Türkgün Başyazı Sürece hassasiyet alanı çizmek

Sürece hassasiyet alanı çizmek

Kaynak: Yıldıray Çiçek

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye” sürecinin hassasiyetini çok iyi bildiği için, sorumlulukları dâhilinde bu süreci büyük bir titizlik içinde yürütmektedir. Tecrübeli bir devlet adamı olarak hem Türk milletinin anlam kökünde bu sürecin iyi anlaşılmasını sağlamak hem de terör örgütü bileşenlerinin durduğu noktayı, onların psikolojisini ve ilişkilerini çok iyi analiz ederek bir “hassasiyet alanı” çizmektedir. Attığı adımlar, yaptığı çağrılar, kurduğu cümleler ve hayata geçirdiği davranışlar hep “Terörsüz Türkiye” hedefini başarıya ulaştırarak Türk milletinin geleceğini güvence altına alma düşüncesi taşımaktadır.

Türkiye’deki sağduyu sahibi herkes, bu düşünce çerçevesinde gelişen “hassasiyet alanını” çok iyi idrak etmiştir. Terörün en ağır bedellerini ödemiş Türkiye’de, terörün sona ermesini kim istemez ki? Ya terörden beslenenler, ya emperyalizme hizmet edenler ya da ülke üzerinde karanlık emeli olan güç odakları…

İşte şimdi kavgamız bunlarla, amansız mücadelemiz buna karşı…

“Terörsüz Türkiye” hedefine herkes odaklanmışken, bu saatten sonra provokasyonla, kullandığı zehirli dille bu süreci baltalamaya çalışan kim olursa olsun, artık taşlanacak bir sembol olacaktır.

İşte bu yüzden, bu sürecin hassasiyetini her fırsatta ifade eden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, son yaptığı açıklamada şu uyarıda bulunmuştur:

“Bölücü terör örgütü PKK’nın 12 Mayıs 2025 tarihinde silahları bırakma ve örgütsel fesih kararını ilan etmesiyle, hassas, nazik, kırılgan ve bir o kadar da sabır gerektiren yeni bir aşamaya geçilmiştir.
Provokasyon ortamının tahrik ve tahkimine, sudan sebeplerden dolayı yeşerecek alınganlıklara ve yanlış anlamalara fırsat verilmemelidir.

Herkesin sorumlu bir dil kullanması, sonu uçuruma açılan polemik dehlizlerine kapılmaktan uzak durulması, siyasi ve ideolojik çıkar hesaplarına itibar edilmemesi, sağduyu ve aklıselimin çizgisinden sapılmaması hayati değer ve önemdedir.”

Terör ve bölücülük, cezalandırılması gereken büyük bir suçtur. Türkiye’de bunların kökünün kazınması ve ülkenin kaderinden sökülüp atılması için çok ciddi adımlar atılırken, hiç kimse eski alışkanlıkları üzerinden “terör ve bölücü” dil kullanmamalıdır. Kullananın ise bu toplumda barınma hakkı kalmamaktadır.

Bu ülkede, etnik kökeni ne olursa olsun herkes iç cepheyi güçlendiren kardeşlik elini uzatmalıdır. Elini uzatmayan ve hâlâ terörden, bölücülükten medet uman herkesin eli de kökünden kırılmalıdır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son açıklamasındaki şu ifade, yapılmak istenenin ve durulan millî yerin tekrar tescillenmesi olmuştur:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, meşru, hukuki, egemen varlığını sonuna kadar müdafaa etmekle birlikte; terörizmle müzakere ve mütareke çaba ve çalışmasında hiç olmamış, bundan sonra da olmayacaktır.”

Bu duruşun ötesinde, bu süreçten karanlık bir anlam çıkarmaya çalışan, çıkardıkları fitnelerle, attıkları iftiralarla bozgunluk yaratma peşinde olanlar yenilmeye mahkûmdur. Türk devleti güçlü, Cumhur ittifakı ise attığı adımları bilmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’da bu konuda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir, devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir. Kimse kaygılanmasın, endişe etmesin. Biz Sayın Bahçeli’yle ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmi dilimiz asla tartışma konusu değildir. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz.” Cümleleriyle son noktayı koymuştur.

‘Terörsüz Türkiye’de her manada kazanan ülke insanı olacaktır. Aksini söyleyecek olan gerçek düşmanımızdır.

 

Yorumlar
Y
Yalçın kara 1 ay önce
Allah c.c.Razı Olsun..
BEĞENME
0
CEVAPLA