İsrail, kuduz bir köpek gibi bir Gazze’ye, bir Lübnan’a, bir Yemen’e, bir Suriye’ye saldırıyor. İslam dünyasının mübarek ayında bile Müslümanların üzerine bomba yağdırmaya devam ediyor. Arkasına, akıl sağlığını ve insanlığını yitirmiş Trump gibi birini alan İsrail, hiçbir ahlaki veya hukuki sınırı tanımıyor. Ne Birleşmiş Milletler ne de uluslararası hukuk, İsrail ve ABD’ye karşı işliyor.
Gazze’de sağlanan ateşkes, merhamet ve vicdan sahibi herkesi sevindirmişti. Ancak daha önce belirttiğim gibi, ABD-İsrail ikilisi bu ateşkesi yalnızca “Önce İsrailli esirleri kurtaralım, sonra soykırıma devam ederiz” düşüncesiyle planladı. Esirlerin çoğunu kurtardıktan sonra, şimdi iftar saatinde bile Gazze’de katliam yapmaya devam ediyorlar.
Üstelik İsrail, yaklaşık iki hafta önce Gazze’ye yardım ve mal girişini sağlayan sınır kapılarını kapatarak Ramazan ayında Gazzeli Müslümanların ekmek ve suya ulaşmasını engelledi. Şu an kıtlık nedeniyle ölümler yaşanmaya başladı.
Yıl 2025. Modern çağın zirvesindeyiz ve iki ruh hastası devlet yüzünden masum insanlar kıtlıktan ölüyor. “Dünyanın çivisi çıkmış” sözü tam da bu manzara için söylenmiş olmalı…
20 bine yakın Gazzeli çocuk, ABD-İsrail bombalarıyla öldürüldü. Bu vahşetin hiçbir dinde, dilde, ırkta kabulü yoktur. Ancak ABD-İsrail isimli bu iki akıl dışı güç, “Bizi Tanrı görevlendirdi” türünden bir eğitim aldığı için dünyayı kana bulamaktan çekinmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Nevzat Köseoğlu’nun “Türk Olmak ya da Olmamak” isimli kitabı içinde ‘Cihan Hakimiyeti’ bölümünü okurken, ABD’nin 37. Başkanı Richard Nixon’ın şu sözlerine denk geldim:
“Tanrı Amerika ile birliktedir. Tanrı, Amerika’nın dünyayı yönetmesini istiyor.”
İşte bu psikoloji şimdi de aynen devam ediyor. Bugün Trump’un dünyanın her yerine din-ırk ayırmadan bulaşmasının altında yatanda bu psikolojidir.
Trump’un hem Hristiyan hem Müslüman devletleri tehdit etmesi, Yahudi İsrail’i de bölgesel maşa gibi kullanması hep bu psikolojik eğitimle alakalıdır. ABD ve İsrail’in, bu hastalıklı psikolojisi tedavi edilmezse dünyada mazlumların kanı akmaya nesilden nesile devam edecektir. Geçmişte öldürülen milyonlar, şimdi öldürülen on binler bu psikolojinin eseri değil mi?
ABD-İsrail dünyayı kendine “Vadedilmiş Topraklar” olarak gördüğü müddetçe bu dünyaya huzur, barış, adalet gelmesi zordur. Maalesef dünyanın şu an ki gerçeği budur. Bu gerçeği değiştirecek güç ise Allah’ın yeryüzündeki gerçek ordusu olacaktır.