Son yıllarda sokak röportajcılarının sayısında ciddi bir artış var. Adeta sabah eline mikrofon ve kamera alan sokaklara çıkıyor. Bu işi gelir kapısına dönüştürmek isteyen bazı röportajcılar, reytingini artırmak için her yolu deniyor. İlginç olan ise bu röportajcıların büyük çoğunluğunun CHP ve yancılarını destekleyen kişilerden oluşması. Bu röportajcılar, fonlandıkları partiye destek atmosferi oluşturabilmek adına her yöntemi kendilerine mübah görüyorlar.
Cumhurbaşkanı ve ailesine, tarihteki devlet büyüklerine ya da hoşlanmadıkları siyasilere yönelik hakaret ve küfür içeren ifadeleri teşvik ettikleri görülüyor. Üstelik bunu canlı yayın kazası denilebilecek bir ortamda değil; bilinçli şekilde kayıt altına alıp sonrasında sosyal medyada paylaşarak yapıyorlar. Bu nedenle hakaret eden kişiler, doğal olarak hukuki süreç sonucunda gözaltına alınıyor. Ardından aynı çevreler topluca “Gözaltına alındı, tutuklandı!” diye feryat ediyor.
Bu röportajcılar çoğu zaman objektif soru sorup tarafsız cevap beklemiyor. Önce kendileri kin, nefret ve öfke içeren söylemler kullanıyor, mikrofon uzattıkları kişilerin de bu ifadeleri desteklemesini bekliyorlar. Beğenmedikleri bir yanıt aldıklarında ise vatandaşlarla tartışmaya varan gerilimler ortaya çıkabiliyor. Nitekim bazıları yumruklu ya da tokatlı kavgalara karıştı; hatta kimi zaman kamera etrafında toplanan kişiler arasında da benzer çatışmalar yaşandı.
Bu iş, zamanla öyle bir düzeye geldi ki röportajcılar, oluşturmak istedikleri kirli algıyı desteklemek üzere aynı kişileri farklı kılık ve görüntülerle tekrar kamera karşısına çıkarmaya başladılar.
Geçtiğimiz günlerde benzer bir yöntem kullandıklarına dair somut görüntüler gündeme geldi. Aynı kişinin farklı röportajlarda birbirinden tamamen farklı kılıklarda yer aldığı ortaya çıkınca, oluşturulan algının yapay olduğu anlaşıldı. Bu kişilerden beklenen tek şeyin hükümete seviyesiz ve ölçüsüz biçimde saldırmak olduğu netleşti. Üstelik söz konusu kişiyle ilgili geçmişte çeşitli adli kayıtlara ve özellikle uyuşturucu kullanımıyla ilgili sicile sahip olduğuna dair iddialar, tartışmaları daha da alevlendirdi.
Zaman kaybetmeden sokak röportajcılarına ilişkin bir yasal düzenleme getirilmesi gerekiyor. Bu işin bir eğitimi, mezuniyeti, ilkesi ve ölçüsü olmadan; eline mikrofon ve kamera alan herkesin kontrolsüz biçimde sokaklara çıkmasının önüne geçilmelidir.
Elbette demokrasiyi kullanmak, eleştiride bulunmak her vatandaşın hakkıdır. Ama hakaret, küfür, iftira “demokrasi, eleştiri hakkı” olarak maskelenmemelidir. CHP de sokağa saldığı bu röportajcılarına çeki-düzen vermelidir. Bu kadar ahlaksızı, dengesizi, ölçüsüzü röportajcı olarak kullanması, kendi siyasi seviyesini göstermektedir. Sokak röportajcıları, zaman zaman toplumsal tansiyonu yükselten bir kaos unsuru haline gelmiştir. RTÜK’ün bu durumu ortadan kaldıracak düzenlemeler yaparak alana belirli bir seviye ve kalite kazandırması mecburiyet olmuştur.