Türkiye’deki muhalefetin kalite ve zekâ düzeyi, eski CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa, bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu” şeklindeki sözleriyle geçtiğimiz yıllarda bir kez daha ortaya konmuştu. Böylesi bir muhalefet anlayışı, ancak “düşman başına” temennisiyle karşılanabilir.
Kaos ve kargaşadan uzak, kaliteli bir dünya özlemindeysek, “Allah düşmanımın başına böyle bir muhalefet vermesin” duasını edebiliriz.
Bir muhalefet düşünün ki, ülke yararına ne yapılırsa yapılsın karşı çıksın. Hastane, yol, köprü, araba, uçak, helikopter, tank, füze, gemi… Ne yaparsan yap, hepsini küçümsüyor, hepsini karalıyor. Örneğin, şehir hastaneleri konusunda neler söylediklerini hatırlıyor musunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başında olduğu dönemde aynen şunları söylemişti:
- “(Şehir hastanesi) Hastane yapıyorsun. Yüksek maliyetler var. Üç yılda çıkarıyorsun maliyeti, sonra 15-20 yıl para ödüyorsun. Yüzde 70 hasta garantisi veriyorsun. Peki, bu ülkede hastalık yoksa ne yapacağız?”
- “(Şehir hastaneleri) Bunların paralarını siz ve sizden sonra torunlarınız ödeyecek. Hadi sen oy verdin, torunlarına bu yükü getiriyorsun. Hangi gerekçeyle bu yükü getiriyorsun? Bunun sorulması lazım.”
- “Şehir hastaneleri, Cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliğidir.”
- “Daha önce bu şehir hastanelerini ben, arkadaşlarım, hepimiz eleştirdik, ‘Yanlış yapıyorsunuz,’ dedik, ‘Bu şehir hastaneleri bütçeye büyük yük getirecek,’ dedik.”
Ancak pandemi döneminde şehir hastanelerinin sağlık açısından halka sağladığı katkılar ortaya çıkıp halk bu hastaneleri benimseyince, Kılıçdaroğlu bu kez inkara girişerek şöyle dedi: “Şehir hastaneleri niçin yapıldı diye eleştirmedim. Şehir hastaneleri yaptılar, gayet güzel. İtirazım yok ki. Hastane niye yaptınız? Hiç itirazım olmaz.”,
Türkiye’deki muhalefet her konuda böyledir.
Şehir hastaneleri, pandemi döneminde olduğu gibi bugün de sağlık ve tedavi uygulamaları yönünden halkın büyük bir yükünü taşıyor.
Bunu inkâr edebilecek kimse var mı?
Ya muhalefetin aklına uyulsaydı?
Terörle mücadelede ve Karabağ’ın işgalden kurtarılmasında büyük başarı sağlayan İHA-SİHA faktörünü kim inkâr edebilir?
Terör örgütü PKK’nın en üst düzey sözde yöneticileri, İHA-SİHA’lar sayesinde etkisiz hale getirilmedi mi?
Peki, Türkiye’deki muhalefet ne dedi?
Türkiye’deki muhalefet, İHA ve SİHA’lar konusunda da aynı tutumu sergiledi. Aynen şunları söylediler:
- “İHA’lara, SİHA’lara dokunacağız.”
- “İHA-SİHA fabrikalarını kapatacağız.”
Mesela, milli ve yerli otomobilimiz TOGG’da da aynı yaklaşımı gösterdiler:
- “Otomobil yapıyorlarmış. Hani nerede? Milleti kandırıyorlar” dediler.
- “Yabancı fabrikada üretilip getiriliyor” dediler.
- “Yapılamaz, satılamaz” dediler.
Oysa şimdi yollar TOGG’la dolup taşıyor.
Her köşe başında bir TOGG karşımıza çıkıyor.
Türkiye’deki muhalefetin vizyonsuzluğu ve kalitesizliği işte bu seviyededir. Şimdi de hedeflerine milli sosyal medya platformu NEXT Teknofest Sosyal’i almışlardır.
T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın, yerli ve milli imkanlarla TEKNOFEST girişimcisi gençler tarafından geliştirilen sosyal medya platformu NEXT Teknofest Sosyal’in “Sosyal Medyadaki Buluşma Yerimiz” ve “Biz Yaptık” mottosuyla açıldığını duyurmasının ardından, muhalefet bir karalama kampanyası başlatmıştır. Kimi, “Aman girip kullanmayın, hükümet fişlemek için üretti” derken; kimi de “çalıntı” diyerek karalıyor.
Oysa ahlaklı ve karakterli bir muhalefet, yapılan her olumlu girişimi destekler. Eksiği varsa samimiyetle dile getirir ve “Biz bunu daha da iyi bir noktaya getireceğiz” diyerek sorumluluk üstlenir. İşte bizim en büyük meselemiz, ahlaklı, kaliteli ve yapıcı bir muhalefete sahip olmayışımızdır. Muhalefet neye karşı çıkıyorsa, muhakkak o konuda Cumhur ittifakını ve hükümeti destekleyin… Kesin Türkiye’ye bir faydası vardır.