda hizalanır.
Elbette ki yine siyasi ve kişisel menfaat uğruna.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “DEM teröre cephe alsın, Türkiye partisi olsun” çağrısını güçlendirmek amacıyla DEM’lilerle el sıkışmasına yönelik her türlü seviyesiz ve ahlaksız yorumu yapan Dervişoğlu’nun, TBMM’deki resepsiyonda DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ile nasıl gülüştüğünü, ona nasıl sırnaştığını, kırk yıllık dostu gibi nasıl muhabbet ettiğini hatırlıyorsunuz değil mi?

Öte yandan, “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı iftiralarla saldırdığı bir dönemin hemen ardından Diyarbakır’da poz verdi. Üstelik kendini terör örgütü PKK’nın haklarını savunmaya adamış bir kurum olan Diyarbakır Barosu’nu da ziyaret etti. Peki, buna neden ihtiyaç duydu?

Belki de amiri konumundaki CHP “Yarın ki, ittifaklar adına Diyarbakır’dan bir açık kapı bırak” dedi.

Bu ziyaret MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin de dikkatini çekerek “Ankara’da esip gürleyen bayağı siyasetçilerin birden bire Diyarbakır’a giderek munis ve müşfik bir tavra gömülmeleri tanımı ve tarifi olmayan ilkesizliğin, siyasi ahlaklarıyla mündemiç olan dönekliğin mahsulü ve mecmuudur.” Şeklinde yorum yapmasına vesile oldu.

Müsavat Dervişoğlu Ankara’da esip gürleyip, Diyarbakır’da "Elbette bu sürece dair farklı görüşlerimiz olabilir. Bu görüş ayrılıklarının kaynaklarını da tartışabiliriz. Ancak bir ortak noktamız var: Şartlar ne olursa olsun, gelişmelerin iyiye gitmesinden yana ortak tavrımız var.” yumuşaklığına geçiş yapmıştır. HDP ile iki kere ittifak yapmış birinin, terör örgütü PKK’ya “silah bıraktırma”, DEM’e “teröre cephe aldırma” sürecine niye böyle şiddetle karşıymış rolü oynar ki? 

Ya da bu rolü kim ve ne adına verdi?

İP’e sapa gelmez bu parti “Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi’nin” giriş cümlesine atıfta bulunarak “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı “Birinci vazifen” isimli mitingler yapacakmış…

Sicilinde terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısıyla defalarca ittifak ve işbirliği, terör örgütü PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonlara karşı çıkan resmi açıklamalar olacak, parti program taslağınızda "Fırat'ın ötesinin Kürdistan, batısının da Türkiye olarak kalmayacağını asla akıldan çıkarılmamalıdır." İfadesi yer alacak, parti programınıza kendi yazarınızın bile "Eşit vatandaşlık kavramını her zaman kullanan Öcalan'dır. Bu söylemin patenti Öcalan'dadır.” Diye tepki gösterdiği kavramı koyacaksınız, ittifak ortağınız CHP’nin her türlü PKK ilişkisine ve ülkeye ihanetlerine göz yumacaksınız, sonra “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı “Birinci vazifen” diye ahkâm kesecek mitingler yapacaksınız öyle mi?

Müsavat Dervişoğlu’nun başında olduğu İP’in tamamı, tutarsızlık ve ikiyüzlülükten ibaret.
Bugün yaptıkları tek şey, MHP’ye ve Cumhur İttifakı’na düşmanlık ederek puan toplamaya çalışmak. Topladıkları bu puanla da yarın CHP’nin kapısını çalıp milletvekilliği kontenjanı dilenmekten başka bir amaçları yok. Yoksa şu yaptıklarının bir izahı var mı?

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...