KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

TEKNOLOJİ sosyal yaşamın bir parçasıyken, sosyal yaşam teknolojinin bir parçası olmaya doğru yöneldi. Birçok uluslararası görüşmeler, toplantılar, konferanslar sosyal izolasyon dahilinde video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi. Devlet Başkanları video konferans yöntemiyle görüşmeler yaptı ve ülkelerindeki görüşmelerde de bu yöntemi kullandı. NATO toplantısı ilk kez video konferansla toplandı. Önemli bir endüstri konferansı ilk kez tüm dünyadan 1000’in üzerinde katılımcı ile etkinlik düzenledi. Teknoloji insan ilişkilerinde önemli bir rol oynamaya başladı. Akıllı telefonlar ile kısmen takip edilebilir olan insanlar İsrail’in koronavirüs salgını sebebiyle hataya geçirdiği izleme yöntemiyle daha sık takip edilebilir bir süreci başlattı. İsrail, askeri faaliyetlerde kullanılan takip teknolojisini Korona hastalarının tespit edilmesi için kullanılmasına izin veren bir kanunu onayladı.

AKILLI TELEFONLARIN ÖNEMİ

Çinli yetkililer, insanların akıllı telefonlarını yakından izleyerek, halihazırda çalışan milyonlarca yüz tanıma kabiliyetine sahip kameraları kullanarak ve insanların ateşlerini ve tıbbi vaziyetlerini raporlayıp bildirmelerini zorunlu hale getirerek sadece virüs taşıyıcılarını tespit etmekle kalmayıp bu insanların hareketlerini takip edebildi ve temas ettikleri herkesi belirleyebildi. Hasta insanlara olan uzaklığınızı gösteren birçok akıllı telefon uygulaması dahi yapıldı.

Bu tip teknolojik uygulamalardan salgın sonrasında da istifade edilmeye devam edilir mi bilinmez ama insanların daha çok takip edildiği, sağlık merkezli geniş bir izleme ağının devreye gireceği yeni bir sürecin önü açıldı.

Salgın hastalıklar tarih boyu yeni bir sürecin başlangıcına neden olmuş ve bir sürecinde rafa kalkmasını sağlamıştır. Son yüz yılın en büyük salgını olan koronavirüs hastalığının da küresel bir boyut kazanması yeni bir sürecin açılmasını dayatacak gibi görünüyor.

Bu süreç, içinde bulunduğumuz dijital çağın bir üst evreye taşınması olarak da algılanabilir. Özellikle sağlık alanında yeni ilaç ve tedavi yöntemleri arayışı teknolojinin daha da ileri gitmesi için bir ortam hazırlıyor. Henüz koronavirüse karşı etkin bir ilaç ya da aşı bulunmuş değil ama bu buluşu gerçekleştiren ülkelerin teknolojik olarak da sıçrama yapacağı belirgin bir hal almıştır. Koronavirüse karşı etkin bir tedavi yönetimi bulan ülke, diğer ülkeler tarafından da teknolojik ilerlemenin merkezi sayılacağından yatırım yapılacak ülkeler arasında yer alacaktır.

DİJİTALLEŞEN DÜNYA

Dijitalleşmenin yüksek bir seviyeye taşınma olgusu sadece sağlık alanında kendisini göstermeyecektir elbette. Salgın sürecinde sosyal izolasyonun hat seviyeye ulaşmasının sonucu olarak da haber kaynaklarının dijital ortamda takibi de en üst seviyeye ulaşmıştır. Bu durumun medyada artık dijitalin ana mecra haline dönüşmesine yol açacağı görülüyor. Bir süredir kâğıt baskı ortamının dijitale dönüşme sürecini başlatan gelişmiş ülkeler artık sosyal izolasyon sayesinde tamamıyla bu süreci hızlandırmış durumdadır. Kütüphanelerin dijitalleşmesi, gazetelerin dijital ortama geçiş yapmaları gibi ana unsurlar artık insan hayatının merkezine yerleşecek gibi görünüyor. Dünya genelinde gazete satışlarının düşmesi ve yakın zamanda da basılı yayın organlarının sosyal mecralara çekilmesi özellikle gazete ve dergilerin salgın süreci sonrası dijital ortama geçişini hızlandıracaktır. Salgın öncesi dijital ortamlarda yapılmasının sağlıklı kabul edilmediği kimi organizasyon, toplantı ve görüşmelerin zorunlu da olsa bu mecrada gerçekleşmiş olması artık otel salonlarının yerini dijital uygulamaların alabileceğini ortaya koydu.

SEKTÖRLER YENİ BİR YOL ARAYIŞINA GİRECEK

Özel sektörlerin pandemiyle birlikte aynı fiziksel ortamda olmadan çalışanlarıyla işlerini yürütmesi yeni bir sürecin başlangıcı olarak görülebilir. Bu süreçte evden çalışma sisteminin hayata geçiriliyor olması zaman ve enerji tüketimi konularında tasarruf sağlamış, nüfus yoğunluğu yüksek olan metropollerde trafik azalmış, bunlara bağlı olarak da çevre kirliği düşerken iş verimliliğindeki performansın artması hedeflenmiştir. Bu süreç özel sektörün evden çalışma sisteminin bir provası niteliğine bürünmüş ve insan kaynakları uzmanları çalışanların uzaktan çalışma şekillerini takip edebilecek altyapıların daha iyi hale getirilmesi için yeni programların hayata geçirilmesine fırsat tanımıştır. Bunun sonucu olarak da geniş kitlelerle iletişimi devam ettirmek isteyen markaların dijital platformlar üzerinde iletişimini artırması gerekeceği bir dönemin başlayacağı öngörülebilir. Birçok sektör dijital platform üzerinden hedef kitle ağını genişletme yolunu tutmuştur ancak koronavirüs salını sonrası bu sürecin daha da hızlanacağını söyleyebiliriz.

