Türkgün | Başyazı | İki Ülkücü Düşmanının Akıbeti

İki Ülkücü Düşmanının Akıbeti

Kaynak: Yıldıray Çiçek

CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük ve ihaleye fesat karıştırma sarmalı her geçen gün genişliyor; adeta zincirleme şekilde bir belediyeden diğerine sıçrıyor.

Tutuklanan CHP’li belediye başkanlarıyla ilgili yargılamalar henüz sonuçlanmadığı için, elbette suçlamalar karşısında kesin hüküm vermek hem hukuken hem de vicdanen doğru olmaz.

Ancak aile bağları, ideolojik eğilimleri, siyasi söylemleri ve Ülkücülere karşı besledikleri açık husumetle öne çıkan iki isim — eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile mevcut Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar — hakkında yürütülen adli süreci dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.

Zira her iki Ülkücü düşmanı isim de, “yolsuzluk ve rüşvet” suçlamalarıyla tutuklanmış durumdadır.

Geçtiğimiz haftaki yazımda Tunç Soyer’i; 12 Eylül döneminde Ankara Sıkıyönetim Başsavcısı olarak görev yapan, cezaevlerindeki Ülkücülere yönelik işkence uygulamalarıyla tanınan ve Başbuğ Alparslan Türkeş ile 220 dava arkadaşını idamla yargılayan, idam edilen Ülkücüler hakkında verdiği kararlarla bir nefret figürüne dönüşen babası Nurettin Soyer üzerinden değerlendirmiştim.

Tunç Soyer’in, bu karanlık geçmişle yüzleşmek yerine babasıyla “gurur duyduğunu” açıkça beyan etmesi; buna ek olarak millî meselelerde sergilediği gayrimillî eylem ve söylemler, onun bizim nazarımızdaki yerini netleştirmektedir.

Bir konuşmasında, cezaevinde gördükleri tüm zulme rağmen inançla, onurla, dimdik durarak kendilerini yetiştirmiş ve “Taşmedreseliler” unvanını kazanmış Ülkücüler için “Taş medresede yetişenler bizim kardeşimiz olamaz. Kesin burayı yayınlamayın!” diyerek hem Ülkücülere olan nefretini hem de gerçek düşüncelerini gizleme çabasındaki korkaklığını ortaya koyan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da Tunç Soyer’den hiçbir farkı olmadığını açıkça göstermiştir.

Bu iki Ülkücü düşmanını, ne yazık ki MHP’den ayrılarak CHP’ye payanda olan ve "Ülkücü" sıfatını korsan şekilde kullanan bazı isimler yerel seçimlerde adeta seferberlik ilan ederek desteklemiştir.

İYİ Parti (İP) Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun geçmişte Tunç Soyer ile verdiği samimi poz, İP Milletvekili Ayyüce Taş’ın Zeydan Karalar’la olan yakınlığı, bu desteğin adeta sembolü hâline gelmişti.

Bu isimler, Tunç Soyer ve Zeydan Karalar’ın Ülkücü düşmanlığını zerre kadar mesele edinmediler. Onların tek derdi, MHP’ye zarar vermek ve kendi siyasi ya da kişisel çıkarlarını korumak oldu.

Bugün de benzer bir tutum sergiliyorlar: Önümüzdeki seçimleri düşünerek, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla tutuklanan CHP’li belediye başkanlarına, “suç işleyip işlemedikleri” meselesini hiç umursamadan, herkesten önce ve en güçlü şekilde sahip çıkıyorlar. Ülkücülere zulüm eden babanın oğlu olan Tunç Soyer, “Ülkücüler kardeşimiz olamaz” diyen Zeydan Karalar ile yan yana gelmek Ülkücülere düşmanlıktan başka bir şey değildir.

Tunç Soyer ve Zeydan Karalar gibilerinden de zaten Ülkücülere dost, kardeş olmaz. Yolsuzluğa, rüşvete ve harama bulaşmış olanlardan zaten kardeş, dost aramıyoruz.

CHP’deki başıboşluk, yolsuzluğu ve rüşveti meşrulaştırma hali CHP bünyesinde bu konularda hevesi olanları rahatlığa kavuşturduğu gibi, aynı zamanda deşifre olmalarını da sağlamaktadır. CHP üzerindeki gündem İBB’deki yolsuzluk/rüşvet olayları iken, Antalya/Manavgat’taki makam odasında baklava kutusu içindeki cesaretle alınan rüşvet bunun bir örneğidir. 

Bakalım iki Ülkücü düşmanı Tunç Soyer ve Zeydan Karalar’ın akıbeti ne olacak?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...