Bazı bedenler vardır; ne yaparsanız yapın kilo vermek istemez. Daha az yersiniz, yürüyüşe çıkarsınız, akşamları erken yatarsınız… Ama tartı inatla aynı rakamı gösterir. İşte o noktada insan kendine kızar. Oysa Dr. Mark Hyman’a göre sorun çoğu zaman irade değil; vücudun sessizce verdiği bir savunma tepkisidir. Çünkü beden, kendini güvende hissetmediğinde kilo vermeyi bırakır.
Vücut “Açlık Var” Alarmı Verdiğinde Yağları Bırakmaz
Dr. Hyman’a göre kilo vermeye direncin en yaygın nedenlerinden biri, vücudun sürekli yüksek insülin sinyali almasıdır. Gün içinde sık sık acıkmak, tatlı krizleri yaşamak, özellikle göbek çevresinden kilo almak bunun en net işaretlerindendir.
Vücut bu durumda şunu düşünür:
“Enerji lazım, yağları sakla.”
Bu bir tembellik değil; tamamen hayatta kalma refleksi. Siz diyet yaptığınızı sanırken beden aslında kendini korumaya çalışır.

İçten İçe Yanan Bir Yorgunluk: Sessiz İltihap
Bazen kilo verememenin nedeni yediklerinizden çok, nasıl hissettiğinizdir. Sürekli yorgunluk, sabah uyanamama, zihinsel sis… Dr. Mark Hyman bu tabloyu “vücudun içten içe yanması” olarak anlatır.
Şekerli gıdalar, düzensiz uyku, bastırılmış stres; vücutta fark edilmeden iltihap yaratır. Metabolizma yavaşlar, yağ yakımı durur. İnsan kendini halsiz hisseder ama nedenini tam koyamaz.
Oysa beden çok nettir:
“Şu an değişim için doğru zaman değil.”
Stres ve Bağırsaklar: Beden Kilo Vermeyi Erteliyor
Dr. Hyman’a göre kilo direncinin en duygusal tarafı burasıdır. Uzun süren stres, bedenin alarm sistemi olan kortizolü sürekli açık tutar. Böyle zamanlarda vücut incelmeyi değil, dayanmayı seçer.
Bir de bağırsaklar devreye girer. Sindirim sistemi dengesini kaybettiğinde, beyinle olan iletişim bozulur. Tokluk hissi geç gelir, iştah kontrolü zorlaşır. Kişi kendini suçlar ama aslında beden mesaj göndermektedir.
Tartıya Değil, Bedene Kulak Verin
Dr. Mark Hyman’ın altını çizdiği şey çok net:
Kilo verememek bir başarısızlık değil; vücudun “önce beni düzelt” demesidir.
Beden rahatladığında, güvende hissettiğinde ve dengelendiğinde kilo zaten kendiliğinden gitmeye başlar. Çünkü vücut düşmanınız değil; sizinle konuşmaya çalışan bir yol arkadaşıdır.