Türkgün | Başyazı | İran’a saldırı cambaza bak oyunu mu?

İran’a saldırı cambaza bak oyunu mu?

Kaynak: Yıldıray Çiçek

ABD, İsrail ve İran arasında, muhtemelen “kontrollü güç kullanımı” olarak tanımlanabilecek bir savaş süreci yaşandı. Taraflar arasında, adeta “Birazdan seni bombalayacağım” şeklindeki karşılıklı uyarılara dayanan saldırılar sürerken; İran’ın Katar’daki ABD üslerine gönderdiği füzeler üzerine Trump’ın, “İran’a, bize önceden haber verdikleri için teşekkür ederim. Bu sayede can kaybı ya da yaralanma yaşanmadı.” açıklaması, bu düşünceyi daha da pekiştirdi.

Savaşın büyüyeceğine dair genel bir beklenti oluşmuşken, Trump’tan gelen şu açıklama dünya kamuoyunda büyük bir sürpriz yarattı:
“İsrail ile İran arasında, yaklaşık 6 saat sonra (her iki taraf da yürütülmekte olan son operasyonlarını tamamladığında) başlayacak şekilde, tam ve kesin bir ATEŞKES üzerinde mutabakat sağlanmıştır! Ateşkes 12 saat sürecek ve bu sürenin sonunda savaş sona ermiş sayılacaktır.”

Oysa yalnızca bir gün önce, “Mevcut İran rejimi, İran’ı yeniden büyük yapmak için yeterli değilse neden bir rejim değişimi olmasın?” diyen de yine aynı Trump’tı. Zaten savaşın başladığı ilk günden itibaren Trump’ın bir açıklaması diğerini tutmadı...

ABD-İsrail ikilisi, dünya kamuoyunun gözlerinin Gazze’ye çevrildiği; Gazze’ye barış ve yardım eli uzatmak için yola çıkan Madleen Gemisi’nin ve kuşatmayı kırmak amacıyla düzenlenen uluslararası insani yardım konvoylarının tartışıldığı bir dönemde, İran’a saldırarak adeta bir “cambaza bak” oyunu sahnelemiştir.

Bu süreçte Gazze geri planda kalmış, dikkatler büyük ölçüde İran’a yönelmiştir. Ancak İsrail, Gazze’deki vahşeti unutmamış; saldırılarını aynı şiddette sürdürmeye devam etmiştir.

Yüreğimiz Gazze’deki mazlumlarla olsa da, ABD, İsrail ve İran arasındaki ateşkes anlaşması, savaşın yayılmasını önleme açısından umut verici bir adım oldu. Ancak İsrail, Gazze’deki ateşkeste sergilediği ikiyüzlü ve oyunbozan tavrı, şimdi de İran ile yapılan ateşkes sürecinde sürdürüyor.

Bu durumu fark eden Trump, taraflara, “Ateşkes şu anda yürürlüğe girdi, lütfen bunu ihlal etmeyin” diyerek net bir uyarıda bulundu. Daha sonra da “Her iki ülkeden de memnun olmadığını ancak İsrail’den özellikle memnun olmadığını” ifade etmiştir.

Şimdi gözler, ABD, İsrail ve İran’ın bu anlaşmaya uyup uymayacağında: Ateşkese bağlı kalacaklar mı, yoksa “kontrollü güç kullanımı” kisvesi altında savaşı sürdürecekler mi?

Sonuç ne olursa olsun, Gazze’deki vahşet asla unutulmamalı. Dünyanın dört bir yanındaki vicdan, merhamet ve adalet duygusu taşıyan insanlar, bu zulme odaklanmalı. Gazze’de yaşananlar, etnik kökeni ya da dini inancı ne olursa olsun, insanlık duygusu taşıyan herkesi derinden etkileyen ve harekete geçmeye zorlayan bir trajedi. Mazlumlar, açlık ve bombaların pençesinde çığlıklar atarak feryat ederken, dünya milletleri bu vahşete sessiz kalamaz. Susmak, bu zulmün suç ortağı olmak, Netanyahu’nun alçaklığına yoldaşlık etmektir.

ABD ve İsrail’in nihai hedefi, Gazze’yi tamamen kontrol altına almaktır. Trump, emlakçı bakış açısıyla; Netanyahu ise Siyonist stratejilerle Gazze’ye yönelmektedir. Bu yolda, tüm Gazzelilerin öldürülerek o toprakların boşaltılmasına bile göz yummaya hazırlar. ABD ve İsrail, Gazze’de bu planları hayata geçirirken, dünyanın dikkatini başka yöne çekmek için önümüzdeki günlerde yeni “cambaza bak” oyunları sahneleyebilir. Buna karşı hazırlıklı ve dikkatli olmak şarttır. 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...