YENİ DENEYİMLER KAZANIYORUZ

İş yapış biçimleri ve anlayışlarının zorunlu da olsa deneyimlendiği pandemi süreci özel sektörlerde keskin bir değişikliğinin önünü açabilir. Zamandan tasarruf, kira ödemelerinden tasarruf, araç kiralarından dolayısıyla yakıttan tasarruf göz önüne alındığında oldukça karlı bir sürecin başlayacağı da kaçınılmaz bir gerçektir. Düne kadar “herkes sabah 9’da burada olsun” diyen patronların bir anda “evden çalışmaya ilk biz geçtik” diyecekleri bir dönemin başlangıcını yaşıyoruz. Salgın hastalık süreci birçok ülkede sağlık sistemlerini ve sosyal politikaları zorlamış olsa da bu süreç önümüzdeki yıllar için bir deneyim kazanma sürecine de dönüşmüştür. İşsizliğin bu süreçte artışı da muhtemel görünmektedir. Dünyanın ekonomik olarak süper güç sayıldığı ülkeler dahi bu süreçte işsizlikle mücadele etmekte zorlanır hale gelmiştir. ABD’de işsizlik yüzde 32’nin üzerine çıkmıştır. Türkiye ise aldığı ekonomik tedbirler ve hiçbir geliri olmayan vatandaşlar da dahil olmak üzere sosyal seferberlik başlatması ekonomisinin ne denli sağlam temeller üzerine oturduğunu göstermektedir. Milli gelir veya kişi başına düşen gelirin başka ülkelere kıyasla düşük olması Türkiye’nin ekonomisinin sağlam olmadığını göstermez elbette ki. Burada önem arz eden durum Türkiye’nin ekonomik sisteminin sallanır ama yıkılmaz oluşudur. Bu süreci en az hasarla atlatan ülkeler rol model olma yolunda da önemli bir adım atmış olacaklardır.

Salgın sonrası her şeyin eskisi gibi olacağını düşünmek tarihin seyrine aykırı bir tutum olacaktır. Her kriz yeni bir sürece kapı aralamış, yeni gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bu gelişmelerden bir tanesi de uluslararası ticaret ve bireysel alışverişlerdir.

Koronavirüs salgınıyla beraber hijyen dikkatinin üst seviyelere çıktığı bir süreçte insanlar alışverişlerinde daha titiz davranmaya başlamış, sosyal izolasyonla beraber de internet üzerinden yapılan ticaret katlanarak büyümüştür. E-ticaret olarak tarif edeceğimiz bu alışveriş sistemi perakende alışverişlerde önemli paya sahip olmaya başlamıştır. Daha çok giyim, kozmetik, takı, temizlik ürünleri gibi maddelerde kendini gösteren e-ticaret Kovid-19 salgınıyla beraber gıda ve restoran sektörlerinde de yukarı doğru bir ivme yakalamıştır. Hijyenin birinci öncelik olarak hayatımıza girdiği pandemi sürecinde insanlar, insanların yoğun olarak bulunduğu ortamda alışveriş yapmaktansa internet üzerinden ticaret yapmayı tercih etmiştir. Bu alışkanlığın insanların hayatını kolaylaştırıcı etkisi düşünüldüğünde salgın sonrası bu alışkanlığın devam edebileceğini söyleyebiliriz. En azından salgın öncesine göre daha yüksek bir oranda e-ticaretin tercih edileceği görülmektedir.

Bu süreci iyi bir şekilde değerlendiren kimi marka ve mağazalar ise salgın sonrasında da tercih edilme özelliğini koruyacak ve bu süreçten kârlı olarak çıkacaktır. Pandemi sonrası bu süreci en iyi yöneten ve tüketiciye güven veren ticari kuruluşlar bu alandaki boşluğu değerlendirmek isteyecek ve bu durum yeni marka ve hizmet alanlarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. BİTTİ

Salgının küresel sorun haline gelmesinin sonuçları üzerine birçok bilimsel araştırma yapılacaktır. Uluslararası platformlarda koronavirüs pandemisi tartışma konusu yapılacaktır. Ancak yeni dünya düzeninde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı birkaç yıl içinde görülecektir. Devlet artık yapay zekayı sosyal hayatın merkezine alacak, sağlık sistemleri olağanüstü şartlara göre tekrardan dizayn edilecek, sosyo-ekonomik yapılar baştan oluşturulacak, teknoloji ve dijital gelişmeler insanları birçok işte devre dışı bırakacaktır. Tüm bunların yanı sıra merak edilen diğer soru da şudur: Türkiye bu dünyanın neresinde yer alacaktır?

EĞİTİMDE STANDARTLAR, FARKLI BİR BOYUT KAZANACAK

Editör: Haber Merkezi