İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Washington’da düzenlenen The Jerusalem Post konferansında yaptığı konuşmada, Suriye ile yürütülen olası güvenlik anlaşması müzakerelerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Saar, İsrail ile Suriye arasında uzun süredir gündemde olan güvenlik anlaşmasına dair beklentilerin giderek zayıfladığını belirterek, “Suriye’nin yeni talepleri nedeniyle farklılıklar arttı. Birkaç hafta öncesine göre anlaşmaya varmaktan daha uzağız.” dedi. İki ülke arasındaki “uçurumun genişlediğini” ifade eden Saar, İsrail’in anlaşma niyetinin devam ettiğini öne sürdü.
“İran bölgenin ana tehdidi” iddiası
Konuşmasında İran’a geniş yer ayıran Saar, Tahran’ı hem İsrail hem de Orta Doğu için “ana tehdit” olarak gösterdi. İran’ın balistik füze kapasitesi, bölgedeki vekil unsurları ve nükleer programına işaret eden Saar, “İran hiçbir stratejik hedefinden vazgeçmedi. Bu durumu yakından izliyoruz ve yeteneklerini geri kazanmasına izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Hizbullah’a suçlama
Lübnan’daki Hizbullah’ı “istikrarın önündeki tek engel” olarak nitelendiren İsrail Dışişleri Bakanı, “Lübnan’ın egemenliğini tehdit eden İsrail değil, Hizbullah’tır. Hizbullah ortadan kalktığında Lübnan gerçek bağımsızlığına kavuşabilir.” iddiasında bulundu.
Müzakerelerde tıkanma
ABD arabuluculuğunda yürütülen İsrail-Suriye görüşmeleri son aylarda hız kazanmış, her iki taraftan da olumlu sinyaller gelmişti. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, eylül ayında görüşmelerin “yakında sonuçlanabileceğini” söylemişti. Ancak süreç beklenmedik şekilde tıkanmıştı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Suriye ile anlaşmanın ön koşulu olarak Şam’dan güneydeki tampon bölgeye kadar uzanan hattın tamamen silahsızlandırılmasını istemesi, Şam yönetimi tarafından reddedilmişti. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ise “İsrail işgal ettiği Suriye topraklarından çekilmeden hiçbir anlaşma olmaz.” demişti.
Dün basına yansıyan “Netanyahu’nun imzayı reddettiği” iddiaları ise İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yalanlanmıştı.
İki ülke arasındaki diplomatik trafik sürse de, Saar’ın açıklamaları müzakerelerdeki yolun uzadığını bir kez daha gözler önüne serdi.