Türkgün | Başyazı | Medeniyet öğretenlere bak!

Medeniyet öğretenlere bak!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Dünyanın huzurunu ve güvenliğini bozan, istikrarsızlık üreten, kaos ortamı yaratanlar; medeniyet maskesi takmış emperyalist ülkelerdir. Dillerinden “özgürlük, demokrasi, barış” gibi kavramların düşmemesi ise yüzsüzlükte sınır tanımadıklarının en açık göstergesidir. Merhum Mehmet Âkif Ersoy’un yıllar önce İstiklal Marşı’ndaki “Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar” ifadesiyle tarif ettiği manzara, bugün hâlâ karşımızdadır.

Geçtiğimiz günlerde “tek dişi kalmış canavar” sistemine hizmet edenlerin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan iki örneğe şahit olduk.

Birincisi: ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan’da gazetecilere hitaben, “Medeni davranın, hayvanca davranmayın. Bölgede yaşananların sorunu bu” ifadelerini kullandı.

İkincisi: ABD Başkanı Trump’ın partisinden, Cumhuriyetçi Parti kongre adayı ve İsrail yanlısı Valentina Gomez, alev makinesiyle Kur’an-ı Kerim yakarak, “İslam’ı tamamen durdurmadığımız sürece kızlarınız tecavüze uğrayacak, erkek çocuklarınızın ise kafası kesilecek” şeklinde skandal sözler sarf etti.

Dünyada milyonlarca masum insanın kanına girmiş bir sicile sahip olan ABD’nin yöneticilerinden ve siyasetçilerinden gelen bu iki örnek, bize yeniden şunu hatırlatıyor: Katliamlarla sicili dolan bir devletin mensupları hâlâ “medeniyet” dersi vermeye kalkışabiliyor!

Onlar için medeniyet; takım elbise giyip kravat takarak milyonlarca masum insanı öldürmekten ibaret olsa gerek…

Diğer Siyonist destekçisi siyasetçi ise, kızların tecavüze uğraması ve erkek çocukların öldürülmesi üzerinden İslam’ı yaftalıyor. Oysa Irak’ta milyonlarca Müslümanı katleden, binlerce kadına tecavüz eden ruh hastalarının üniformasında “ABD” yazmıyor muydu? Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Mısır’da yüzbinlerce canı alan, aynı ABD değil mi? Dresden’de, Hiroşima’da, Vietnam’da yaptıkları katliamlar tarihten silinebilir mi? Ve bugün Gazze’de on binlerce insan ABD’nin açık desteğiyle öldürülmüyor mu?

Şu rezalete bakın ki, ABD’nin büyükelçisi Lübnanlı gazetecilere “medeniyet” dersi vermeye kalkıyor. İsrail’in katliamlarını görmezden gelen, ruh hastalığı her hâlinden belli olan ABD’li kadın siyasetçi ise Gazze’de yirmi binden fazla çocuğu öldüren İsrail’i savunuyor, İslam’a saldırarak insanlıktan söz etme cüretini gösteriyor.

Herhalde onların Hristiyanlık ve Yahudilik anlayışına göre Müslüman katliamı yapmak “medeniyet” olarak görülüyor. Katliamı yapıp üstüne bir de medeniyet dersi vermeleri, bize göre akıl sağlığı problemi olarak değerlendirilse de, onlar bu vahşeti gerçekten “medeniyet” sayıyorlar.

“Amerika İmparatorluğu” kitabıyla ünlenen Claude Julien, ABD’nin özgürlük anlayışını şöyle tarif ediyordu:

“Amerika İmparatorluğu’nun ayrıcalıklı üstünlüğü, etki alanına sınır çizmemiş olmasıdır. Hiçbir coğrafya haritası bu imparatorluğun sınırlarını çizip belirleyemez... Amerika İmparatorluğu, en diktatörce rejimlere dayanarak, askeri üsler ve paktlar ağı içinde tüm yeryüzünü sarmıştır. Üstelik bu kuşatma, ‘özgürlüğü savunmak’ içindir. Askerî mekanizmaların öldürücü ateşi altında Dresden, Hiroşima ve Vietnam köylerini ezip yerle bir etmesi de hep özgürlük adınadır.”

Onlar dünyayı kendilerinin malı olarak görüyorlar. Bu yüzden milyonlarca insanı öldürmeyi, vatanları işgal etmeyi ve yer altı–yer üstü zenginliklerine el koymayı kendilerine doğal bir hak olarak görüyorlar.

O yüzden dünyadaki herkes, “Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar” tarifine karşı son derece dikkatli olmalıdır. Çünkü bu tür emparyalist zihniyet, gün gelir vatanınızı ayaklarınızın altından çekip alır…

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...