Suriye’deki dehşet dengesi içinde çok belirleyici bir konuma geldik ve artık bizi dinlemek, anlamak ve ona göre hareket etmek mecburiyeti hissediyorlar.

Türkiye’nin milli bekasına yönelik tehdidi yok etmekteki kararlılığı, bölgedeki ve özellikle Suriye’deki bütün taşları yerinden oynattı. Her ne pahasına olursa olsun Türkiye’nin varlığını hedef alan terör örgütlerini yok edeceğini net olarak ortaya koyması, Suriye’de cirit atan herkesin durumunu tekrar gözden geçirmesini gerektirdi.

ELİMİZ GÜÇLÜ

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgedeki terör örgütlerini süpürmek için elimizi çok güçlendirdi ve kararlılığımızın sahadaki göstergesi oldu. Sadece PKK-YDG değil DEAŞ’a da hayat hakkı tanımayacağımızı gösterdik. Rusya, Türkiye olmadan işin içinden çıkılamayacağını gördü ve işbirliğini arttırdı. Astana ve Soçi süreçleri bunun sonucunda gelişti ve ivme kazandı. İran, terör örgütleri üzerinden yapılan hiçbir hesabın kalıcı olmayacağı gerçeği ile yüzleşti ve Türkiye’yi daha fazla dinlemeye başladı. ABD önce direndi, bildiğini okudu, terör örgütlerini korudu, kolladı, silahlandırdı ve azdırdı. Ancak bunun ne bölgeye, ne kendilerine, ne de asıl hesaplarına bir faydasının olmadığını fark etti ve Türkiye’nin tezlerini ciddiye alma noktasına geldi.

BİZE BAKARAK VAZİYET ALIYORLAR

Her zaman kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan kendi menfaatlerimizin gereğini yapmamız, varlığımıza ve güvenliğimize yönelik tehdidi ne pahasına olursa olun bastırmamız gerektiğini söyledik. Bu kararlılığı ortaya koymamız durumunda, herkesin bize göre vaziyet almak zorunda kalacağını iddia ettik. Bugün bu noktadayız. Elbette, her şeyin bizim kontrolümüzde olduğunu söylememiz imkansızdır. Elbette, henüz kat edilmesi gereken büyük mesafeler vardır. Ancak, bu dehşet dengesi içinde çok belirleyici bir konuma geldik ve artık bizi dinlemek, anlamak ve ona göre hareket etmek mecburiyeti hissediyorlar.

KİM NEREDE DURUYOR?

Trump’ın açıklamaları, ABD’nin Suriye’den çekilme kararının tamamen Türkiye’nin pozisyonuna dayalı olarak alındığını belgeliyor. Çekilmenin hangi boyutta olacağı ve ne kadar ciddiye alınabileceği muamması devam etse de, Suriye üzerinde hesabı olan herkes, yeniden pozisyon almak zorunda kalmıştır. Alınan bu pozisyonlar, kimin nerede durduğunu, ne kadar samimi olduğunu, hangi pis oyunların içinde yer aldığını da bir defa daha göstermiştir. Esad’ın telaşını, terör örgütlerinin paniğini anlayabiliyoruz. İsrail’in gelişmelerden ne kadar rahatsız olduğunun farkındayız. ABD’yi ve Rusya’yı zaten hesaba katıyoruz. Fransa sinsi şekilde fırsat kolluyor. İran’ın arkadan dolanmaktaki hünerini de yabana atmıyoruz. Bizi asıl dehşete düşüren Suudi Arabistan’ın başını çektiği, sözde İslam ülkelerinin tutarsızlığı ve Türkiye karşıtlığını bir düşmanlık boyutuna taşımalarıdır. Birleşik Arap Emirlikleri’nden sonra Bahreyn’nin de Şam’da Büyükelçiliğini tekrar açmasının tek sebebi Türkiye karşıtlığıdır. Esad’ı bize karşı kışkırtma ve sözde gücünü arttırma gayretidir.

TEDBİRİMİZİ ALDIK

Terör örgütünün Münbiç’i Esed’e bıraktığını açıklaması, Türkiye’nin palanlarını bozmak ve önünü kesmek için pis bir oyundur. Esed’in ne Münbiç’i kontrol edecek gücü, ne de böyle bir imkanı var.Biz, bu kirli oyunları daha önce de gördük ve artık karnımız tok. Nitekim, sayın Cumhuraşkanının açıklamaları çok nettir. Suriye rejiminin Münbiç'e yönelik psikolojik bir çalışma ve eylem içerisinde olduğunun bilindiğini söylemiştir. Tedbirimizi aldığımızı, Silahlı Kuvvetlerimizin bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü ve her türlü adımın atıldığını açıklamıştır. Bu değerlendirmeler, son derece isabetlidir ve bir kararlılığı ortaya koymaktadır.

MÜNBİÇ HEDEFTE

Herkes varlık sebebinin gereğini yerine getiriyor. Terör örgütlerinin varlıklarını devam ettirebilmek için her yolu denemeleri, varlık sebeplerine uygundur, ama bu katil sürüsüyle işbirliği yapan Esed ve onun yandaşları, buradan bir çıkış yolu bulacaklarını mı zannediyorlar? Koruyup kolladıkları, işbirliği yaptıkları terör örgütleri en kısa zamanda dönüp kendilerini vuracaklardır ve bunu zaten defalarca yapmışlardır. Esed, denize düşmüştür ve yılana sarılmaktadır. Türkiye Münbiç’i temizlemekte kararlıdır ve bütün hazırlıklarını tamamlamıştır. ÖSO ve TSK unsurları şehrin yakınlarında her an harekete geçecek durumdalar ve emir beklemektedirler. Bugün Rusya’ya gidecek heyetimiz, Suriye’nin geleceğini değerlendirecek ve Fırat’ın doğusuna yapılacak müdahalede hava sahasının açılması konusunda görüşmeler yapacaktır. Hedefimiz terör örgütleridir. Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu defalarca açıklamıştır. Afrin’de, Cerablus’ta, Elbab’da bulunma sebebimiz buralardaki terör örgütlerini yok etmek ve huzuru sağlamaktır. Münbiç’te de aynı şeyi hedefliyoruz.

Gelişmeler ve zaman Türkiye’nin varlığının, güvenliğinin ve başarısının sadece kendisiyle sınırlı kalmadığını, etrafına da, bölgeye de, dünyaya da huzur getirdiğini göstermiştir. Bunun böyle olduğunu hala anlamayanlar veya kabul edemeyenler de, anlamak ve kabul etmek zorunda kalacaklardır.