İlkokuldan beri kitap yazma hevesinin olduğunu ifade eden 36 yaşındaki Ramazan Öner, “Çocukluktan beri bütün sıkıntılarımı, dertlerimi bazen de mutluluklarımı kalemle kağıda döküyorum. Yazmanın en güzel yönü zaten bu, herhangi kötü bir alışkanlığım yok, iyi bir alışkanlığım var o da yazmak. Şu anda üçüncü kitabımı 'Büyük Deprem Kaybolan Umutlar' adlı kitabımı minibüs koltuklarında yazmaya devam ediyorum. Önceden bir zorunluluktu çünkü özel sektörde çalıştığım için sabah 09.00 akşam 21.00 saatleri arasında işe gidiyorum. Roman yazmaya vaktim olmuyor bu anlamda minibüs koltuklarında kitabımı bitirmeye ve yazmaya çalışıyorum. Şimdi bir zorunluluktan ziyade alışkanlık oldu diyebilirim. İlhamımı minibüs koltuklarında alıyorum cümlesi benim en özetleyici cümlem olacaktır. İlk kitabım 'Merhaba Yaşamak' adlı kitabımı kanser hastası iken hastane ranzasında yazmıştım. Daha sonra çıkardığım 'Kayıp İlanı' adlı polisiye romanımı yine minibüs koltuklarında yazdığım bir kitabım. 'Büyük Deprem Kaybolan Umutlar' adlı romanım bildiğiniz gibi Elazığ depremi ile ilgili yazdığım bir kitaptır dedi.