İsrail, dünyanın en şerefsiz, vicdansız ve zalim devletlerinden biridir. Gazze’de gördüğü her canlıyı hedef alan, bugüne kadar 65 binden fazla masumu katleden İsrail, kendine yönelen kin ve öfkeyi fazlasıyla hak ediyor. Yaptığı vahşetle her dinden ve milletten vicdan sahibi insanın tepkisini üzerine çekiyor. Bu öfke ve kin elbette bir gün üzerinde patlak verecektir.
Ancak tepkiler artsa da dünya devletlerinin acziyeti ve yaptırımsızlığı, İsrail’in Gazze’yi tamamen ele geçirme noktasına gelmesine izin verdi. Siyonist Netanyahu’nun son açıklaması, bu vahşetin en açık göstergesidir:
“Kara harekâtına başlıyoruz. İki gün içinde 50 bina yok ettik. Bu sadece başlangıç. Gazze halkına sesleniyorum: Hemen gidin.”
İsrail bugüne kadar bir gün olsun Hamas ile göğüs göğüse çarpışmadı; korkusundan buna cesaret edemedi. Hep aynı yöntemi kullandı: Uçaklardan masum Gazzelilerin üzerine ölüm yağdırmak.
Netanyahu’nun “İki gün içinde 50 bina yok ettik” sözleri, aslında Gazzelilerin sığındığı yıkık dökük binaların tamamen yok edilmesinden ibarettir. Zaten öncesinde Gazze’nin büyük bölümü bombalarla dümdüz edilmişti. İsrail biliyorsunuz bununla da yetinmedi; sivil halkın yaşadığı çadırlara dahi bomba atarak insanları diri diri yaktı.
Bu çağda böyle bir vahşete dünya devletlerinin göz yumması, onları da bu soykırımın suç ortağı yapmaktadır. İsrail’in gördüğü her canlıyı bombalaması, insani değerlerden ne kadar uzak olduklarının en açık göstergesidir. Açlıktan kırılan Gazzelilere gıda yardımını engellemeleri ise, bu vahşetin boyutunu gözler önüne sermektedir. Böylesine bir vicdansızlık, hayvanlarda bile görülmez.
İsrail’e hayat hakkı tanımak; işlediği soykırıma göz yummak, gerçekleştirdiği vahşeti yok saymak, yarın bölgedeki başka devletlerin aynı akıbete sürüklenmesine zemin hazırlamak demektir. Bugün Gazze’de yaşanan zulme ABD korkusundan ses çıkaramayan İslam ülkeleri, sıranın kendilerine gelmeyeceğini mi sanıyor? Netanyahu’nun “Büyük İsrail vizyonuna sadığım” sözleri, günü geldiğinde aynı vahşeti başkalarına da uygulayacağının ilanı değil midir?
Zaten savaşın ilk günlerinde, İslam ülkelerine “Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapın: Sessiz kalın!” diye açıkça tehdit ettiğinde bile, korkudan bırakın karşılık vermeyi, “Sen kimi tehdit ediyorsun?” deme cesaretini dahi gösteremediniz.
Bugün Batı’daki bazı ülkeler, İslam dünyasındaki birçok devletten daha omurgalı bir duruş sergiliyor. Müslüman, Müslüman’a sahip çıkmazken; Hristiyan ülkeler “insanlık” diyerek daha hassas davranıyor. Nitekim İspanya, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırıma karşı 9 maddelik yaptırım kararı açıkladı. Oysa İslam ülkeleri bu duruşun yüzde birini bile sergileyemedi. En acı olan ise Gazze’deki Müslümanların, İslam dünyası tarafından sahipsiz bırakılmasıdır. Oysa o çocukların feryatları, çığlıkları ve cansız bedenleri, bütün İslam dünyasını ayağa kaldırmaya yeterdi. Ne yazık ki bu manzaralar bile etkili olmaya yetmedi.
Ey İslam dünyası… Bugüne kadar olan oldu. Bari bundan sonra hayatta kalan insanları, Gazze’nin toprağını ve Filistin’in bütünlüğünü korumak için harekete geçin. Ayıbınızı bir noktadan sonra telafi edin. Aksi halde bu utanç, sırtınıza ağır bir yük olarak kalacaktır.