Türkgün | Başyazı | İsrail’in Türkiye korkusu

İsrail’in Türkiye korkusu

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Hani derler ya, “İti öldüreceğine korkut.”

İsrail’in Türkiye adını duydukça yaşadığı da tam olarak bu.
Türkiye denilince, o bozuk ve lanetli ruhlarına sanki kezzap dökülüyor; yüzlerine yansıyan bir işkence gibi etkiliyor.

Türkiye’nin, ateşkes anlaşmasının dört garantör ülkesinden biri olması İsrail’i fazlasıyla rahatsız etmiş durumda.
Yatıyorlar Türkiye, kalkıyorlar Türkiye…
Hele ki Türk Ordusu’nun garantörlük çerçevesinde Gazze’ye gidebileceği ve bunun ateşkes anlaşması kapsamında maddeleşmiş olması, İsrail yönetiminin psikolojisini tamamen bozmuş görünüyor.

Gazze’de Türk bayraklı iş makinelerinin, mühendislerin ve işçilerin yeniden inşa çalışmalarına başlaması, bölgede yeni bir umudun simgesi hâline gelirken; yaratık ruhlu Netanyahu, bu gelişmeden duyduğu rahatsızlığı gizleyemiyor.
“Hiçbir Türk’ün Gazze’ye girmediğini ve girmeyeceğini” söyleyerek, Türk askerinin olası varlığına aklınca tepki gösteriyor.
Muhalefetten gelen eleştirileri ise, Türk bayrağı taşıyan çalışanların Türk olmadığını, sadece yardım örgütlerinin yeleklerini giydiklerini öne sürerek savuşturmaya çalışıyor.

Çünkü İsrail’deki ana muhalefet lideri Yair Lapid, “Bu hükümetin öngörüsüz ve beceriksiz adımları, bugün en büyük güvenlik endişelerimizden olan Türkiye ve Katar’ın Gazze’nin içine kadar girmesine neden oldu.” diyerek, temelde Türkiye korkusuna dayalı bir eleştiri yöneltiyor.

Bünyesinde bu tartışmaları yaşayan İsrail’in yaratık ruhlu Başbakanı Netanyahu elbette gelişmeler karşısında ne diyeceğini bilemiyor. Türk askerlerinin Gazze’de bulunma ihtimaliyle ilgili olarak “Bu konuda çok sert fikirlerim var. Tahmin etmek ister misiniz? Bence biliyorsunuz.” ifadelerini kullanıyor.

Soykırımcı Netanyahu’nun bu Türk korkusu da aynen şu kıssayı hatırlatıyor:
– Köpeğe sormuşlar: “Neden bu kadar çok havlıyorsun?”
– “Cesaretimden.”
– “Peki, neden sürekli arkanı kolluyorsun?”
– “Korkumdan.”

İsrail bünyesinde tam olarak böyle bir atmosfer yaşanırken, Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon şu değerlendirmede bulundu:
“Netanyahu, Türkiye için ‘Filistin’in hamisi’ ifadesini kullanmama kendince çok kızmış. Gazze planlarında Türkiye’nin bir ortak olmadığını söylemiş. Ancak Gazze’nin koruyucusu Erdoğan olacak. Büyük İsrail projesi Netanyahu’nun suratında patladı. Mevcut ABD Başkanı’nın da tutumuyla bu hale düştüler. Erdoğan, Mısırlılar, Suudiler ve BAE ile birlikte Gazze’de güvenliği sağlayacak. Türkiye güvenlik garantörü olacak. Netanyahu istediği kadar ‘Bunu düşünmem lazım’ diye itiraz etsin; Erdoğan güvenlik güçlerinin başında olacak.”

Bu tür değerlendirmeler, elbette İsrail’in Türkiye korkusunu her geçen gün daha da derinleştirmektedir.
Hatırlarsanız Netanyahu, “Suriye'de kiminle mücadele ettiğimizi biliyorum.” diyerek yine Türkiye korkusuyla yüzleşmişti.
İsrail’in, terör örgütü YPG’yi kontrol altında tutma girişimleri; medyasının ve stratejik kurumlarının sürekli olarak “Sırada Türkiye ve KKTC var” ya da “Bugün Katar, yarın Türkiye.” şeklindeki söylemleri de bu korkunun açık bir yansımasıdır.

İsrail resmen belasını arıyor; bakalım akıbeti nasıl olacak?

Elbette hesap vereceği bir gün gelecek…
İsrail, bölgede şımarıklığın, kaosun ve kargaşanın bizzat üreticisi ve uygulayıcısı konumunda.
ABD kör numarası yapsa da, ateşkes anlaşmasının imzalandığı günden bu yana İsrail Gazze’deki vahşetlerine ara vermeden devam ediyor; yetmiyor, Lübnan’ı bombalıyor, bölgedeki diğer ülkeleri tehdit ediyor.
İsrail bu eylemlerini sürdürdükçe, dünya kamuoyunda nefretin odağı hâline geliyor.
Artık vicdan sahibi hiç kimse, İsrail’in sergilediği bu insanlık dışı tutum karşısında mide bulantısı duymadan kalamıyor.

İsrail’e şimdilik sadece “Türkiye” deyin… O korku bile yetiyor ona. Ölmekten beter ediyor.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...