MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’nin temel meselelerinden biri hâline gelen ve sürekli tartışılan çocuklar tarafından işlenen suçlar ile çocukları suça sürükleyen çeteler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bu konu, Türk milletinin geleceğini doğrudan ilgilendirmektedir; çünkü gençliği ve yeni nesli bozulan milletler, geleceklerini ayakta tutamaz.
Bu gerçeği bilen Sayın Bahçeli, “Özellikle bilinmelidir ki, çocuklar geleceğimizdir ve geleceğimizden taviz veremeyeceğimiz gibi, tasarruf yapmaya da hakkımız yoktur” diyerek, sorunun çözümü için sosyolojik boyutu yüksek öneriler sundu; ayrıca bu mesele hakkında hukuk, eğitim, ahlak, caydırıcılık ve sorumluluk sistemine dair hayati önem taşıyan görüşlerini paylaştı ve çağrılarda bulundu.
Sorumluluk sahibi aileler, öğretmenler, medya, kurumlar, hükümet ve muhalefet, bu görüşler etrafında birleşerek güçlü bir ortak duruş sergilemeli ve çığ gibi büyüyen bu sorunun önüne geçmelidir. Son dönemde çocuk yaştaki kişilerin işlediği suçlar, toplumda derin kaygılar yaratmaktadır. Suç işlemeye heveslendirilmiş çocuklar ve çocuklara suç işlettiren çeteler her yerde cirit atmaktadır.
Sayın Bahçeli, “Bir çocuğun katil ve teröriste dönüşmesine çanak tutan, bununla birlikte eline silah tutuşturulan kirli ortamın inşasına davetiye çıkaran çok değişkenli süreçlerin, kombine ve kompleks bir mücadele stratejisiyle ele alınması mecburiyet ötesi bir ihtiyaçtır” diyerek, bu alanda tedbirler alınması gerektiğini ısrarla vurgulamaktadır. Böylece, sorunun toplum içinde taşması ve yayılmasının önüne barikatlar kurulabilir.
Okulda, kütüphanede veya spor salonunda olması gereken çocuklar, sokaklarda öldürecek veya yaralayacak kişiler arıyor; eğer çocuklar bu psikolojiyle yaşıyorsa, sokaklar herkes için tehlikeli hâle gelmiş demektir. Sayın Bahçeli’nin “Masumların korkularından evlerde saklanmayacağı; serserilerin sokaklarda fütursuzca gezemeyeceği” şeklindeki “düzeni getirme” tarifi inanın günümüzde yaşananların en doğru ve aranan özetidir.
Ayrıca, “Çocuktan katil olmayacağı gibi, katil veya teröristin çocuk olarak tavzih ve tevili ise çetin bir yanlıştır. Suç işleyenlerin, bunu azmettirenlerin, ihmal ve kayıtsızlık gösterenlerin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Milletimiz olan bitenlerden dolayı derinden kaygılı ve yaralıdır” sözleri, bu meseleden canı yanmış ve endişe duyan her vatan evladının altına imza atacağı, yürekleri soğutacak ve vicdanları rahatlatacak bir çağrı olmuştur.
Ahmet Minguzzi, Hira Aygar, Ata Emre Akman, Hakan Çakır ve Fatih Acacı isimli gençlerimiz, bu meselenin sembol hâline gelmiş son kurbanları olmuşlardır. Aileleri ise hâlâ evlatlarının acısını derinden yaşıyor ve adalet arayışıyla vicdanen huzur bulma mücadelesi vermektedir.
Yaşı ne olursa olsun, bir katil bir canı hayattan koparıyorsa bunun bedelini ödemelidir. Sadece suçu işleyen değil, aynı zamanda azmettiren de aynı hesabı vermek zorundadır. Bunlara bir can almış aşağılık muamelesi yapmazsanız, diğer potansiyel katillere cesaret verirsiniz. Hukuk, propaganda ve muamele olarak yapılması gereken budur. Keyif, zevk ve para uğruna masum canını alan kim olursa olsun asla tolerans, hoşgörü görmemelidir. Bugün alınacak caydırıcı önlemler, yarınlarda canı yanacak başka masumları korumak demektir.
“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile birlikte büyük sorumluluk üstlenen ve bu süreci hassasiyetle başarıya ulaştırarak Türkiye’nin maddi ve manevi acılarını sonlandırmayı amaçlayan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “çocuk odaklı” bu can alan mesele için de çok somut ve gerçekçi bir yol haritası oluşturmuştur. Toplumun geleceği için hassasiyeti ve kaygısı olan herkes, bu yol haritası etrafında birleşmelidir. Çocuklarımızı korumak, yaşatmak ve geleceğe umutla hazırlamak için bu çok elzemdir.