Özgür Özel, Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu’nu CHP örgütlerine dayattığına ve İmamoğlu da Türkiye genelinde gezilere başladığına göre, eğer siyasi ahlaka sahipse, artık İBB Başkanlığı’ndan istifa etmesini de talep etmesi gerekir. Türkiye’ye ve İstanbul halkına saygı gereği bunu yapacak mısın, Özgür Özel?
Yoksa, ortada bir seçim yokken, İBB bütçesi ve imkânlarıyla Türkiye’yi gererek gezen bir İmamoğlu profili, gerçekten ülkeye külfet olmaktadır. Bu durum, CHP’nin kendi mahallesinde bile dikkat çeken bir mesele hâline gelmiştir.
Nitekim, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın, “İyi hoş da, bu arada belediyeyi kim yönetecek sevgili E. İmamoğlu? Sonsuz izin kullanma hakkı mı edindin? Seçim yok, sayım yok, belediyeyi kim yönetecek?”paylaşımı bile bu konuda verilen tepkinin ne kadar keskin ve haklı olduğunu göstermektedir.
İmamoğlu, ikinci döneminde bile İstanbul’un çözüm bekleyen temel meselelerine yönelik ciddi bir adım atmıyor; ora senin, bura benim nutuklar atarak gezmeye devam ediyor.
Ekrem İmamoğlu’nun mevcut durumunu en iyi anlatan söz ise şüphesiz şu olur:
“Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü.”
Oysa MHP Lideri Devlet Bahçeli, İmamoğlu’nun bu gidişatının farkında olarak, ona şu ölçülü çağrıyı yapmıştı:
"Bütün yüklerinden kurtularak sade bir vatandaşa dönüşebilecektir. CHP’den, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı’ndan istifa etmesi ve yerine Büyükşehir Belediye Meclisi’nden birisinin başkan olarak seçilmesinin önünü açarak belediye hizmetlerinin aksamasına engel olması mümkün olabilecektir.
Bu şahsa tavsiyem, siyasetten, yargıdan, toplumun her kesiminden ülkeyi ayağa kaldırabilecek destekçileri olduğuna inanıyorsa, sade bir vatandaş olmayı tercih ederek sonuçlarına katlanması ve açıkça meydana çıkmasıdır.
Aynı zamanda ulaşacağı bu rahatlık ve kolaylık; çevresindeki karmaşadan, siyasetin kaotik yapısından kurtulmasını, sade ve sıradan bir vatandaş olarak hem adaletin hem de milletin huzuruna çıkmasını sağlayacaktır."
Bahçeli’nin bu açıklaması, meselenin yalnızca siyasi rekabet değil, aynı zamanda yönetim sorumluluğu ve etik çerçevede ele alınması gerektiğini de gözler önüne sermektedir.
Ekrem İmamoğlu’nun hiçbir ölçüsünün olmadığı ortadadır. Peki, İmamoğlu’nun emir eri konumuna düşen Özgür Özel’in bir ölçüsü var mı? Bunu da bu pervasızlıklar karşısında göreceğiz. Ancak Özel’in, Ekrem İmamoğlu’na söz geçirebileceğini sanmıyoruz.
İstanbul, yine bir seçime kadar kaderine terk edilecek ve Kent Lokantası makyajıyla birçok sorunun üzeri örtülecektir. Farklı bir şey gören var mı?
İstanbul, 2019’dan bu yana karşılaştığı hiçbir kritik sınavı geçememişken, şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı hayali uğruna Türkiye genelinde gezdirileceğini mi izleyeceğiz?
Peki, Özgür Özel’in bugüne kadar ona şu sözleri söylemesi gerekmiyor muydu?
- Git, İstanbul’un çöpünü topla.
- Git, yanan İBB otobüslerine çare bul.
- Git, olası bir depreme karşı kentsel dönüşüm yaparak önlem al.
- Git, ulaşım sıkıntısını çözmek için metro yap.
Ama bunları söylemek yerine, İmamoğlu’nun İstanbul’u bırakıp ülke genelinde siyasi kampanya yapmasına göz yumuyor ve İstanbul halkı da kaderine terk ediyor. Ama İmamoğlu için ne yaparsa yapsın çember daralıyor gibi…